Yıl 1930... Bugünkü şehir, eski Ankara ve Yenişehir adı verilen yeni yapılaşan bölge ile Kavaklıdere, Çankaya, Cebeci ve Gardan oluşuyor. Eski şehir kalenin üç tarafında kümelenir ve düzlüğe kadar iner; özellikle yüksek semtlerde surlarının bir kısmını korumuştur. Şehir yaklaşık 50 sene önce balık pazarı civarındaki semtleri tahrip eden bin bir yangın nedeniyle kısmen yıkılmıştır; 1917 yılında bir başka yangın tepenin batı yamacını kalenin batıya bakan yüksek duvarından itibaren Balık Pazarı'nın büyük caddesinin bulunduğu bölgeye kadar yakıp küle çevirmiştir. Bu felaket 30 bin m2'lik alanı yok etmiştir. 1930 yılında kış mevsiminin sonuna doğru Balık Pazarı semtinde üçüncü bir yangın daha çıkmış ve birkaç saat içinde marangoz, kasap ve çilingir dükkanlarının bulunduğu semti ve 1463 yılına ait eski bir hamamı yok etmiştir. Eski şehrin dikkat çekici bir özelliği vardır; girintili çıkıntılı duvarları geçmişteki mücadelelerin ve 13 Yüzyıllık tarihini çağrıştırır.


Eski evlerle çevrili dar sokakları her adımda tarihi anıları barındırır. Roma ve Augustus tapınakları Jülien Sütunu şehrin geçmişteki büyüklüğünü kanıtlar. Bilginler, meraklılar, iş adamları; Hacı Bayram, Hacı Doğan, At Pazarı, Hacı Musa sokakları boyunca yapacakları yürüyüşten büyük keyif alacakları; mühendis ve mimarlar ise düzlüğün kenarına inşa edilen hükümet binaları, otelleri, bankaları büyük bir zevkle seyredeceklerdir.
Yenişehir ve Cebeci semtleri henüz yapım aşamasındadır. 1930'lu yıllarda Ernest Mamboury Ankara Gezi Rehberi'nde böyle anlatmaktadır, Ankara'yı.
Devamla her yerde zarif köşkler, görkemli bakanlık binaları, oteller, elçilikler, temsilcilikler modern ve sağlık kurallarına uygun okullar, banklarla donatılmış bahçeler, ağaçlandırılmış geniş caddeler hava, güneş ve manzara göz kamaştırıyor.


Belediye hizmetlerine gelince, Ankara'nın bakımı özenli bir biçimde sağlanıyor; karayolları hizmetleri kusursuz, uzun yıllardan beri sivrisineklere karşı verilen amansız bir mücadele sonlarında, görünürde bir gezgin şehre korkusuzca gelebilir ve haftalarca kalabilir. Sıtma hastalığına yakalanma riski söz konusu değildir! Ancak daha yapılacak çok iş olduğu açık." Ernest Mamboury böyle diyordu yüz yıl önce "Daha yapılacak çok iş var!" 
Ankara'mızın Başkent oluşunun 100. yılını kutladığımız bu günlerde de yapılacak çok iş var.
Kalın sağlıcakla...