Bir bu kalmış idi, şimdi oda oldu. Dün Siyasi tarihimizde bir ilk yaşandı ve kan aktı. Üstelik akan bu kan bir kadın Milletvekiline ait. Bu nedenle bir ilk yaşandı diyorum. Üzgünüm çoluk çocuklarımıza kötü örnek olduk.

Sevgili okuyucular, 35 yıldır siyaseti takip eden bir Gazeteciyim, bunun büyük bir bölümünü Parlamentoda geçirdim. Hiç evirip çevirmeden şunu samimiyetle söylemeliyim ki böyle bir Parlamento’yu ilk kez görüyorum.

Yıllar öncesi, Demirelli, Özallı ve Ecevitli yıllarda da Meclis çatısı altın buna benzer görüntüler vardı, zaman zaman vekiller birbirlerine girer, hatta çantalar havada uçuşurdu.

Ama arenaya dönen bir Meclis hiç görülmemiştim, alenen boks maçı vardı salonda. Gerçekten kimin kime vurduğu tam olarak anlaşılamayan, önüne gelene tekme tokat girişilen bir görüntü vardı ortada. Yaklaşık 100 milletvekili sanki meydan savaşına girişmişti.

Ayırayım derken çaktırmadan rakip takımın vekillerine alttan üsten saldırı yapıldı. Yere düşenler, yerde sürünenler, bir jimnastikçi gibi havaya sıçrayıp rakibe saldıran Vekiller mi ararsınız her şey vardı. TBMM arenasında.

Gözüken köy kılavuz istemez, bugünün gelişi, birkaç gün önceden belliydi. Olağan üstü toplantıda bir şeyler olacağı muhakkaktı. Kulisler gerilmiş, fiskos almış başını gitmişti. Her kafadan bir ses çıkıyordu. 

İşte bu ortamda olağanüstü toplantısına gidildi. Artık herkes biliyordu, bu oturum sonucu belli bir oturumdu. Can Atalay’a hürriyet yoktu. DEM Parti bu duygularla ve hazırlıklı gelmiş idi salonu. Kulisler de böyle söylüyordu.

Nitekim TİP’li vekil Ahmet Şık’ın kürsüye geliş biçimi bir şeylerin olacağını göstermişti. Vekil daha ağzını açıp konuşmaya başlayınca, ağzından çıkan ağır kelimeler AKP’li vekillerin ayağa fırlamasına sebep oldu.

Evet Şık’ın kullandığı kelimeler biraz ağır kaçmıştır. Ancak her ne olursa olsun kürsü hakimiyetine sığınarak söylenen bu cümlelerin karşılığı tekme tokat olmamalı idi. Meclisin kuralları var o an başkanlık yapan Vekil gereken uyarıları yapar ve Cezayı da keserdi.

İşte iş böyle olmadı, önceden vukuatlı olan AK Parti Milletvekili Alpay Özalan gene hünerini gösterdi ve sporculuğuna güvenerek rakibi TİP Milletvekili Ahmet Şık’a okkalı bir yumruk attı. İşte ne olduysa ondan sonra oldu ve Genel Kurul Arenaya döndü.

Kimin kime vurduğu, kimin ayırmak bahanesiyle alttan, üsten tekme savurması gibi her şey vardı, Arenada. Sevgili okuyucular gerçekten görülmeye değer heyecanlı, bağrışmalı, kadın vekillerin çığlıkları ile kardeş kavgası bir kere çıkmıştı.

Nöbetçi Vekil CHP’li Gülizar Biçer Karaca’nın yerine birazda bilerek yapılan değişiklik de işe hiç  yaramamış idi ve kabak son dakika değişikliği ile Başkan vekilliği koltuğuna oturtulan Bekir Bozdağ’ın başına patlamıştır.

Bir kere ipin ucu kaçmış idi. Başkan sıkışınca arka arkaya aralar verdi oda işe yaramadı, Grup Başkan vekillerini arka odada topladı orada da sulh çıkmadı. Nihayet 6 kez verilen aradan sonra oturuma geçildi.

Bu kez CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in devreye girmesi ve Meclis başkanını araması ile son oturumları Numan Kurtulmuş yönetmeye başladı. Bu önceden yapılmalıydı bugünkü toplantının tansiyonunun yüksek olacağı önceden belliydi. CHP’nin oturum başkanlığı elinden alınıp AK Partili Bekir Bozdağ’a verilince fitil zaten ateşlenmişti.

İşte Meclisimiz bu atmosferle olağan üstü toplantıya başladı. Belliydi Sporcu kardeşim Alpay Özalan’ın ortaya çıkıp gene bir vukuat işleyeceği. Bence AK Parti Alpay Özalan’ı Milletvekili değil boks Milli takımına gönderseydi, emin olun ülkemiz çok sayıda altın madalya kazanırdı. Yazık oldu Alpay’a harcandı.

İşte sevgili okuyucular anlatmaya çalıştığım ve anlatmadıklarımla beraber Meclis arenasında olağanüstü toplantı böyle sonuçlandı.  Ancak yazık oldu gençlerimize kötü örnek olduk.