Gheorghe Hagi, yalnızca sahadaki yetenekleriyle değil, futbola kattığı karakteri ve mirasıyla da dünya futbolunun unutulmaz isimlerinden biri olarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı. Romanya’dan İspanya’ya, İtalya’dan Türkiye’ye uzanan kariyeri boyunca birçok kupa, ödül ve unvan kazandı. İşte "Kral" ve "Karpatların Maradonası" lakaplı Gheorghe Hagi'nin yaşam boyu başarılarla dolu futbol yolculuğu...

Hagi1

Kökenlerinden zirveye: Arumen bir ailenin çocuğunun hırsı

Gheorghe Hagi, 5 Şubat 1965 yılında Romanya'nın Karadeniz kıyısındaki Sacele köyünde dünyaya geldi. Babası Iancu Hagi ve annesi Chirata Hagi’nin çocuğu olan Gheorghe’nin dedesi, Yunanistan’dan Romanya’ya göç eden 40 bin etnik Arumen'den sadece biriydi. Çocukluk yıllarında çoban olan dedesiyle geçirdiği zamanlar ve birlikte yedikleri "peynir ve domates" onun hafızasında özel bir yer tuttu.

Hagi, Arumen kökeninin karakterine katkı sunduğunu belirtirken “Hırs, Arumenlerin ana niteliğidir" sözleriyle bunu sık sık dile getirdi.

Hagi3

Romanya'dan Avrupa sahnesine uzanan yolculuk

Hagi'nin profesyonel futbolculuk kariyeri 12 yaşında Farul Constanța’da başladı. Sportul Studențesc ile yıldızını parlatan Hagi, burada iki kez gol kralı oldu ve Romanya’da “Yılın Futbolcusu” seçildi. Ardından Steaua Bükreş’e transfer olan ve burada efsaneleşen Hagi, 97 maçta 76 gol atarak takımını hem yerel hem de Avrupa kupalarında zirveye taşıdı. Başarılı futbolcu, Steaua Bükreş’te dört lig şampiyonluğu, üç kupa ve bir Avrupa Süper Kupası kazandı.

1990’da Real Madrid’e transfer olan Hagi, İspanyol devinde zor bir başlangıcın ardından ikinci sezonunda takımı sırtladı. Ancak şampiyonluğu son haftada kaçırınca kulüpten ayrılma kararı aldı. İki sezonluk Brescia macerasının ardından 1994 Dünya Kupası'ndaki performansıyla Barcelona’nın ilgisini çekmeyi başardı. Johan Cruyff’un özel isteğiyle transfer edilen Hagi, iki sezon Katalan devinde forma giydi.

“Komutan”ın efsaneleştiği topraklar: Galatasaray yılları

1996 yılında Türk futbolunun imparatoru olarak bilinen Fatih Terim’in ısrarıyla Galatasaray’a transfer olan Hagi, Türk futbol tarihinin dönüm noktalarından birine imza attı. Transferi başta yaş nedeniyle eleştirilse de Hagi sadece ilk üç maçta attığı gollerle tüm eleştirileri susturdu. Beş sezonluk Galatasaray kariyerinde 59 gol ve 51 asistlik performans sergiledi.

Galatasaray taraftarları ona “Komutan” lakabını takarken attığı frikik golleri ve sert şutlarıyla hafızalara kazındı. Hagi'nin önderliğinde Galatasaray, dört lig şampiyonluğu, iki Türkiye Kupası, UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupası'nı müzesine götürdü. Bu başarılar, Türk futbolunu Avrupa sahnesine taşımakta büyük rol oynadı.

Hagigs

Bronz madalyanın sahibi Polonya oldu
Bronz madalyanın sahibi Polonya oldu
İçeriği Görüntüle

Yeşil sahalara veda ve efsanenin jübilesi

2001 yılında futbolu Galatasaray’da bırakan Hagi, jübile maçında dünya yıldızlarıyla vedalaştı. Veda etmesine rağmen Avrupa'nın devlerinden olan Inter ile Real Madrid'den aldığı teklifleri reddederek “Galatasaray’da mutluyum" dedi ve futbol kariyerini Türkiye’de noktaladı. Ardından 10 numaralı forma bir süre müzeye kaldırıldı.

Hagi2

Mirasa geri dönüş: Sayısız başarı, sayısız ödül

Futbolculuk kariyeri sonrası teknik direktörlüğe adım atan Hagi, Romanya Milli Takımı ve Galatasaray gibi kulüplerde görev aldı. Şu anda Romanya Liga I takımlarından Farul Constanța’nın sahibi ve yöneticisi olan Hagi, futbola olan tutkusunu bu kez saha kenarından devam ettiriyor.

Karpatların Maradonası, 7 kez "Yılın Rumen Futbolcusu", 2004 FIFA 100 listesine girişi, UEFA Jübile Ödülü, "Dünyanın En İyi 25. Futbolcusu" seçilmesi gibi birçok onura layık görüldü. Romanya’da “Yüzyılın Futbolcusu” ilan edilen Gheorghe Hagi, hem ülkesinde hem Türkiye’de gerçek bir futbol kahramanı olarak görülmeyi sürdürüyor.

Muhabir: Haber Merkezi