28 Ağustos 1995… Bugün, Saraybosna Kuşatması'nın en trajik anlarından birine, tarihin "İkinci Markale Katliamı" olarak kaydettiği olaya 30 yıl sonra dönüp bakıyoruz. Şehir merkezindeki Markale Pazarı'na düşen bir havan mermisi, 43 kişinin ölümüne ve 75'ten fazla kişinin yaralanmasına sebep oldu.

Bu saldırı, sadece bir pazar yerini hedef almakla kalmadı, aynı zamanda uluslararası toplumun pasifliğine son veren ve NATO'nun müdahalesini başlatan bir dönüm noktası oldu. Bu haberde, kanlı pazar yerinin ardındaki tarihi süreci, az bilinen detayları ve faillerin akıbetini derinlemesine inceleyeceğiz.

BİRİNCİNİN GÖLGESİNDE İKİNCİ KATLİAM

İkinci Markale Katliamı'ndan bir buçuk yıl önce, 5 Şubat 1994'te aynı pazar yeri benzer bir felaketi yaşamıştı. Olayda 68 kişi hayatını kaybetmiş ve 144 kişi yaralanmıştı.

Tarihin En Kısa Savaşı: İngiltere-Zanzibar
Tarihin En Kısa Savaşı: İngiltere-Zanzibar
İçeriği Görüntüle

Bu saldırı, dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmış, ancak Sırp liderliği saldırıyı reddetmiş ve hatta Birleşmiş Milletler (BM) askerlerinin saldırıyı düzenlediğini iddia etmişti.

Markale 02

Bu ilk katliamın ardından Bosna Hersek'e uygulanan uluslararası baskı artsa da, kuşatma ve saldırılar durmamıştı. İkinci katliam, artan bu gerilimin kaçınılmaz bir sonucu olarak gerçekleşti.

KATLİAM ANI

28 Ağustos 1995 öğleden sonra saat 11.00 sularında, Saraybosna halkının günlük alışverişlerini yaptığı Markale Pazarı'na, etraftaki Sırp mevzilerinden bir havan mermisi isabet etti. O an, pazar yeri adeta bir kıyım alanına dönüştü. Patlama, çevredeki binalara da zarar verirken, pazarda bulunan masum sivillerin çoğu anında hayatını kaybetti. Yaralananlar ve ölüler, pazar yerinin ortasında kaldı. Olay yeri, kan, sebze, meyve ve pazar tezgahlarından oluşan korkunç bir manzaraya büründü.

Markale 03

  • Sorumluluk Tartışması: Sırp liderliği, katliamın hemen ardından saldırının kendileri tarafından yapılmadığını iddia etti. Hatta daha önce olduğu gibi bu kez de saldırının Bosna Hükümeti tarafından düzenlendiğini ileri sürdüler. Ancak BM yetkilileri ve uluslararası gözlemciler, merminin yönünü ve mühimmatın türünü inceleyerek, saldırının Saraybosna'yı çevreleyen Sırp ordusu mevzilerinden geldiğini kesin olarak kanıtladı.

NATO UYANIYOR

İkinci Markale Katliamı, uluslararası toplumun Bosna Hersek'teki duruma karşı takındığı pasif tavrı kökten değiştirdi. ABD ve NATO, bu barbarca saldırıya karşı sessiz kalamayacaklarını anladı.

  • Operasyon "Deliberate Force": Katliamdan sadece iki gün sonra, 30 Ağustos 1995'te, NATO, Bosnalı Sırp hedeflerine yönelik geniş çaplı bir hava harekâtı başlattı. Bu operasyon, Saraybosna Kuşatması'nı kırmayı ve Sırp ordusunu müzakere masasına oturmaya zorlamayı hedefliyordu. NATO uçakları, havan mevzilerini, mühimmat depolarını ve komuta merkezlerini hedef aldı. Bu operasyon, Bosna Savaşı'nın gidişatını tamamen değiştirdi.

FAİLLERİN AKIBETİ VE İLGİNÇ BİLGİLER

Markale Katliamı, Uluslararası Adalet Divanı'nda ve Lahey'deki Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanan Bosnalı Sırp liderlerin dosyalarındaki en önemli kanıtlardan biri oldu.

Markale 04

  • Stanislav Galić ve Dragomir Milošević: Saraybosna Kuşatması sırasında Sırp kuvvetlerinin komutanı olan Stanislav Galić, Lahey'de yargılandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi. Ondan sonra komutayı devralan Dragomir Milošević ise 29 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, her iki komutanı da sivillere yönelik saldırı ve savaş suçlarından sorumlu tuttu.
  • Radovan Karadžić ve Ratko Mladić: Bosnalı Sırp Cumhuriyeti'nin siyasi lideri Radovan Karadžić ve askeri lideri Ratko Mladić de, Srebrenitsa Soykırımı'nın yanı sıra Saraybosna'daki saldırılardan da sorumlu tutuldu. İkisi de müebbet hapis cezası aldı.
  • Az Bilinen Gerçek: Katliam sonrası, olay yerinde bulunan halktan birisi, hayatını kaybedenlerin eşyalarını ve beden parçalarını toplarken, bir kağıt parçası buldu. Bu, bir ekmek fişiydi. Bu küçük detay, savaşın ve katliamın sadece birer sayıdan ibaret olmadığını, her kurbanın birer hayat hikayesi olduğunu bir kez daha hatırlattı.

SARAYBOSNA'NIN DİRENİŞİ

Markale Katliamı, Saraybosna'nın çektiği acıların sembolü haline geldi. Bu olay, uluslararası toplumun harekete geçmesini sağladı ve Bosna Savaşı'nın sona ermesine giden yolu açtı.

Bugün bile, Saraybosna'da pazar yerine giden insanlar, o gün hayatını kaybedenlerin anısına, kaldırım taşlarına dökülmüş kırmızı boyalarla yapılmış "Saraybosna Gülü" adı verilen sembolleri görür. Bu semboller, unutulmaması gereken acı bir tarihi hatırlatır.

Muhabir: Barış Berkant Oğuz