Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) bünyesinde yapılan bir araştırma, atmosferik nehirlerin artık daha büyük ve daha nemli olduğunu ve bunun sonucunda daha şiddetli yağışların görülebileceğini ortaya koydu.
Atmosferik nehirler, uzun ve dar hava koridoru şeklinde sıcak okyanus üzerinde oluşan, karaya ulaştığında ise kasırga benzeri şiddetli hava koşullarına neden olan bir doğa olayı olarak tanımlanıyor.
NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi bünyesinde yapılan çalışma, atmosferik nehirlerin doğasının değişikliklere uğradığını gösterdi.
1980-2023 arasındaki çeşitli iklim veri setleri ile uydu verileri baz alınarak yapılan "Atmosferik nehirlerin doğasındaki değişimler" başlıklı çalışmada, atmosferik nehirlerin kapladığı alan, meydana gelme ve belirli bir noktada görülme sıklığı, hangi enlemlerde daha fazla görüldüğü, atmosferik nehirlerde bulunan toplam su buharındaki değişim ve rüzgarların etkisi gibi parametreler göz önünde bulunduruldu.
Çalışmada küresel ısınmanın atmosferik nehirlerin yaşadığı değişim üzerindeki rolü, nem faktörü üzerinden açıklanmaya çalışıldı. Araştırmaya göre daha sıcak havanın daha fazla nem tutabilmesi sonucu bu nehirlerin daha fazla su taşıyabileceği koşullar oluştu ve ortaya çıkan tabloda da bu hava olayının görüldüğü yerlerde yoğun yağışların gerçekleşme riski arttı.
Araştırmaya göre, şiddetli iklim senaryolarının gerçekleşmesi halinde, 21'inci yüzyılın sonuna kadar atmosferik nehir koşullarının sıklığının küresel çapta yüzde 501'e, bölgesel olarak ise yüzde 1001'e kadar artması bekleniyor.
Etki alanı genişliyor
Bu durumda, atmosferik nehirlerin daha büyük, daha nemli olması ve daha şiddetli yağışlara neden olması bekleniyor. Hatta atmosferik nehirlerin daha az etkilediği ABD'nin kuzeydoğusu gibi bölgelerde dahi bu durum yaşanabilecek.
Çalışmanın sonuçları, atmosferik nehirlerin alanının yüzde 6 ile yüzde 9 arasında büyüdüğünü, atmosferik nehirlerin tuttuğu su buharının ise yüzde 1,5 ila yüzde 2,5 arttığını gösterdi.
Yapılan analizler, Kuzey Amerika'nın doğu kıyısı, Güney Okyanusu'nun çevresindeki kutup bandı, Kuzey Pasifik'in yüksek enlem bölgeleri ve kuzey yarım kürenin diğer birkaç bölgesinde atmosferik nehirlerin sıklığının güçlü bir şekilde arttığını ortaya koydu.
Araştırmanın baş yazarı, North Carolina Üniversitesi Küresel Hidroloji Laboratuvarı doktora sonrası araştırmacısı Lexi Henny, çalışmanın detaylarını AA muhabiriyle paylaştı.
Son 45 yılın analizi yapıldı
Atmosferik nehri, atmosferdeki nemli hava katmanı şeklinde tanımlayan Henny, böylesi büyük sistemlerin, atmosferin, belirli bir bölgeye, nispeten kısa bir süre içinde çok fazla nem bırakmasının şekillerinden biri olduğunu söyledi.
Atmosferik nehirlerin dünyanın her yerinde görülebileceğini belirten Henny, "Bu hava olayının genellikle tropik bölgelerden orta enlemlere veya daha düşük enlemlerden daha yüksek enlemlere doğru hareket ettiği düşünülüyor." dedi.
Bu bağlamda atmosferik nehirlerin ABD, Avrupa ve Asya’da daha sık görülebileceğini ifade eden Henny, küresel ısınmanın atmosferik nehirlerin doğasında yaşanan değişimdeki rolüne ilişkin şu değerlendirmeleri paylaştı:
"Havanın sıcaklığı ile ne kadar su buharı tutabileceği arasında bir ilişki vardır, dolayısıyla, atmosferdeki her derece ısınma için hava yaklaşık yüzde 7 daha fazla nem tutabilir. Bu da atmosferik nehirlerin daha yoğun ve daha büyük olabilecekleri anlamına gelir. Çalışmamızda son 45 yılın verilerini analiz ettik ve atmosferik nehirlerin küre yüzeyinde artık daha fazla yer kapladığını, daha nemli olduğunu ve daha fazla su taşıdığını ortaya koyduk. Küresel ısınmanın özellikle genişleme ve nemlenme gibi gözlemlediğimiz eğilimlerde rol oynaması büyük bir ihtimal."
Henny, araştırmalar sonucu ortaya çıkan eğilimlerin, gelecekte birçok bölgede atmosferik nehirlerle ilişkili daha ağır yağışların yaşanacağına işaret ettiğini anlattı.
Her bölgenin yaşanan değişimlerden kaynakları oranıyla mücadele edebileceğini belirten Henny, "Atmosferik nehir kaynaklı şiddetli yağışların görüldüğü yerlerde sellerle mücadele edebilecek altyapı sistemlerinin olup olmaması, iklim değişikliğine uyum için yürütülen faaliyetler ve nüfustaki değişimler kritik rol oynuyor. Yeterli altyapı sistemlerine sahip olmayan ve afetlerle mücadelede daha az kaynağa sahip olan bölgeler yüksek risk altında olacaktır." uyarısında bulundu.
İSTANBUL (AA) - YETER ADA ŞEKO -