Özcan’ın aktardığına göre, bilim insanları güneş ışığının ulaşmadığı okyanus tabanında "karanlık oksijen" olarak adlandırılan bir formda oksijen keşfettiler.
Bu bulgu, mevcut yaşam teorilerimizi derinden etkileyebilir.
Güneş ışığının hiçbir şekilde ulaşamadığı bu derin bölgelerde bulunan oksijenin varlığı, bilim dünyasında geniş yankı uyandırdı. Başlangıçta şüpheyle karşılanan bu olağanüstü bulgu, tekrarlanan deneyler sonucu doğruluğu onaylandı.
Peki, bu oksijen nasıl oluşuyor?
Barış Özcan’a göre, cevabın okyanus tabanındaki polimetalik nodüllerle ilgili olabileceği öne sürülüyor. Bu minerallerin, doğal bir batarya gibi işlev görerek suyu oksijen ve hidrojene ayırıyor olabileceği düşünülüyor.
Bu keşif, yalnızca Dünya üzerindeki yaşamı değil, aynı zamanda uzayda yaşam arayışımızı da etkileyebilir. Özcan, bu bulgunun Jüpiter’in Europa uydusu gibi ışık almayan gök cisimlerinde de yaşam izleri bulunabileceğine dair ipuçları verebileceğini belirtti. Ancak, bu keşfin maden şirketlerinin ilgisini çekmesi, okyanus tabanının geleceği konusunda endişelere yol açıyor.
Karanlık oksijenin sırrı çözüldükçe, yaşama dair anlayışımızın da köklü bir şekilde değişebileceği öngörülüyor.