Tarih, 20. yüzyılın en etkili isimlerinden biri olan Mohandas Karamçand Gandhi'yi, modern Hindistan'ın kurucusu ve pasif direniş felsefesinin küresel sembolü olarak kaydetti.
Halkının ona verdiği "Mahatma" (Büyük Ruh) unvanıyla anılan Gandhi, şiddet içermeyen direniş (Satyagraha) yoluyla Britanya İmparatorluğu'nu dize getirerek ulusunun bağımsızlığını kazandırdı.
Bu haberde, çekingen bir avukattan dünya liderine dönüşen Gandhi’nin hayatını, hedeflerini, dönüm noktalarını ve hakkında az bilinen ilginç detayları inceliyoruz.
HAYATIN İLK YILLARI VE GÜNEY AFRİKA
Gandhi, 2 Ekim 1869’da, Hindistan’ın Porbandar kentinde doğdu. Hukuk eğitimi için İngiltere’ye gitti, ancak kariyerinin ilk dönemi onu bambaşka bir coğrafyaya taşıdı: Güney Afrika.
- Pietermaritzburg Olayı (1893): Gandhi’nin hayatının en kritik dönüm noktası, Güney Afrika’da bir trende yaşandı. Birinci sınıfta biletli olmasına rağmen, ten rengi nedeniyle trenden zorla indirilmesi, ona ırkçılığın ve adaletsizliğin ne demek olduğunu acı bir şekilde gösterdi. Bu olay, Gandhi’nin çekingen bir avukat olmaktan çıkıp, direnişin felsefesini kuracak bir lidere dönüşmesinin fitilini ateşledi.
- Satyagraha’nın Doğuşu: Güney Afrika’da 20 yıl geçiren Gandhi, buradaki Hintli azınlığın hakları için mücadele etti ve şiddet içermeyen sivil itaatsizlik felsefesi olan Satyagraha’nın ("Hakikate Bağlılık/Hakikat Gücü") temellerini attı.
SATYAGRAHA'NIN PRENSİPLERİ
Gandhi’nin temel hedefi, Hint halkının politik, ekonomik ve sosyal özgürlüğünü sağlamaktı. Bu hedefe ulaşmak için iki temel prensibe sıkı sıkıya bağlı kaldı:
- Ahimsa (Şiddetsizlik): Felsefesinin temel taşı olan Ahimsa, sadece fiziksel şiddetten kaçınmayı değil, aynı zamanda düşünce ve sözle de şiddet uygulamamayı gerektiriyordu. Gandhi, düşmana bile sevgi ve saygıyla yaklaşmanın, onu değiştirmenin tek yolu olduğuna inanıyordu.
- Swaraj (Öz Yönetim): Gandhi'nin nihai politik hedefi, Hindistan'ın tam bağımsızlığıydı. Swaraj, sadece İngiliz yönetiminden kurtulmak değil, aynı zamanda her Hintlinin kendi yaşamı ve ulusu üzerinde tam kontrol sahibi olması anlamına geliyordu.
- Sosyal Adalet: Gandhi, bağımsızlıkla eşdeğer bir öncelik olarak, Hindistan’daki "dokunulmazlık" (kast sistemi dışındaki en alt sınıf) sorununu ortadan kaldırmayı ve Hindu-Müslüman birliğini sağlamayı hedefledi.
BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ
Gandhi, 1915’te Hindistan’a döndüğünde, hızla Hint Ulusal Kongresi’nin lideri ve ulusal bir figür haline geldi.
- Pasif Direniş Hareketleri:
- Non-Kooperasyon (İşbirliği Yapmama) Hareketi (1920-1922): Hint halkını İngiliz okullarını, mahkemelerini, mallarını ve yönetimini boykot etmeye çağırdı.
