Özgür Özel'den Devlet Bahçeli'ye 'cuntacı' cevabı Özgür Özel'den Devlet Bahçeli'ye 'cuntacı' cevabı

TMMOB Maden Mühendisler Odası, 6 Şubat 2023’te yaşanan ve 11 kenti yıkan deprem felaketi sonrasında 2023’ün nisan ayında 6 Şubat 2023 Depremleri Raporu’nu yayımlamıştı. Yayımlanan raporda, afetle ilgili kurum ve örgütlerin hukuki durumu, deprem ve afet yönetimine ilişkin değerlendirmeler, deprem sonrasında TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın yaptığı çalışmalar, deprem sonrasında oluşan molozların depolama sorunu ve diğer değerlendirmeler yer aldı.

TMMOB Maden Mühendisler Odası’nın hazırladığı raporda 17 Ağustos depreminin ardından kurumların afetlerle alakalı yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanması sonucu, afet ve acil durumlarda yetki ve koordinasyonun tek bir elde toplanıp Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ( AFAD) kurulduğuna, yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplandığına dikkat çekti. 

Yetkinlik ve koordinasyonun sağlanamaması pahalıya mal oldu 

Yayımlanan raporda, “AFAD “afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınması ve olayların meydana gelmesinden önce hazırlık ve risk azaltma, olay sırasında yapılacak müdahale ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması, yurt içinde ve yurt dışında insani yardım operasyonlarının yapılması ve koordine edilmesi ile bu konularda politika önerilerinin geliş tirilmesi ve uygulanması” ile görevlendirilmiştir. Böylesi bir görevin gereği, AFAD’ın depremle ilgili arama-kurtarma çalışmaları ile ilgili gerek deprem öncesi örgütlenme ve hazırlıkları, gerek deprem sırasındaki görevlerin planlanması ayrıntılı bir biçimde planlanmış, bu planlama içerisinde gerekli görevlendirmelerin yapılmış ve görev alacak personelin gerekli eğitimleri alarak yetkinliği sağlanmış olmalıdır. Oysa 6 Şubat depremleri sonrasında yaşananlar AFAD’ın olması gerekenin çok uzağında olduğunu göstermiştir. Bu durumun önemli nedenlerinden biri geçmişin Sivil Savunma organizasyonunun deneyimli kadrolarının etkisiz görevlere getirilmiş olması, yerine yandaş kadroların göreve başlatılmış olmasıdır. AFAD, AKP’nin personel deposu haline getirilmiştir.” denildi.  

Müdahale sürecinde yaşanan koordinasyon eksiklikleri ve yaşanan aksaklıklar

Eden Mühendisleri Odası'nın, raporunda yer verdiği ulaşımdaki aksaklıklar için, "Depremin etkilediği tüm bölgelerde, yetkili/sorumlu kurum olan AFAD’ın afet yönetiminin organizasyonunun tüm aşamalarında;

a.Ulaşımın düzenlenmesi,

b.Arama/Kurtarma(A/K),

c.Yurt dışından gelen ekiplerin koordinasyonu,

d.Yaşamı sürdürme (beslenme, barınma ve sağlık hizmetleri),

e.Hasar tespiti,

f.Enkaz kaldırma çalışmalarında yetersiz kaldığı, … afet müdahale planlarında görevlendirilen (destekleyici/sorumlu) kurumlar arası koordinasyon ve planlama eksikliği sonucu kayıpların arttığı gözlemlenmiştir.

Afet planlarının en önemli unsuru olan TSK’nın, 7269 sayılı Kanunun açık emrine rağmen, böylesine büyük bir afette neden valiler tarafından afet anında yardıma/göreve çağrılmadığı, afetin olduğu ilk saatlerde ve nicelik olarak üst sayıda müdahalede bulunamadığı, 1999 Gölcük Depremindeki hızı/niceliği ve organizasyonu gösterememesi -her ne kadar MSB’nin biz hazırdık diye basın açıklaması yapmasına rağmen kayıpların bu kadar çok olmasının sebepleri arasında sayılmaktadır." ifadeleri yer aldı.

