GONCAGÜL KONAŞ

Son dönemde döviz kurundaki dalgalanmalar, Türkiye'deki ilaç sektörünü derinden etkiliyor. Döviz kurlarındaki ani yükselişler, ilaç hammaddelerinin ve ithal ilaçların maliyetlerini arttırarak sektörde belirsizlik yaratıyor.

Özellikle Türkiye'nin büyük bir kısmını ithal edilen ilaç hammaddeleri, döviz kurlarındaki dalgalanmalara son derece hassas bir şekilde tepki veriyor. Dolar ve euro gibi önemli para birimlerindeki değer kayıpları, ilaç üreticilerinin maliyetlerini arttırarak kar marjlarını olumsuz etkiliyor. Bu durum, ilaç fiyatlarında da artışlara sebep olabiliyor ve sonuç olarak tüketicileri zorlayıcı bir durum ortaya çıkıyor.

“KADIN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE FAYDALI OLMANIN GAYRETİ İÇİNDEYİM”

Giresun'un ilk kadın milletvekili (CHP) ve Eczacı Elvan Işık Gezmiş, “Meslek örgütüm başta olmak üzere demokratik kitle örgütlerinin, kadın örgütlerinin ve siyasetin içinde uzun yıllardır emek veriyor, mücadele ediyorum. Mesleğime ve sosyal, kültürel alanlara ilgiliyim, mümkün olduğunca eylem ve etkinliklere katılıyor, çalışmalara destek oluyorum. Meclis'te halkımızın, hemşerilerimin, kadınların sesini duyurmaya gayret ediyorum.” dedi.

Gezmiş, “Giresun’un ilk kadın milletvekili olarak, başkomutanımız Atatürk'ün izinde, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerinden asla taviz vermeden, Atamın Meclisi'nde öncelikle ülkemin tüm sorunlarına ve tabi ki mesleğime ve de kadın vekil olmam dolayısıyla kadın sorunlarının çözümüne faydalı olmanın gayreti içindeyim.” İfadelerini kullandı.

“KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KARAR KANUN TEKLİFİ KANUNLAŞTI”

Son yıllarda ilaç sektöründeki önemli gelişmelere değinen Gezmiş, “Bildiğiniz üzere "Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" kanunlaştı. Düzenlemeyle ilaç üretimi yapan ve piyasaya arz eden tüzel kişilerin taşıması gereken nitelik ve koşulların Sağlık Bakanlığı'nca belirlenmesi, uluslararası uygulamalar da göz önünde bulundurularak ilaçların piyasaya arz sürecinin hızlandırılması ve mevzuatın uyumlaştırılması, eczaneler, ecza depoları, ecza ticarethaneleri ve imalathaneleri ile laboratuvarların teftişinde eczacıların da yetkilendirilmesi, sağlık çalışanlarına ek ödeme yapılmasında uygulanacak kriterlerin belirlenmesi, yan dal uzmanlığının teşviki maksadıyla tavan ücretlerinin artırılması amaçlandığı ifade edildi.” şeklinde konuştu.

“HALK SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLEYECEK DEĞİŞİKLİKLER KABUL EDİLEMEZ”

“Fakat düzenlemenin halk sağlığı açısında büyük sorun teşkil edecek maddeler içerdiğini de belirtmekte fayda var.” diyen Gezmiş, “1262 sayılı yasanın mesleğimizin kırmızı çizgisi olduğunu genel kurulda ifade ettik. Mesleğimiz icabı halk sağlığını olumsuz etkileyecek değişiklikler kabul edilemez. 1262 Sayılı Kanun; ülkemizdeki ilaç üretiminin sağlam temellere dayalı ve dünya standartlarında olmasını sağlayarak halk sağlığını güvenceye alan en önemli yasal düzenlemelerden biridir. İlacın bir an önce piyasaya verilmesinden daha öncelikli ve önemli olan; ilacın daha etkin ve güvenilir olmasının sağlanmasıdır.” açıklamalarında bulundu.

