Viladimir Putin ve İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in başdanışmanı Ali Laricani Kremlin’de görüştü. Kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşme, küresel dengeler açısından dikkat çekici bir hamle olarak yorumlandı. Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov tarafından yapılan açıklamada görüşmenin merkezinde İran’ın nükleer programı ve Orta Doğu’daki artan gerilimlerin yer aldığı belirtildi. Putin’in, Moskova’nın “bölgesel istikrar” ve “nükleer sorunlara siyasi çözüm” yaklaşımını yinelediği ifade edildi.
Zamanlaması manidar!
Laricani’nin Moskova’ya ziyareti Batılı ülkelerin İran’a yönelik yaptırımları artırdığı ve Avrupa’nın nükleer müzakere masasına yeniden dönme hazırlığında olduğu bir zamana denk gelmesi akılda bazı soru işaretlerine neden oldu. Özellikle İngiltere, Fransa ve Almanya’dan oluşan E3 ülkelerinin Tahran’la yeniden temas kurmaya çalıştığı bu süreçte Putin’in doğrudan Hamaney’in en güvenilir adamıyla görüşmesi Rusya’nın Orta Doğu’daki diplomatik ağırlığını artırma çabası olarak değerlendiriliyor.
Rusya-İran ittifakı derinleşiyor mu?
2025’in başlarında imzalanan “Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması” ile Rusya ve İran; savunma, enerji ve güvenlik alanlarında uzun vadeli işbirliğine imza atmıştı. Laricani’nin ziyareti, bu ittifakın yalnızca ekonomik değil aynı zamanda ideolojik bir zemine de oturduğunu gösteriyor.
Kulislerde dolaşan iddialara göre Putin, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini belli bir eşikte durdurması için baskı kuruyor. Ancak Tahran’ın bu konuda esnek olup olmayacağı henüz net değil.
Batı ile aradaki mesafe daha da açılıyor!
Moskova’nın İran’la kurduğu doğrudan ve yüksek düzeyli temaslar, Batı başkentlerinde dikkatle izleniyor. Özellikle Washington ve Tel Aviv, bu yakınlaşmayı Tahran’ın nükleer hedefleri açısından riskli bir gelişme olarak değerlendiriyor.
Her ne kadar Kremlin “dengeleyici aktör” vurgusu yapsa da Rusya’nın İran’ın nükleer sahadaki adımlarına sessiz kalması gelecekte çok daha karmaşık bir diplomatik tabloyu beraberinde getirebilir.