Rapora göre, 2030'a kadar Türkiye’de toplamda 7,6 milyon mevcut iş pozisyonu, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerin etkisiyle bütünüyle dönüşecek; bu pozisyonların yerini ise veri analitiği, yazılım geliştirme, siber güvenlik, yapay zeka uygulamaları gibi alanlarda uzmanlaşmış kişilerin üstleneceği toplam 8,9 milyon yeni ve teknoloji odaklı meslek rolü alacak.
Diplomanın tek başına geçeriliği kalmadı
Global Skills Report 2025 raporunu değerlendiren Prof. Dr. Ece Ceylan Baba, yaptığı açıklamada “Yapay zeka sadece bir teknoloji değil, tüm sektörleri dönüştüren bir kaldıraçtır. Bu dönüşüm, bir tercih değil, bir zorunluluk. Muhasebeden pazarlamaya, mühendislikten iletişime kadar neredeyse tüm alanlar artık veri, otomasyon ve yapay zeka okuryazarlığı istiyor. Yeni dünya, diplomanın yanına beceriyi, yetkinliği ve öğrenme isteğini koyuyor. Kısacası: Diploma artık tek başına yeterli değil” dedi.
"Türkiye bu alanda büyük atılım yapabilir"
Prof. Dr. Ece Ceylan Baba, geleceğin iş dünyasında sadece teknik yeterliliğin değil, adaptasyon yeteneği, sistem düşüncesi ve öğrenmeyi öğrenme becerisinin de hayati olacağını belirterek, “Yeni çağda kazananlar; unvan değil, yetkinlik taşıyanlar olacak. Beceriler, kariyerin geçer akçesi oldu” diye konuştu.
Coursera raporuna göre Türkiye'deki kişiler işletme alanında yüzde 45, teknoloji alanında yüzde 60 ve veri bilimi alanında yüzde 49 yeterliliğe sahip. Bu oranların Türkiye’nin dijital dönüşüme açık olduğunu, bu süreci hızlandırmak için daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğunu kaydeden Prof. Dr. Ece Ceylan Baba, “Bu rakamlar bize yol göstermeli; doğru eğitim yatırımlarıyla Türkiye bu alanda büyük atılım yapabilir” ifadelerine yer verdi.
"Yapay zekayı bir tehdit değil, dönüşüm aracı olarak görmeliyiz"
Yapay zekaya yönelik eğitimlere Türkiye’den yapılan kayıtların son bir yılda yüzde 100 artmış olmasını ‘toplumsal bir uyanış’ olarak değerlendiren Prof. Dr. Baba, “Gençlerimizin öğrenme iştahı yüksek. Bu potansiyeli doğru politikalarla destekleme zamanı. Yapay zekayı bir tehdit değil, dönüşüm aracı olarak görmeliyiz” açıklamasında bulundu.
