Son zamanlarda evlerde, sokaklarda, okullarda ve hastane koridorlarında yankılanan şiddet olaylarının artışı, toplumun huzurunu tehdit eden bir gerçek haline geldi. Bu endişe verici durumu anlamak ve çözüm önerileri geliştirmek adına, özellikle taksiciler, öğretmenler ve doktorlar gibi belirli meslek gruplarının maruz kaldığı şiddetin ardındaki nedenlere dikkat etmek önemlidir.
Özellikle bahsettiğimiz meslek guruplarındaki iş temposunu ve çalışma koşullarını göz önünde bulundurduğumuz zaman yüklenen iş yükü ile beraber çalışanlar hem fiziken hem de ruhen yıpranmaktadır. İş hayatının oldukça stresli ve yorucu olması yetmezmiş gibi üzerine eklenen psikolojik ve fiziksel şiddet olayları toplumun huzurunu zarar vermektedir. Zaten ekonomik sıkıntılar ile mücadele eden vatandaşlar, bir de kıt kanaat geçinmek için zorluklarla çalıştıkları iş yerinde şiddete maruz kalınca hayatları zorlaşmaktadır.
Özellikle hastanelerde güvenlik önlemi alınmasına rağmen hala sağlık alanında şiddet haberlerini görmek oldukça üzücüdür. Bakıldığında güvenlik önlemi en az olan meslek gruplarından biri olan taksicilerin sürekli şiddete maruz kaldıkları, gasp edildikleri hatta öldürüldükleri haberleri görmek günden güne toplumu endişelendirmektedir. Bu durum taksicilik mesleğini icra eden kişilerin ve bu kişilerin ailelerinin kaygı düzeyinin artmasına sebep olmaktadır. İnsanlarda, olaylara karşı tahammülsüzlük durumunun stres düzeylerinin artmasından kaynaklı olduğu söylenebilir. Sosyoekonomik olarak çeşitli imkansızlıkların artması, her geçen gün toplumun ruhsal dengesini bozmakta ve şiddete yönelmesine sebep olmaktadır.
Taksicilere Yönelik Artan Şiddet
Taksiciler, şehrin kaotik trafiği ile mücadele ederken, diğer yandan da günlük ekonomik zorluklarla başa çıkmaya çalışmaktadır. Nakit ağırlıklı işleyen bir sektörde faaliyet gösterdikleri için soygun veya hırsızlık riskiyle sıkça karşılaşan taksiciler, ekonomik sıkıntılarını aşma yolunda birçok zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Belki de bu durum, bir taksi direksiyonunda geçen her vaktin, yolcuların beklentileri karşılamada hissedilen baskıyı artırdığı bir alan haline gelmesine neden olmaktadır. Ayrıca müşteri beklentilerinin karşılanamaması, ücret anlaşmazlıkları veya kalite standartlarının altında hizmet alındığına dair algılar, taksicilere yönelik şiddetin kapısını aralayan sebepler olabilmektedir. Belki hızlı bir korna sesi veya bir an şoförün dalgınlığı, trafik anlaşmazlığı, taksici ve yolcusu arasında gergin bir ilişkiye dönüşebilir. Hal böyle olunca şiddete yatkın bir kişinin kendisine kurban olarak bu sektördeki birini seçmesi kaçınılmaz olur.
Kimler Şiddete Daha Meyillidir?
Geçtiğimiz günlerde yaşanan, üşümesin diye taksisine aldığı yolcu tarafından öldürülen taksici ülkemizde büyük bir yankı uyandırmış ve toplumu derinden üzmüştür. Üşümesin diye taksiye davet edilen kişinin, ona iyi niyetle yaklaşan kişiye saldırıda bulunması herkesi şaşırtmış ve üzmüştür. Saldırganın tutumunu psikolojik perspektiften ele alacak olursak bu durumu “Karanlık Üçlü” (Dark Triad Personality) olarak bilinen kişilik özellikleri üzerinden açıklayabiliriz. Karanlık üçlü; narsizm, makyavelizm( amaca ulaşmak için her yol mübahtır) ve psikopatik özelliklerinin birleşmesine denir. Bu üç özelliği taşıyan kişilerde kolayca manipüle etme, çıkarları doğrultusunda hareket etme, yalan söyleme, kendisini acındırma, yıkıcı davranışlar ve güç arzusu gibi davranışlar görülmektedir. Psikopati özelliği daha baskın olan kişilerde; saldırgan davranışlar, suç işlemeye yatkınlık ve işledikleri suçlardan sonra suçluluk hissetmeme, pişman olmama durumları görülmüştür. Bu açıdan bakıldığında olayda bahsi geçen saldırganın en belirgin özelliği psikopatidir. Bunu, saldırganın kendisini acındırarak manipüle etmesiyle açıklayabiliriz. Sonuç olarak bu durumu ele alacak olursak psikopati özelliği daha yoğun olan kişilerde suç oranı fazla olabilmektedir.