“BAŞVURULAN İLAÇTAN BEŞ NUMUNENİN VERİLECEĞİ HÜKMÜ KALDIRILDI”

“Bakanlıkça yapılacak tetkik ve tahlillerin ilacın piyasaya verilmesinden sonraya bırakılması; halk sağlığı açısından olumsuz bir durumdur, bunu kabul edemeyiz.” vurgusunu yapan Gezmiş, “1262 Sayılı Kanun’un mevcut 6. Maddesinde yer alan, ilaç ruhsatlandırması öncesi Sağlık Bakanlığı’na başvuru dilekçesi ekinde başvurulan ilaçtan beş numunenin verileceği hükmü kaldırılmıştır. Numunelerin Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen laboratuvarlarda tetkik ve tahlil edilerek kanun maddesinde yazılı şartların varlığı halinde izin verileceğine ilişkin düzenleme kaldırılmıştır. Yurt dışından getirilen ilaçlar için ruhsatlandırma işlemlerinde dilekçe ekinde verilecek beş numune ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır. Aynı Kanunun 15. Maddesinde yer alan bu tetkiklerin yapılması için alınacak tahlil masraflarına ilişkin düzenleme de kaldırılarak ruhsat başvurusunda numune alınarak tahlil yapılmasına yönelik yasal düzenleme bütün müstahzarlar için ortadan kaldırılmıştır.” dedi.

“TEKLİFE DİLEN YASAL DÜZENLEME GÜVENCEYİ ORTADAN KALDIRIYOR”

Piyasaya verilen bir ilacın insan sağlığına olası etkilerini değerlendiren Gezmiş, “Piyasaya verildikten sonra nihai kullanıcıya ulaşmış ve kullanılmış olan bir ilacın insan sağlığı üzerindeki etkisi, etkinliği, olası yan tesirleri ya da olumsuz etkileri bilinemeyeceği gibi, insan sağlığı üzerinde oluşabilecek tahribat da geri dönüşümsüz olabilecektir. İlacın etkinliği ve güvenilirliğinin sağlanmasının yanı sıra insan vücudunda yapacağı tahribatın önlenmesi bugüne kadar en üst düzeyde sağlanmış olup, yapılması teklif edilen yasal düzenleme bu güvenceyi ortadan kaldırmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“İLACA ULAŞMAK HER GEÇEN GÜN ZORLAŞIYOR”

Gezmiş, döviz kurunun güncellenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Hastalarımız raporlu ilaçlarını alırken çok yüksek fiyat farklarıyla karşılaşmaktadır. Muayene ücreti, ilaç katkı payları ve fiyat farkları hastalarımızın ilaca erişimini gün geçtikçe daha çok zorlaştırmaktadır. Vatandaşımız daha önceki yıllarda hiç fiyat farkı ödemeden aldığını ilaçları şu an yüksek fiyat farkları ödeyerek almak zorunda kalmıştır. Bir an önce döviz kurunun güncellenmesi gerekmektedir. İlaçta kabul edilen döviz kuru gerçek değerinin yarısı kadardır. Bu şekilde yurtdışından gelen ilaçlara erişim zorlaşacaktır. Yerli ilaç sanayinin güçlendirilmesi konusunda da bir an önce çalışma başlatılmalıdır.” diye konuştu.

“BÜTÇE UYGULAMA TALİMATLARI GÖZDEN GERÇİRİLMELİDİR”

Gezmiş, hastaların ilaç alma konusunda ekonomik olarak zorluk çektiklerini belirterek, “Son yıllarda fiyat farklarındaki belirsizlik, firmaların iskonto oranlarındaki düzensizlikler, ilaç katkı payları hemen her reçetede karşımıza çıkmakta. Tansiyon, diyabet, astım, Parkinson gibi kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlarda da aynı sorunla karşılaşmaktayız. 10 bin TL emekli maaşı alan vatandaşımızın ilaca erişimi her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Normal tansiyon ilaçlarında bile büyük farklar çıkmaya başlamıştır. Hastalarımız 3 aylık alma hakkı olan ilacını ekonomik sebeplerle tek kutu almak zorunda kalıyor.” dedi.

