Adolf Hitler'in liderliğindeki Nazi Almanyası, "Yaşam Alanı" (Lebensraum) ideolojisi ve Bolşevizm karşıtlığı hedefiyle, Molotov-Ribbentrop Paktı'nı hiçe sayarak Sovyetler Birliği'ne saldırdı.
Milyonlarca askerin, binlerce tank ve uçağın katıldığı bu devasa çatışma, Doğu Cephesi'nde dört yıl sürecek kıyasıya bir mücadeleyi başlattı ve milyonlarca insanın hayatına mal oldu. Barbarossa, sadece askeri bir operasyon değil, aynı zamanda ideolojik bir yok etme savaşıydı ve sonuçları küresel tarihi derinden etkiledi.
HAREKAT ÖNCESİ DURUM
Barbarossa Harekâtı'nın temelinde, Hitler'in Bolşevizm'i yok etme, Yahudileri ortadan kaldırma ve Doğu Avrupa'da Almanlar için yaşam alanı yaratma saplantılı ideolojisi yatıyordu.
Almanya ve Sovyetler Birliği arasındaki 1939 tarihli Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı, başlangıçta Nazi Almanyası'nın Batı Avrupa'daki işgalleri sırasında doğu sınırlarını güvence altına almasını sağlamıştı. Ancak Hitler, bu paktı stratejik bir araç olarak görmüş ve Sovyetler Birliği'nin doğal düşmanı olduğuna inanmıştı.
1940'ta Fransa'nın düşüşüyle Batı Cephesi'nde nispeten bir durgunluk yaşanırken, Hitler tüm dikkatini doğuya çevirdi. Wehrmacht'ın (Alman ordusu) Polonya ve Fransa'daki hızlı zaferleri, Alman komuta kademesinde ve Hitler'de aşırı bir güven yaratmıştı.
Sovyetler Birliği'nin büyük ama modernleşmemiş ordusunun kolayca yenilebileceğine inanılıyordu. Almanlar, tıpkı Fransa'da olduğu gibi, birkaç hafta içinde Sovyet direnişini kırıp Moskova'ya ulaşmayı hedefliyorlardı.
Harekâtın adı, 12. yüzyıl Kutsal Roma İmparatoru I. Frederick'in (Kızıl Sakal - Barbarossa) Doğu'daki seferlerinden esinlenerek verilmişti.
Sovyet tarafında ise, Stalin'in Alman saldırısına dair istihbarat raporlarını sürekli olarak göz ardı etmesi büyük bir yanılgıydı. İngiliz istihbaratı ve hatta Alman Komünistleri bile Sovyetlere yaklaşan saldırı hakkında uyarılar gönderirken, Stalin bunların provokasyon olduğunu düşünüyordu.
Ordu içerisindeki "Büyük Tasfiye"ler (1937-1938), Sovyet ordusunun üst düzey komuta kademesini zayıflatmış, deneyimli generallerin çoğunu ortadan kaldırmıştı. Bu durum, Alman saldırısı karşısında Sovyet savunmasını kırılgan hale getirecekti.
HAREKATIN BAŞLANGICI VE YILDIRIM HAREKATI
22 Haziran 1941 şafağında, yaklaşık 3,8 milyon Mihver askeri (3 milyonu Alman), 3.500 tank ve 2.700 uçakla, üç ana ordu grubu halinde, 2.900 kilometrelik geniş bir cephe hattı boyunca Sovyetler Birliği'ne saldırdı:
- Kuzey Ordu Grubu: Leningrad'a doğru ilerleyecekti.
- Merkez Ordu Grubu: Minsk, Smolensk üzerinden Moskova'ya yönelecekti.
- Güney Ordu Grubu: Kiev ve Ukrayna'nın zengin tarım alanlarını ele geçirmeyi hedefleyecekti.
Almanların "Blitzkrieg" (Yıldırım Savaşı) taktiği, Sovyet savunma hatlarında büyük bir şok etkisi yarattı. Hava Kuvvetleri (Luftwaffe), daha ilk günlerde Sovyet Hava Kuvvetleri'nin büyük bir kısmını yerde imha etti.
Panzer (tank) birlikleri, Sovyet hatlarını yararak derinlemesine ilerledi ve yüz binlerce Sovyet askerini "Kazanlar" olarak bilinen büyük kuşatmalarda esir aldı. İlk haftalarda Alman ilerleyişi inanılmaz boyutlara ulaştı; Almanlar günde onlarca kilometre ilerliyordu.
GENERAL KIŞ'IN GELİŞİ
Ancak, Almanların bu hızlı ilerleyişi beklenmedik zorluklarla karşılaştı:
- Mesafe ve Lojistik: Sovyetler Birliği'nin devasa coğrafyası, Alman lojistik ağını aşırı derecede zorladı. İkmal hatları uzadıkça, birliklere yakıt, mühimmat ve erzak ulaştırmak imkansız hale geliyordu.
- Sovyet Direnişi: Almanların beklentisinin aksine, Sovyetler olağanüstü bir direniş gösterdi. Yerel halktan kurulan partizan birlikleri, Alman ikmal hatlarına saldırılar düzenleyerek önemli kayıplar verdirdi.
