TAYLAN İNAN GÜLKANAT
İklim değişikliği, çarpık yapılaşma, betonlaşma, ayrık yağmur suyu hattı olmayışı, hatalı drenaj yapısı tasarımları ve kent hidrolojisi hesaplarının yeniden yapılmaması gibi hususlar nedeniyle şehir selleri ülkemizin birçok yerleşim biriminde sorun olmaya devam ediyor. Bu bağlamda Ankara’nın sel riskini ve sel riskine karşı alınması gereken tedbirleri Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız ile konuştuk.
“ANKARA İÇİNDEN GEÇEN DERE VE ÇAYLARDA TAŞKIN RİSKLERİ VAR”
Artan nüfus ve yetersiz altyapı nedeniyle şehir selleri riskinin sürdürülebilir biçimde yönetilmesinin zorlaştığına dikkat çeken Yıldız “Kentlerimizi iklim değişikliğin oluşturduğu kuraklık tehdidinin yanı sıra şehir sellerine karşı da daha dirençli hale getirmeliyiz. Ankara’da hem şehir selleri hem de Ankara içinden geçen dere ve çaylarda taşkın riskleri var. Ankara’da bugüne kadar birçok su baskını neticesinde can ve mal kayıpları yaşandı. Ankara merkezinde son yıllarda meydana gelen su baskınları daha çok, yanlış alt yapı uygulamaları (kanalizasyon sisteminin geri tepmesi vb.), yoğun yapılaşmadan kaynaklı yüzey selleri (şiddetli ve kısa süreli sağanak yağışlarda suyun toprak içine drene olamayarak hızla akışa geçmesi vb.) gibi nedenlerle meydana geliyor. Su basman kotu altında kalan binalar aşırı olmayan yağışlarda bile su basma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum öncelikle altyapı ve drenaj sistemlerinin iyileştirilmesini ve daha fazla ayrık yağmursuyu hattı yapılmasını gerekli kılıyor.” diye konuştu.
“DOĞA TABANLI ÇÖZÜMLER DÜŞÜNÜLMELİ”
Ankara’da 8271 kilometre atık su 2875 kilometre de yağmur suyu toplama sistemi mevcut olduğunu belirten Yıldız” Son yıllarda Çankaya, Yenimahalle, Mamak, Altındağ gibi ilçelerde yağmur suyunun toplandığı ayrık iletim sistemleri inşaatı arttı ve aşırı yağışlar sonrasında yağmur suyunun biriktiği bazı noktalarda drenaj tedbirleri alındı. Bunların olumlu etkisi de görüldü ancak şehir sellerine karşı direncin arttırılması için sadece kanal kapasitesini arttırma, boru çapını büyütme gibi su mühendisliği tedbirleri yetersiz kalabilir. Bu tedbirlerle birlikte Sünger Kent konsepti uygulanarak yağışın akışa geçmeden yeraltına sızması arttırılmalıdır. Şehir seli yönetiminde uygun olan yeşil alanların selde geçici su toplanma alanları olarak kullanılması gibi doğa tabanlı ekolojik çözümler de düşünülmelidir. Bunun yanı sıra toplumsal bilinç arttırma, acil kurtarma eğitimi ve farkındalık yaratma gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Şehir selleri tehlike ve risk haritaları hazırlanıp bu bölgelerde yaşayanların ani sel ikazı yapıldığında yapması gerekenler konusunda daha çok bilgilendirilmesi gerekiyor.” değerlendirmelerinde bulundu
ANKARA’NIN SEL, TAŞKIN YÖNETİM PLANLARI HAZIR. UYGULAMA BEKLİYOR
Ankara’da meydana gelebilecek taşkınların tespiti ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla; 2016 yılında DSİ 5. Bölge Müdürlüğü tarafından Ankara İli Taşkın Tehlike Alanları Planlama Raporu, 2018 yılında ise Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından Ankara İl merkezinin içinde olduğu Sakarya Havzası Taşkın Yönetim Planı’nın hazırlandığını hatırlatan Yıldız “Bu planlarda daha çok yerleşim birimlerinden geçen dere yatakları ve bu yataklarının taşması sonucu meydana gelebilecek su baskınları ele alınmış. Bunlara karşın alınacak önlemler irdelenmiş ve alınması gereken tedbirler sıralanmış. Ayrıca 2021 yılında yayınlanan Ankara İl Afet