İLAÇLARDAKİ GÜNCELLENMEYEN FİYATLARDAN DOLAYI HASTA İLAÇ BULAMIYOR”

Gezmiş, “Anayasamız “devlet sağlık hizmetlerini herkesin beden ve ruh sağlığını koruyarak hayatını sürdürebileceği şartları sağlamakla yükümlüdür” der. Yurt dışından temin edilen hayati önem taşıyan ilaçlardaki güncellenmeyen fiyatlardan dolayı da hastalar ya fark ödemek zorunda kalıyor ya da ilaç bulamıyor. Reel döviz kurunun yarısından daha az olan ilaç avro kuru nedeniyle bazı firmalar Türkiye’den çekilmeye başladı. İlaç döviz kuru ile reel kur arasındaki derin makas nedeniyle kanserden grip ilacına, kronik hastaların kullandığı birçok ilaç piyasada bulunmamaktadır. Son olarak bir yabancı ilaç firması organ nakli olan hastalar için hayati öneme sahip ilacı Türkiye’ye getirmeyeceğini duyurdu.  Söz konusu durum halk sağlığı açısından endişe vericidir.  Halk sağlığının korunması ve vatandaşlarımızın güvenli şekilde ilaçlara erişimin sağlanması amacıyla bir an önce önlem alınması gerekmektedir.” diyerek durumun ciddiyetine vurgu yaptı.

“İLAÇTA KARLILIK BAREMLERİNİN ARTAN FİYAT FARKLARI KARŞISINDA GÜNCELLENMESİ GEREKİR”

Türkiye ekonomisinin geldiği noktada, ülkemize ilaç gelmemesi konusunda yapılması gerekenleri dile getiren Gezmiş, “Son bir yıl içinde Türkiye’de hangi ruhsatlı ilaçlar piyasadan çekildiği, ilaç isimleri, üretici firmaları ve çekilme tarihleri, bu ilaçların muadilleri bulunup bulunmadığı, ilaç avro kurunun düşük olmasından dolayı yeni nesil ilaçların ülkemize gelmemesi, Sağlık Bakanlığımızın aldığı önlemleri sorduk meclis kürsüsünden defalarca dile getirdik. İlaçta karlılık baremlerinin artan fiyat farkları karşısında güncellenmesi gerekir. Artan işletme giderleri, personel giderleri ve enflasyonist ortam nedeniyle her geçen gün eczaneler iflasın eşiğine gelmektedir. Kamuda eczacıların özlük hakları düzenlenmelidir. Halkımızın en yakın sağlık danışmanı olan eczacılar, ilaç sektöründe hak ettiği yerde yerini almalıdır. Ekonomik gerçeklikle uyumlu olmayan fiyatlandırma sistemi nedeniyle, ilaçlar ne yazık ki bulunabilirliğini hızla yitiriyor. Bu durum da halkımız ilaçlara erişemiyor.” şeklinde konuştu.

“1996 YILINDA 7 OLAN ECZACILIK FAKÜLTESİ SAYISI 60’a YAKLAŞMIŞ DURUMDA”

Eczacılık fakültesinin ve kontenjanlarının artmasından dolayı eczacıları istihdam sorununu dile getiren Gezmiş, “Benim mezun olduğum 1996 yılında 7 olan eczacılık fakültesi sayısı bugün 60’a yaklaşmış durumda. Bu fakültelerden sadece 14’ü akredite eczacılık eğitimi verebilecek kapasiteye sahiptir. Uluslararası standartlara uygun fiziki koşullardan ve akademik donanımdan yoksun olarak açılan her fakülte, nitelikli eczacılık eğitiminin önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Bu durum eczacılık mesleğinin toplum sağlığına sunabileceği önemli katkılara ket vurmaktadır. Aynı zamanda ülkemizin mevcut koşulları ve eczacılık sektörünün istihdam olanakları her yıl yaklaşık 5 bin yeni mezuna istihdam alanı açacak kapasiteden yoksundur. Her geçen gün istihdam sorunu yaşayan genç meslektaşlarımızın sayısı artmakta, sektör bu anlamda kırmızı alarm vermektedir.” dedi.

“BU GİDİŞATA ACİLEN DUR DENİLMESİ ŞART”

Son olarak Gezmiş, “Mesleki sürdürülebilirlik için bir kez daha artık ülkemizde yeni eczacılık fakültelerinin açılmaması gerekiyor. Uluslararası standartlarda kaliteli eczacılık eğitiminin sağlanması, toplum sağlığının etkin şekilde korunması ve genç meslektaşlarımızın istihdam sorunu yaşamaması için bu gidişata acilen dur denilmesi şarttır.” diyerek sözlerini noktaladı.

Muhabir: Haber Merkezi