Deprem bölgesine günler sonra ulaşıldı

Depremin meydana geldiği ilk andan yaşanan ulaşım sorunu, olumsuz kış koşulları ve kurtarma çalışmalarına geç başlanmış olmasının altı çizildi. "Deprem bölgesine ilk andan itibaren ulaşım sorunu yaşanmıştır. Deprem günü olumsuz kış koşullarının getirdiği ulaşım zorlukları dikkate alınmamış, ağırlıklı olarak karayolu düşünülmüştür. Oysa özellikle deprem bölgesinde karayollarının da zarar görmüş olması öngörülerek ulaşımın planlanması gerektirdi. Sonrasında, gecikmeli olarak da olsa hava yolu devreye alınmış, ancak hava yolunda da etkin bir ulaşım sağlanamamıştır. Havalimanları toplanma merkezleri olarak kullanılmış, arama kurtarma ekipleri deprem bölgesine gecikmeli sevk edilip, oradan karayoluyla bölgeye ulaştırılmıştır. Deprem bölgesinde ulaşımın etkin ve hızlı sağlanamaması sebebiyle, arama kurtarma ekipleri 15-20 saat gecikmelerle deprem bölgelerine ulaşmıştır. Kapanan karayollarında, alternatif yollara yönlendirme yapılmadığından, ulaşımda ek güçlüklerle karşılaşılmış, ekipler afetten sonra çok kısa bir za manda hazırlanmalarına rağmen, kurtarma çalışmalarına geç başlamışlardır. Karayolları ve demiryollarının bazı bölümleri ile havalimanlarının ( Kahramanmaraş ve Hatay) yaşanan depremden sonra hasar görmesi nedeniyle ulaşıma kapandığı ilgili kurumların ve AFAD’ın muhtelif basın bültenleri ile açıklanmış olup, denizyolunun kullanılması ise ikinci günden sonra başlamıştır. Ulaşımda yaşanan bu durum arama-kurtarma çalışmalarını çok olumsuz etkilemiş, çok daha fazla sayıda insanımızın sağ olarak kurtarılmasının önüne geçmiştir."

"Osmaniye-Kaypak (Baraj Yolu) haricinde tüm yolların trafiğe açıldığı, KGM’nin 13 Şubat 2023 tarihli duyurusuyla açıklanmıştır. TCDD tarafından 11.02.2023 tarihinde yapılan açıklamada, depremde bin 275 kilometrelik hattın zarar gördüğünü bin kilometrelik alanda bakımın yapıldığını diğer bölgelerde ise çalışmaların sürdüğünü belirtmiştir. 13 Şubat 2023 itibariyle tüm havaalanları uçuşa açık duruma getirilmiştir. Yukarıdaki ifadelerden de görüldüğü gibi; tüm karayollarının ve havayollarının hizmete açılması depremden bir hafta sonra ancak mümkün olmuştur." denildi.

Doğal afetlerde aşamsal önme sahip olan iletişim yapılamadı

Depremin ardından deprem bölgesiyle iletişimin kesileceğinin bilinmesi ve buna göre önlemler alınması gerektiğine dikkat çeken raporda, mobil baz istasyonlarının yedeklenip devreye alınmasının gerektiği aktarıldı. "Afetlerde önemli bir nokta iletişimin kesintisiz devam ettirilebilmesidir. Hele böylesi geniş alanı kapsayan, milyonları etkileyen ve seferberlik gerektiren bir afette iletişim yaşamsal bir öneme sahiptir. Mobil baz istasyonlarının genel olarak yapılara kurulmuş olmasından dolayı depremde iletişimin kesileceğini önceden bilinebilir bir durumdur. Bu nedenle, deprem sonrasında iletişimin kesintisiz devam ettirilmesi için yedek mobil baz istasyonlarının tedbiren stoklanmış olması, depremde hızlıca devreye alınması gerekirdi. Bunun ihmal edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda acilen mobil baz istasyonlarının temin edilerek bölgeye gönderilmesi, aktif hale getirilmesi böylece sağlıklı bir iletişimin sağlanması gerekirdi. Oysa deprem bölgesinde ciddi bir iletişim sorunu yaşanmıştır. Özellikle depremin ilk üç gününe kadar yoğun (Antakya ve Kırıkhan’da beşinci günde de giderilememişti.), sonrasında azalarak devam eden iletişim aksaklık- ları bölgedeki tüm çalışmaları ve koordinasyonu etkilemiştir. Servis sağlayıcı şirketler hasar gören ünitelerini hızla yedekleyememişler, arızaları hızla giderememişlerdir. Görsel medyada anlatılan “enkaz altından gelen, ilk gün yapılan yardım çağrısının, 6. gün ulaştığı” örneği bu durumun somut ifadesidir." denildi.