Risk Azaltma Planı’nda da Ankara İlinde taşkın ve kent içi sele maruz kalabilecek yerler ve alınması gereken önlemler detaylı bir şekilde verilmiştir. Bu tedbirler arasında; dere yataklarının temizlenmesi, yağmur suyu hattı döşenmesi, bazı kanal, menfez gibi sanat yapılarının kapasitelerinin arttırılarak yenilenmesi, dere ıslahı yapılması, drenaj kanalı yapılması, taşkın erken uyarı sistemleri kurulması gibi tedbirler bulunuyor. Bu tedbirlerin hem ASKİ hem de DSİ Bölge Müdürlüğü gibi kuruluşlar tarafından alınması gerekiyor. Ankara için sel ve taşkın yönetim planları hazır. Uygulama bekliyor“ ifadelerini kullandı
“EN KÖTÜ SENARYODA ZARARIN YÜZDE 72’Sİ KONUTLARDA GÖRÜLEBİLİR”
Ankara şehir merkezinden geçen birçok dere ve çay bulunduğunun altını çizen Yıldız “Bunlardan Çubuk çayı, Hatip çayı, İncesu Deresi, Ankara çayı üzerinde bulunan birçok köprü ve menfezde kesitlerin genişletilmesi, kapalı kesitlerin açılması gibi tedbirlerin alınması gerekiyor. DSİ 5. Bölge Müdürlüğü. Tarafından 2016 yılında hazırlanan Ankara İli Taşkın Taşkın Tehlike Alanları Planlama Raporunda Ankara şehir merkezinde bulunan dereler/çayların getirebileceği taşkın debileri ve verebileceği zararlar da hesaplanmış. Bu hesaplamalar en kötü durum senaryosuna göre yapılmış. Bu rapora göre; Ankara İl Merkezi’nde bütün derelerde aynı zamanda yaşanacak 50 yıl tekerrürlü taşkın olayında 148.083 kişinin, 100 yıl tekerrürlü taşkın olayında 164.596 kişinin, benzer şekilde 500 yıl tekerrürlü taşkın olayında da yaklaşık 238.148 kişinin etkilenmesi bekleniyor. Rapora göre; Tekerrür periyodu 500 yıl olan taşkın için Ankara İl Merkezi’nde bulunan yapıların yaklaşık %24'ü taşkın riski altında bulunuyor. Ankara için en kötü senaryonun ele alındığı raporda aynı anda tüm derelerde bir taşkının yaşanması durumunda zararın %72’sinin konutlarda görüleceği belirtilmiş. Bu raporda zararın %28’inin ise sırasıyla ticaret alanları, yeme-içme tesisleri, finansal kurumlar, eğitim kurumları, sağlık kurumları ve diğer alanlarda oluşacağı belirtiliyor.” şeklinde konuştu
“ANKARA’DA SUYUN AZLIĞI KADAR FAZLALIĞININ DA YÖNETİLMESİ LAZIM”
Ankara’da ASKİ’nin suyun yönetimi konusundaki sorumluluk alanının çok geniş olduğunu söyleyen Yıldız “ASKİ’nin işleri çok fazla, imkânları da kısıtlı ancak Ankara’da suyun azlığı kadar fazlalığının da yönetilmesi lazım. Bu kapsamda kanalizasyon ve yağmur suyu hatları ayrılarak yağmur suyunu güvenli bir şekilde deşarj edilmeli. Ayrıca her kısa süreli ve şiddetli yağışta dolan düşük kotlu bölgelerde, altgeçitlerde suyun güvenli şekilde deşarjı için projeler uygulanmalı.” sözlerine yer verdi
“ERKEN UYARI SİSTEMLERİ” KURULMALI”
Yıldız son olarak “Meteoroloji uzmanları Ankara’da son yıllarda artan ani, kısa süreli ve şiddetli yağışların devam edeceğini belirtiyor. Bu yağışlar raporlarda sözü edildiği gibi büyük zararlar verebilecek şehir selleri ve taşkınlara neden olabilir. Bu nedenle altyapının geliştirilmesi ve yenilenmesinin yanı sıra erken uyarı sistemleri kurulması, halkın bilgilendirilmesi ve eğitilmesi de gerekli. Ayrıca kentler beton tarlalarına dönmüş durumda. Bu nedenle kent hidrolojisi hesapları betonlaşan zeminler ve değişen meteorolojik koşullar dikkate alınarak yeniden yapılmalı. Kentin su toplanan tehlikeli bölgelerindeki mazgallar sürekli temizlenmeli, bu suyu tahliye edecek ilave önlemler alınmalı. Kentin içindeki dere yatağı kesitleri, köprü ve menfez açıklıkları sürekli temizlenmeli ve açık tutulmalıdır.” uyarılarında bulundu