Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılan Osmanlı İmparatorluğu, İtilaf Devletleri tarafından adım adım işgal ediliyordu. Mondros Mütarekesi'nin ağır şartları altında ülke toprakları paylaştırılıyor, halkın direnci kırılmaya çalışılıyordu. Karadeniz Bölgesi'nde ise Pontusçu Rum çetelerinin faaliyetleri artmış, Türk halkı can ve mal güvenliği konusunda büyük endişe taşıyordu. İstanbul Hükümeti'nin işgal güçlerinin baskısı altında çaresiz kalması, Anadolu'da derin bir umutsuzluk ve karmaşa ortamı yaratmıştı.
MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN SAMSUN YOLU
İşte tam bu karanlık günlerde, Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi olarak geniş yetkilerle Samsun ve çevresindeki asayişi sağlamakla görevlendirildi. Ancak Mustafa Kemal'in asıl amacı, işgale karşı milli bir direniş örgütlemek ve Anadolu'yu bağımsızlığa taşımaktı. Bu görevlendirme, kaderin bir cilvesi olarak Türk milletinin kurtuluşunun ilk adımı olacaktı.
16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan yola çıkan Bandırma Vapuru, Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki bir heyeti taşıyordu. Zorlu bir deniz yolculuğunun ardından, 19 Mayıs 1919 sabahı Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler Samsun'a ayak bastılar. Bu tarih, sadece bir şehrin değil, tüm bir milletin geleceğini değiştirecek olan milli mücadelenin başlangıcı olarak tarihe altın harflerle yazıldı.
SAMSUN'A İLK ADIM
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı, Anadolu'da büyük bir yankı uyandırdı. Halk, işgale karşı direniş umudunu yeniden yeşertti. Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da kaldığı süre boyunca bölgedeki askeri ve sivil yetkililerle temas kurarak durumu değerlendirdi. İşgalin haksızlığını ve milletin bağımsızlık arzusunu açıkça dile getirdi.
Samsun'da atılan ilk adımlar, milli bilincin uyanmasına ve direniş fikrinin yayılmasına zemin hazırladı. Mustafa Kemal Paşa, buradan Havza'ya geçerek milli direnişin ilk örgütlenme çalışmalarını başlattı. Yayınladığı genelgeler ve yaptığı toplantılarla halkı işgale karşı birlik olmaya çağırdı.
AMASYA GENELGESİ
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'da başlattığı kıvılcım, kısa sürede Anadolu'nun dört bir yanına yayıldı. Havza Genelgesi'nin ardından Amasya Genelgesi'nin ilanı, milli mücadelenin yol haritasını çizdi. "Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir" ilkesiyle başlayan bu süreç, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile milli iradenin tecelli ettiği bir yapıya dönüştü.
19 Mayıs 1919, sadece bir liderin bir şehre ayak basması değil, aynı zamanda Türk milletinin yeniden doğuşunun, bağımsızlık inancının ve kararlılığının simgesi oldu. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışıyla başlayan bu onurlu mücadele, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla taçlanmıştır.
GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI
19 Mayıs 1919'un tarihi önemi ve Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe olan inancı nedeniyle, bu anlamlı gün 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak ilan edilmiştir. Bu bayram, her yıl Türkiye'de büyük bir coşku ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Bayramın Anlam ve Önemi:
- Atatürk'ü Anma: 19 Mayıs, sadece Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü anma günüdür. Onun liderliği ve vizyonu sayesinde Türk milleti bağımsızlığına kavuşmuştur.
- Gençliğe Armağan: Atatürk, "Bütün ümidim gençliktedir" sözüyle gençlere olan inancını ve güvenini açıkça ifade etmiştir. 19 Mayıs'ı gençliğe armağan ederek, onların ülkenin geleceğinde üstlenecekleri önemli role dikkat çekmiştir.
- Gençlik ve Spor: Bayram, gençliğin dinamizmini, enerjisini ve sporun birleştirici gücünü simgeler. Kutlamalar genellikle gençlerin katılımıyla gerçekleşen çeşitli spor etkinlikleri, gösteriler ve törenleri içerir.
- Milli Birlik ve Beraberlik: 19 Mayıs kutlamaları, milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştirir. Gençler, bu bayram aracılığıyla milli değerlere sahip çıkarak, ülkenin geleceğine yönelik sorumluluklarını hissederler.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, geçmişten geleceğe uzanan bir köprüdür. Genç nesiller, bu anlamlı günde hem Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarını anmakta hem de Atatürk'ün ideallerini yaşatma ve ülkeyi daha ileriye taşıma sorumluluğunu üstlenmektedirler. Coşkuyla kutlanan bu bayram, Türk gençliğinin Ata'sına olan minnetini ve geleceğe olan umudunu simgelemektedir.