- "Yanmış Toprak" Taktiği: Sovyetler, geri çekilirken Almanların faydalanmasını engellemek için her şeyi ateşe verdi. Köyler, tarlalar, fabrikalar yok edildi; bu da Alman ikmal sorununu daha da derinleştirdi.
- Kışın Gelişi: Alman stratejistlerin en büyük yanılgılarından biri, kış gelmeden Moskova'ya ulaşacaklarına dair inançlarıydı. Ancak kasım ayında başlayan dondurucu Rus kışı, Alman ordusunu hazırlıksız yakaladı. Zırhlı araçların motorları donuyor, silahlar tutukluk yapıyor ve askerler şiddetli soğuklara dayanabilecek teçhizata sahip değildi. Binlerce Alman askeri donma ve hastalıklardan hayatını kaybetti.
Moskova Savaşı (Ekim 1941 - Ocak 1942): Alman Merkez Ordu Grubu, kış koşullarına rağmen Moskova'ya yaklaştı. Aralık başında, bazı Alman keşif birlikleri Moskova'nın banliyölerini görebilecek kadar ilerlemişti.
Ancak, Sovyetlerin Sibirya'dan ve Uzak Doğu'dan takviye ettiği taze birlikler ve General Georgi Zhukov'un karşı saldırısı, Almanları Moskova önlerinde durdurdu ve geri püskürttü. Bu, Blitzkrieg'in ilk büyük yenilgisiydi ve Almanya'nın Sovyetleri kısa sürede dize getirme umutlarını sona erdirdi.
AZ BİLİNEN VE İLGİNÇ YANLAR
Barbarossa Harekâtı, birçok az bilinen detayı ve ilginç gerçeği barındırır:
- Romanya ve Finlandiya'nın Rolü: Mihver Devletleri arasında sadece Almanya yoktu. Romanya, Macaristan, Slovakya, İtalya ve Finlandiya da Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı. Özellikle Finlandiya, 1939'da Sovyetlerin kendilerine saldırması (Kış Savaşı) nedeniyle İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya ile iş birliği yaptı ve Leningrad kuşatmasında önemli bir rol oynadı.
- Sovyet Kadın Keskin Nişancılar: Sovyet ordusu, İkinci Dünya Savaşı'nda binlerce kadın savaşçıyı cepheye sürdü. Özellikle kadın keskin nişancılar, Alman askerleri arasında korku saldı. En bilinenlerinden biri olan Lyudmila Pavlichenko, 309 teyit edilmiş düşman öldürme sayısıyla tarihin en ölümcül keskin nişancılarından biri oldu.
- Rasputitsa (Çamur Dönemi): Rusya'da ilkbahar ve sonbaharda yaşanan, kar ve buzun erimesiyle yolların devasa çamur göletlerine dönüştüğü "Rasputitsa" dönemi, Alman ikmal hatları için kış kadar büyük bir engeldi. Ağır Alman araçları çamura saplanıyor, ilerleyemiyordu.
- Volkssturm (Halk Fırtınası): Savaşın sonlarına doğru, Almanya'da yaşlı erkekler ve çocuklar dahil olmak üzere savaşamayan nüfusun bile askere alındığı "Volkssturm" birlikleri kuruldu. Bu, Almanların insan gücü kayıplarının boyutunu gösteriyordu.
- Sovyet Propaganda Posterleri: Sovyetler Birliği, halkı direnişe teşvik etmek için güçlü ve etkili propaganda posterleri kullandı. "Ana Vatan Çağırıyor!" gibi sloganlar, milyonlarca insanı cepheye veya savaş sanayisine katılmaya teşvik etti.
- "General Don" ve "General Kış": Almanlar, Moskova önlerinde yenilgiye uğradıklarında, yenilgilerinin sorumlusu olarak "General Kış" ve "General Don"u (donma) gösterdiler. Ancak tarihçiler, Almanların lojistik yetersizlikleri ve Sovyet direnişinin de en az kış kadar etkili olduğunu belirtir.
HAREKATIN SONUCU VE KÜRESEL ETKİSİ
Barbarossa Harekâtı, Nazi Almanyası için tam bir felaketle sonuçlandı. Kısa sürede zafer kazanma umutları suya düştü ve Almanya, iki cepheli korkunç bir savaşa saplandı. Doğu Cephesi, savaşın en kanlı cephesi oldu; milyonlarca askeri ve sivilin hayatına mal oldu.
Sovyetler Birliği, bu savaşta yaklaşık 27 milyon vatandaşını kaybetti.
Barbarossa'nın başarısızlığı, İkinci Dünya Savaşı'nın dönüm noktası oldu. Almanların batıda elde ettiği başarılar, doğudaki bu devasa yenilgiyle gölgelendi. Sovyetler Birliği, Stalingrad ve Kursk gibi muharebelerde Almanları kesin olarak yenilgiye uğratarak karşı saldırıya geçti ve sonunda Berlin'e kadar ilerleyerek Nazi rejimini sona erdirdi.
Barbarossa Harekâtı, insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir trajedinin ve dehşetin sembolü olarak kaldı. Aynı zamanda, ideolojik nefretin ve sınırsız yayılmacılığın ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğinin de acı bir hatırlatıcısı oldu.
Bu harekâtın mirası, günümüzde bile uluslararası ilişkiler, savaş stratejileri ve tarihsel hafıza üzerinde derin etkiler bırakmaya devam ediyor.