Haftalarca barınma, beslenme ve hijyen sıkıntısı

"İklim koşulları nedeniyle, afetzedelerin barınma konusu aciliyet kazanmasına rağmen, geçici barınma sağlamada başarılı olunamamıştır. Afetzedelerin geçici barınma talepleri çok uzun süre giderilememiştir. Yine diğer afetlerde gördüğümüz geçici beslenme ünitelerinin kurulumunda da zafiyet görünmüş, uzun süre beslenme organizasyonu yapılamamıştır. Bölgeye gelen gıda/giyecek/geçici barınma üniteleri, organizasyon bozukluğu nedeniyle talep edenlere ulaştırılamamıştır. Afetlerde, kurdukları çadırlarıyla anılarımızda yer alan Kızılay, bu depremde, bir sivil inisiyatif olan Ahbap’a çadır satışı ile gündeme gelmiştir. Diğer yandan depremzedeler acilen çadır gereksiniminin karşılanmasını beklerken bazı kamu kurumlarının çadırlara logo bastırıma derdine düşmesi, çadırları bunun için çok uzak illere göndermesi kamu yönetiminde yaşanan yozlaşmayı göstermektedir.3.5. Hasar Tespit, Enkaz Kaldırma Faaliyetlerindeki Aksaklıklar Hasar tespit ve enkaz kaldırma çalışmalarının başlatılabilmesi için A/K faaliyetlerinin büyük oranda tamamlanmış olması gerekir. Ancak iktidar tarafından A/K çalışmaları tamamlanmadan enkaz kaldırma işlemlerine başlanması, kurtarma anlamında, geri dönülmesi olanaksız zararlara neden olmuş, önemli hata yapılmıştır. Bu durum hem enkaz altında yakınlarının kurtarılmasını bekleyen afetzedelerin, hem meslektaşlarımızın tepkisini çekmiş, İspanya’dan gelen arama/kurtarma ekibi “…bu yanlışa ortak olmak istemiyoruz…” diyerek çalışmalarını bırakarak ülkelerine dönmelerine neden olmuştur."

Enkaz kaldırma çalışmalarında acele

TMMOB Maden Mühendisleri Odası'nın hazırladığı rapora göre enkaz kaldırma çalışmalarında sırasında acele edilmesi ciddi sorunlara yol açtı. Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında oluşan yoğun tozlanmada, özellikle asbestin havaya karıştığına dair şüphelerin olduğu vurgulandı. "İktidarın enkaz kaldırma çalışmalarında bu denli acele etmesi, hasar tespit çalışmalarını, binalardan karot numunesi alımı, moloz depolama alanlarının belirlenmesi ve hazırlanması konusunda da ciddi sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Bu acele nedeniyle yıkılan bütün binalardan yargı sürecinde kullanılacak sağlıklı numune alınması mümkün olmamış, hasar tespit çalışmaları son derece yüzeysel yapılabilmiştir. Hasarsızlık tespiti yapan ekiplerin nitelikleri ve tespitte kullandıkları yöntemde ilgili meslek odalarınca tartışılır bulunmuştur. Ayrıca tespitten sonra oluşan deprem ve artçı sarsıntıların, tespiti geçersiz kıldığı endişesini doğurmuştur. Enkaz kaldırma çalışmaları yapılırken sulama yapılamaması sonucu yoğun tozlanma olduğu görülmüş, bu tozlardaki zararlı maddelerin -özellikle asbest- havaya karıştığından şüphe edilmektedir." ifadeleri yer aldı.

Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Kilis, Diyarbakır, Gaziantep, Osmaniye, Şanlıurfa, Adana ve Hatay'da yıkımlar oldukça fazlaydı. Saat 04.17'de Pazarcık merkezli meydana gelen deprem 7,7 şiddetinde oldu ve 65 saniye sürdü. 13.24'te meydana gelen ve merkez üssü Elbistan olan ikinci deprem ise 7,6 şiddetinde gerçekleşti ve yaklaşık 45 saniye devam etti. Meydana gelen depremlerde resmi rakamlara göre 53 binden fazla kişi yaşamını yitirdi.

Muhabir: C. Dilan Koluaçık