- Tuz Yürüyüşü (Dandi March - 1930): Gandhi’nin en dramatik eylemi, İngilizlerin tuz üretimi üzerindeki tekelini ve ağır vergileri protesto etmek için başlattığı 388 km’lik yürüyüştü. Binlerce kişiyle birlikte denize ulaşıp kendi tuzunu üreterek, İngiliz yasalarına karşı sivil itaatsizliğin sembolünü yarattı.
- "Hindistan’ı Terk Edin" (Quit India) Hareketi (1942): İkinci Dünya Savaşı sırasında Britanya’ya karşı kitlesel bir sivil itaatsizlik çağrısı yaparak bağımsızlık talebini güçlendirdi.
- Açlık Grevleri (Oruçlar): Gandhi, pasif direnişin en güçlü araçlarından biri olarak açlık grevlerini kullandı. Hem siyasi hedefler için hem de Hindu-Müslüman çatışmalarını durdurmak için defalarca oruç tuttu.
Başarılar ve Trajik Son
1947’de Britanya'nın Hindistan’dan çekilmesi ve bağımsızlığın ilanı, Gandhi’nin en büyük başarısıydı. Ancak bu zafer, ülkenin Hindu çoğunluklu Hindistan ve Müslüman çoğunluklu Pakistan olarak ikiye bölünmesiyle hüzünlü bir sona erdi. Hayatı boyunca Hindu-Müslüman birliğini savunan Gandhi, bu bölünmeye şiddetle karşı çıktı ve bölünme sonrası çıkan çatışmaları durdurmak için ölümüne oruç tuttu.
- Vefatı: Bağımsızlığın ardından dinler arası barışı sağlamaya çalışan Gandhi, 30 Ocak 1948’de Yeni Delhi’deki bir dua toplantısı sırasında, Hindu aşırı milliyetçisi Nathuram Godse tarafından öldürüldü.
AZ BİLİNEN İLGİNÇ GERÇEKLER
- Vegetaryenlik ve Diyet: Gandhi, katı bir vejetaryendi. İngiltere’de okurken bir süre et yemeye zorlanmış, ancak annesine verdiği sözden dönmeyerek ömrü boyunca bu prensibine sadık kalmıştır. Hatta süt ve yumurta tüketimini de reddetmiş, sadece keçi sütü içmiştir.
- Mektup Arkadaşı Tolstoy: Gandhi, ünlü Rus yazar Leo Tolstoy ile mektuplaşmıştır. Tolstoy'un Hristiyan anarşizmi ve şiddetsizlik fikirleri, Gandhi'nin Satyagraha felsefesini büyük ölçüde etkilemiştir.
- Nobel Barış Ödülü: Şaşırtıcı bir şekilde, Gandhi Nobel Barış Ödülü'ne hiç layık görülmemiştir. 1937 ile 1948 arasında beş kez aday gösterilmiş, ancak 1948'deki suikastından sonra ödül komitesi, ölümünden dolayı ödül vermemeye karar vermiştir.
- "Khadi" ve Politik İplik: Gandhi, Batı'dan gelen tekstile karşı Hint ekonomisini canlandırmak için el dokuması kumaş olan Khadi'yi bir ulusal sembol haline getirdi. Her gün kendisi de Charkha (çıkrık) ile iplik eğirirdi. Bu, sadece ekonomik bir eylem değil, aynı zamanda self-determinasyonun (kendi kaderini tayin) bir simgesiydi.
- Askeri Geçmiş: Gandhi, Güney Afrika'dayken iki defa İngiliz ordusuna gönüllü olarak katılarak cephe gerisinde ambulans birimlerinde görev almıştır. Bu tecrübeler, daha sonra şiddetsizliğe olan inancını pekiştirmiştir.
Mahatma Gandhi, basit yaşam tarzı, sarsılmaz inancı ve şiddetsizlik felsefesi ile sadece Hindistan'ın kaderini değil, tüm dünyanın sivil haklar ve direniş hareketlerini de kökten etkilemiştir.