Marmara Denizi'nde korkutan deprem
Marmara Denizi'nde korkutan deprem
İçeriği Görüntüle

İlker Karagöz'ün sorularını cevaplayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Soma faciası ve PKK'nın silahı bırakması gibi konular hakkında değerlendirmede bulundu.

"Sercan Okur, bu davanın avukatlığını yıllarca yaptı"

Özgür Özel Soma faciasının 11'inci senesinde konuyla ilgili açıklama yaptı. Soma faciasıyla ilgili tutuklananlardan bahseden Özgür Özel, "Dışarıda, sorumluları dışarıda, kamu görevlileri dışarıda. İçeride iki tane tutuklu var. Biri Can Atalay, bir tanesi Selçuk Kozağaçlı. O Can Atalay da Selçuk Kozağaçlı da yüreğiyle, bileğiyle burayı savunan insanlardı. Soma'da yerleşmiş olarak da, Soma'nın bir evladı, Sercan Okur, bu davanın avukatlığını yıllarca yaptı. Gönlüyle yaptı. Son seçimlerde de Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı olarak Soma'da, büyük bir teveccühle belediye başkanı seçildi. Biz buradaki seçim sonucunu siyasi bir sonuç olarak görmüyoruz. Vicdani bir sonuç olarak görüyoruz. Soma bugün kendisini Cumhuriyet Halk Partililere emanet ettiyse, ta bundan on bir yıl önce, on iki yıl önce bu sorunları, ben Soma ile ilgili sorunu nasıl dile getirdim? Somalı madencileri madene uğurlarsınız, otobüslere bindikleri işçilerin servis duraklarından. O servis duraklarında, hal hatır sorduğumda anladım ben bir şeylerin kötü gittiğini Soma'da" şeklinde konuştu.

"Hiç kimse dışlanmadan bu işin yürütülmesi lazım"

PKK'nın silahı bırakarak kendini fesih etmesiyle ilgili konuşan Özel, "CHP, eğer annelerin gözünün yaşı duracaksa, şehit kanı akmayacaksa biz varız, diyor. Bu meselenin, bir kişi, iki kişi, bir parti, iki parti değil, toplumsal mutabakatla çözülmesi lazım, diyor. Toplumsal mutabakat arandığında, herkesin rıza göstereceği, kaybedenin olmayacağı, herkesin çözüm konusunda bilgi sahibi ve mutabık olacağı bir yöntem öneriyor. Bu yöntemi kim başarıyor? Dünyada silahlı ve çatışmalı süreçleri başarıyla çözüme ulaştırmış olan örneklere bakılıyor. Ve burada başarılı olmayan bir şey var. Siz toplumun bir kısmını, partilerden birini ya da birkaçını dışlarsanız, gizli pazarlıklar yürütüyorsanız, bu iş başarılı olmuyor. Geçen sefer, geçen çözüm sürecinde CHP, bütün bunları hatırlatarak, şunları, şunları, şunları yanlış yapmayın, demişti. Biliyorsunuz, Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir sürece kredi vereceğini söylemişti. Tayyip Erdoğan, kredinizi başınıza çalın, demişti. Düşünmüştü ki terör bitecek. Düşünmüştü ki bir başarı elde edilecek. Buradan gelecek siyasi nemayı kimseyle paylaşmayayım, demişti. O gün, hani bugün kandan beslenenler deniyor ya, bu sürece karşı çıkanlara direkt öyle yaftalıyorlar. O gün o tanımlamayla, Erdoğan da Bahçeli'ye diyordu, Bahçeli kandan besleniyordu Erdoğan'ın tanımlamasıyla. Çünkü Bahçeli, çözüm sürecinin tam karşısındaydı. Erdoğan savunuyordu, Bahçeli karşı çıkıyordu. Biz de diyorduk ki, MHP'nin de ikna edileceği, bizim de işin içinde olacağımız bir sürece hep beraber yaşayalım.

O gün biz bunları söylediğimiz noktada, Erdoğan, Bahçeli'ye kandan beslenmekle, Bahçeli de Erdoğan'ı terör örgütüne teslim olmakla suçluyordu. Şimdi ikisi birden bir süreç yürütüyorlar. Adı Terörsüz Türkiye. CHP aynı tarihsel tutarlılığı içinde diyor ki, terör bitecekse, kan duracaksa biz varız. Geçen sefer biz bunu dedik diye, Bahçeli bizi terörü desteklemekle, Bahçeli de olsun, bütün siyasi partiler bu işin içinde olsun dedik diye de, Erdoğan bizi yokuşa sürmekle, bilmem ne yapmakla falan suçluyordu. Şimdi ikisi bir araya geldikleri süreçte, geçmişte kendilerine söyledikleri tüm sözler, o günde bugün de CHP'nin haklı olduğunu ortaya çıkarıyor. O günde bugün de CHP'nin haklı olduğunu çıkarıyor. Ve bizim bugün söylediğimiz söz şu, çok basit bir şey söylüyoruz. Hiç kimse dışlanmadan bu işin yürütülmesi lazım. Bunun için yer meclistir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kurulmalı. Bu komisyon yapılacak yasal düzenlemeleri, yasal diyorum soruyorlar anayasa değişikliği olsa, biz anayasa değişikliğinde yokuz diye ilk günden söyledik. Çünkü anayasa değişikliği, farklı pazarlıkları gündeme getiren, tuhaf ve samimiyet sorgulatan bir mesele. Toplumsal mutabakat aranacaksa, işte o zaman o mecliste kurulacak komisyona, masaya, siyasi partilerin yasa yapacakları komisyonlara, mutlaka başta şehit aileleri, gaziler, bu süreçten zarar görmüş herkesin katılıp, bu insanların olurunun, rızasının alınması lazım." dedi.

Muhabir: Haber Merkezi