2024 yılında Türkiye’deki elektrikli araç sayısının 100.000’i aşması ve satılan her 10 araçtan 1’inin elektrikli olması hedefleniyor.. Bu hedef, Türkiye’nin sürdürülebilir ulaşım vizyonuna ve çevre dostu teknolojilere verdiği öneme işaret ediyor. Ancak, bu hedefin gerçekleşmesi için altyapı çalışmalarının hızla devam etmesi ve elektrikli araçların daha da ekonomik hale gelmesi gerekiyor

Bu artışın arkasındaki ana faktörlerden biri, elektrikli araçların sunduğu çevre dostu ve ekonomik avantajlardır. Türkiye’deki elektrikli araç sahipleri, düşük yakıt maliyetleri ve bakım masrafları ile çevreye duyarlı bir ulaşım tercihi yapmanın keyfini çıkarıyor.

Ancak uzmanlar elektrikli araç kullananlarının dikkat etmesi geren kuralları hatırlattı.

* Elektrikli araç sahiplerinin şehirler arası sürüş stratejisi, seyahat öncesi iyi bir plan yapılarak belirlenmeli ve seyahat sırasında zamanla yarışmamalı. Şarj etmek adına duracağınız lokasyon için, önceden şarj istasyonu operatörünü aramalı. Gittiğinizde istasyon arızalı olabilir, dolu olabilir veya bloke edilmiş olabilir.

* Soğuk havalarda hava sıcaklığı menzili düşürdüğü gibi sıcak havalarda da klima sistemi menzil kayıplarına sebep olabiliyor.

* Yine herkes benzer eğilimlerle benzer gün ve saatte yola çıkacağı için, dönüş için bir gün önce veya bir gün sonra yola çıkmak, istasyon yoğunlukları açısından rahatlık sağlar. Birçok aracın ortalama 300 ile 400 km menzile sahip olduğunu göz önünde bulundurursak, Bodrum- Ankara gibi yoğun istikametlerde, şarj istasyonu yoğunluğunun da belirli bölgelerde yaşanacağını görebiliriz. Şarj seviyesi yüzde 20’ye inmeden şarj etmek bu anlamda sürücüleri yoğunluktan kurtarabilir.

* Elektrikli araç sahiplerinin her ihtimale karşı taşınabilir bir şarj ünitesini de bagajlarında bulundurmasını şiddetle öneriyoruz. Son olarak hızlı gitmek can ve sürüş güvenliği açısından risk barındırdığı gibi, elektrikli araçlarda büyük menzil kayıplarına da yol açıyor. Sakin ve ekonomik bir sürüş temposuyla hareket ederek menzilinizi koruyabilirsiniz.