Tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı'yı cezaevinde ziyaret eden Hatay Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, kentte son dönemde yapılan konut projelerle ilgili konuştu. Özellikle TOKİ tarafından dağ eteklerine inşa edilen ve ihtiyaçtan yaklaşık 80 bin fazla olduğu belirtilen konutların, Hatay'ın demografik yapısını değiştirmeye yönelik bir amaca hizmet edebileceği endişesi üzerinde durdu. Baro yetkilileri, bu projelerle birlikte bölgeye çok sayıda göçmen ailenin yerleştirilmesi ihtimali üzerine oluşan ciddi kaygılarını dile getirdi.
Amaç: "Türkiye Cumhuriyeti’nin adem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülmek"
Söz konusu iddialar, bugün Fatih Altaylı'nın YouTube kanalında da gündeme taşındı. Konuyla ilgili sosyal medya üzerinden değerlendirmede bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Türkiye’nin gündeminde Öcalan vesayetinde yeni bir anayasa yapılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin çok uluslu ve yumuşak üniter yapı altında adem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülmesi var. Ancak Türkiye’nin en yaşamsal sorunu olan 13 Milyon sığınmacı ve kaçak sorunu devam ediyor. Beşar Esad iktidarda iken Esad gitsin Suriyeliler de gidecekler deniyordu. Beşar Esad gitti. Ancak Suriyeliler gitmedi. Çok az giden oldu. Bu sınırlı gidişler de İsrail’in Şam’da Savunma Bakanlığını vurması ile durdu. Hatta Suriye’ye gidenlerin bir kısmı ve yenileri geliyorlar. AK Parti Suriyelilere “artık dönün” diyor mu? Hayır. Sağlık, eğitim ve diğer yardımlar kesildi mi? Hayır" dedi.
"Tarihte hiçbir milleti vatanını bu kadar kolay paylaşmamıştır”
Hatay Barosu yetkililerinin gazeteci Fatih Altaylı’ya aktardığı, Hatay’da ihtiyaç fazlası ve Hataylıların yaşam tarzıyla uyumsuz şekilde yapılan on binlerce TOKİ konutunun, yeni sığınmacı yerleşimleriyle ilgili olabileceğine dair endişeleri değerlendiren Ümit Özdağ, bu gelişmelerin AK Parti iktidarının sığınmacıları göndermek gibi bir niyeti olmadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Özdağ, büyük bir devlet krizi haline gelen sahte e-imza çete/örgüt/yapısı üzerinden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının adeta satışa çıkarıldığını kamuoyunun artık açıkça okuduğunu, duyduğunu ve izlediğini ifade etti. Türkiye’nin desteklediği El Şara adlı Suriyeli grubun bile Türkiye’deki Suriyelilere “ülkenize dönün” çağrısı yapmadığına dikkat çeken Özdağ, “Ben böyle bir çağrı duymadım” diyerek sığınmacıların kalıcı hale getirilmeye çalışıldığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk-Kürt-Arap” ifadesiyle kastettiği Arapların, yüzyıllardır Anadolu topraklarında yaşayan ve “Ne mutlu Türk’üm” diyen vatandaşlar olmadığını belirten Özdağ, Erdoğan’ın söz konusu ettiği Arapların yeni gelen ve Türkiye'de kalması hedeflenen kitleler olduğunu savundu. Özdağ, “Tarihte hiçbir millet bu kadar kolay devletini kaybetmemiş, vatanını bu kadar kolay paylaşmamıştır” diyerek sürecin derinliğine dikkat çekti.
Mücadeleyi yineledi
Özdağ, Zafer Partisi olarak sığınmacı ve kaçakların vatanlarına dönmesi, Türkiye’nin milli, üniter, laik devlet kimliğini muhafazası için mücadeleye devam edeceklerini bir kez daha yineledi.
Türkiye’nin gündeminde Öcalan vesayetinde yeni bir anayasa yapılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin çok uluslu ve yumuşak üniter yapı altında âdem-i merkeziyetçi bir yapıya dönüştürülmesi var.
— Ümit Özdağ (@umitozdag) August 7, 2025
❗️Ancak Türkiye’nin en YAŞAMSAL SORUNU OLAN 13 Milyon SIĞINMACI ve KAÇAK SORUNU DEVAM… pic.twitter.com/lPagfS0pwk