İklim krizinin etkileriyle dünya genelinde artış gösteren orman yangınları, yalnızca doğayı değil, insan hayatını da tehdit eder hale geldi. Kanada’dan Avustralya’ya, Amerika Birleşik Devletleri’nden Akdeniz ülkelerine kadar pek çok coğrafyada yangınlara karşı geliştirilen stratejiler ve kullanılan teknolojiler, önleyici müdahalelerde belirleyici rol oynuyor. Türkiye'de ise yangınlarla mücadele zaman zaman yetersiz donanım, koordinasyon eksiklikleri ve can kayıplarıyla gündeme geliyor. Bu çarpıcı tablo, geçtiğimiz günlerde Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde meydana gelen orman yangını ile bir kez daha gözler önüne serildi.
Kanada: Teknoloji ve Eğitimle Yüzde 97’lik Başarı
Kanada’da her yıl ortalama 8.500 orman yangını meydana geliyor. Gelişmiş teknolojik altyapı, uydu destekli izleme sistemleri (REMSAT II), hızlı hava müdahale ekipleri ve iyi eğitimli personel sayesinde bu yangınların yüzde 97’si büyümeden kontrol altına alınıyor. Yangın riski yüksek bölgelerde özel tatbikatlar düzenleniyor ve risk haritaları düzenli olarak güncelleniyor. Kanada'nın sistemi, sadece söndürmeye değil, önlemeye de odaklanıyor.
ABD: Dayanıklı Ekosistemler ve Toplum Katılımı
ABD, yangınla mücadelede fiziksel müdahalelerin ötesine geçerek stratejik planlamalara yöneliyor. 2002 yılında yayımlanan 10 yıllık ulusal plan, yalnızca yangın söndürmeye değil; yanıcı madde azaltımı, orman hastalıklarının kontrolü, yangına dayanıklı ekosistemlerin oluşturulması ve toplum bilincinin artırılmasına odaklanıyor. Ancak kontrolsüz kentleşme ve iklim değişikliği nedeniyle özellikle Kaliforniya ve Alaska gibi bölgelerde her yıl büyük kayıplar yaşanıyor.
Avustralya: Toplum Temelli Önleme Stratejileri
Avustralya’da "bush fire" olarak bilinen çalı yangınları, ülke tarihinin en yıkıcı afetlerinden bazılarına neden oldu. Melbourne Üniversitesi’nin araştırmaları, iklim değişikliğinin bu yangınları daha sık ve yıkıcı hale getirdiğini ortaya koyuyor. Yangına dayanıklı yapılar, halk eğitimi programları ve yerleşim planlamaları, önleyici stratejilerin temelini oluşturuyor. Erken uyarı sistemleri ile gönüllü yangın söndürme ekipleri de Avustralya modelinin önemli unsurları arasında yer alıyor.
Akdeniz Havzası: Ortak Risklere Karşı Ortak Çözümler
Akdeniz ülkelerinde her yıl yaklaşık 50.000 yangın çıkıyor. Bu yangınlar yalnızca ekosistemi değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal yapıları da tehdit ediyor. Avrupa Birliği’nin Medforex ve EFFIS gibi projeleri, bölge ülkelerine uydu takibi ve ortak müdahale planları konusunda destek sağlıyor. Ancak kırsaldan kente göç, tarım arazilerinin terk edilmesi ve ormanlık alanlara yakın yerleşimlerin artması, yangın riskini artıran başlıca faktörler arasında bulunuyor.
Eskişehir Yangını: Yerel Gerçekler, Acı Kayıplar
22 Temmuz 2025’te Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde çıkan orman yangını, rüzgarın da etkisiyle kısa sürede büyüdü. Yangına 3 helikopter, 1 uçak, 14 arazöz ve çok sayıda kara aracıyla müdahale edildi. Ancak tüm çabalara rağmen 5 orman işçisi ile 5 AKUT gönüllüsü hayatını kaybetti. Afyonkarahisar’ın Sarıcaova köyü tahliye edilirken, yaklaşık 60 hektarlık alan kül oldu.
Yaşanan can kayıpları kamuoyunda derin üzüntüye neden olurken, mücadele kapasitesi ve koordinasyon yeterliliği bir kez daha sorgulanmaya başlandı. Kamuoyunda “Donanım eksik miydi, koordinasyon mu aksadı?” soruları öne çıktı.
Afet Müdahalesinde Eğitim ve Liyakat Tartışmaları
Yangına müdahale eden yetkililerin profilleri, afet yönetiminde kurumsal kapasiteyi de gündeme getirdi.
Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu ve uzun yıllar valilik görevinde bulunmuş bir bürokrat.
Seyitgazi Kaymakamı Abdulkadir Zengin’in eğitim geçmişi kamuoyuna açıklanmamış olsa da yerel idarede aktif olarak görev yapıyor.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Uludağ Üniversitesi İşletme mezunu; özel sektör ve kamu deneyimine sahip.
Orman Bölge Müdürü İsmail Çetin ise İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi mezunu, ancak görev yetkinliğine dair bilgiler sınırlı.
Bu durum, afet yönetimi gibi hayati görevlerde bulunan kişilerin mesleki yetkinliklerinin ve afet eğitimi geçmişlerinin daha şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ortaya koyuyor.
Sonuç: Felaketler Değil, Eksiklikler Öldürüyor
Orman yangınları, artık yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda toplumsal bir kriz haline gelmiş durumda. Dünya ülkeleri, teknoloji, strateji ve halk katılımını birleştirerek bu afetlere karşı kapsamlı çözümler geliştiriyor. Eskişehir’de yaşanan yangın, yalnızca bir doğa felaketi değil; kurumların, sistemlerin ve karar alıcıların hazırlık düzeyini de ortaya koyan acı bir sınav niteliği taşıyor.