Akran zorbalığı, bireyler arasında gerçekleştirilen kasıtlı ve tekrarlanan zarar verici davranışlardır. Zorbalığı gerçekleştiren ve maruz kalan kişi arasında bir güç eşitsizliği bulunur. Bu davranışlar; sözlü/ fiziksel saldırı, sosyal dışlama ve siber zorbalık gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Fiziksel zorbalık, ergenlerin birbirlerine karşı kaba kuvvet kullanmalarını içerirken; sözlü taciz, hakaret, alay etme ve tehdit etme gibi davranışları kapsar. Sosyal dışlama ve dedikodu, kişinin sosyal çevresi tarafından kasıtlı olarak dışlanmasını ve hakkında söylentiler çıkarılmasını içerir. Siber zorbalık ise, internet ve sosyal medya aracılığıyla yapılan zorbalık eylemleridir ve özellikle günümüzde ergenler arasında yaygındır.
Ergenlik dönemine baktığımızda; bireyin kimlik arayışı içinde olduğu, fiziksel, duygusal ve sosyal değişimlerin yoğun yaşandığı bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Bu dönemde ergenler, akran gruplarından kabul görme ve ait olma ihtiyacı duyarlar. Bu süreçte akran zorbalığı da sıkça karşılaşılan bir sorundur ve ergenler üzerinde psikolojik etkiler yaratabilir; zorbalığa uğrayan kişinin duygusal, sosyal ve akademik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak etkili müdahale ve destek mekanizmaları ile bu olumsuz etkiler azaltılabilir ve ergenlerin sağlıklı bir şekilde gelişimlerini sürdürmeleri sağlanabilir.
Peki kişiler neden bu zorba davranışları sergiliyorlar? Akran zorbalığı, yaygın bir sorun olup birçok farklı sebebin birleşimi sonucu ortaya çıkar. Zorba davranışlar sergileyen çocuklar ve gençler, genellikle bu eylemleri belirli ihtiyaçlarını karşılamak veya içsel ve dışsal çeşitli faktörlerin etkisi altında kalarak gerçekleştirirler. Kısaca değinecek olursak bu kişiler sıklıkla güç, kontrol ve üstünlük kurma ihtiyacı hissederler. Akranları üzerinde kontrol sahibi olmak, düşük öz saygı veya yetersizlik hisleriyle başa çıkmak için yapıyor olabilirler. Buna ek olarak çocuk evde veya okulda bu tarz şiddet içerikli davranışlara maruz kalıyorsa bunları kendi yaşamına yansıtıyor olabilir. Aşırı koruyucu veya otoriter ebeveynlik stilleri de çocukların sosyal becerilerini ve empati yeteneklerini olumsuz etkileyerek zorbalık eğilimini artırabilir.
Biraz da zorbalığa uğrayan kişi için psikolojik etkileri ele alalım. Zorbalığa maruz kalan kişiler kendilerini değersiz hissedebilir, öz saygı düzeylerinin düşmesine yol açabilir. Bunlara ek olarak depresyon ve anksiyete gibi sorunların gelişimine zemin hazırlayabilir. Sosyal açıdan ise kişileri yalnızlığa itebilir. Akran zorbalığının tespit edilmesi ve bunun önüne geçilmesi önemli noktalardan biridir. Bireylerin aileleri ve eğitimcilerin bu durumu fark edip müdahale etmesi gerekir.
Müdahale aşamasında aile ile açık iletişim, profesyonel yardım ve akran desteği önemlidir. Ailelerin mutlaka çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim halinde olması ve ipuçlarını takip etmesi gerekir. Böylece çocuklar yaşadıkları problemleri daha rahat anlatabilirler. Okullarda duruma müdahale edilmesi, bu konuya dair eğitimler düzenlenmesi ve empati duygusunu oluşturmaya yönelik çalışmalar yapılması altı çizilmesi gereken noktalardandır.