Midjourney, DALL·E ve Adobe Firefly gibi yapay zeka araçlarının yaygınlaşması, tasarım süreçlerini hızlandırıyor. Prof. Dr. Neda Üçer, “Fikirden görsele geçiş artık çok daha kısa sürede gerçekleşiyor. Bu da prototipleme sürecini hızlandırırken, tasarımcıya yeni ifade biçimleri ve alternatifler sunuyor” ifadelerini kullandı.
Tasarımcının Yeni Rolü: Yorumlayıcı ve Etik Küratör
Yapay zekanın rutin işleri üstlenmesiyle birlikte tasarımcıların rolü dönüşüm geçiriyor. Üçer’e göre tasarımcı artık sadece üretici değil, kavramsal rehber, seçici ve etik değerlendirici bir küratör konumunda. Yaratıcılığın ve özgün fikrin ön plana çıktığını vurgulayan Üçer, “Tasarımcı, yapay zekanın yapamadığı kültürel, sezgisel ve bağlamsal kararları verebilme yetisiyle ayrışacak” diye konuştu.
Estetik Anlayışta Değişim: Doğal mı Kusursuz mu?
Yapay zekanın sunduğu görüntülerin estetik algıyı değiştirdiğine dikkat çeken Üçer, iki farklı görsel yaklaşımın öne çıktığını belirterek,
“Bir tarafta parlak ve kusursuz yapay görseller; diğer tarafta daha doğal ve insani bir estetik anlayışı. Bu iki yaklaşımın çatışması, önümüzdeki dönemde estetik tartışmaları derinleştirecek. Yapay estetik zamanla insani bir forma evrilecek" dedi.
Genç Tasarımcılara Uyarı: Eleştirel Kalın, Etik Davranın
Prof. Dr. Neda Üçer, genç tasarımcıların yapay zeka araçlarını öğrenmeleri kadar, bu araçları nasıl ve neden kullandıklarını da sorgulamaları gerektiğini vurguladı. “Yapay zekaya körü körüne teslim olmak yerine, onu yaratıcı sürecin destekçisi olarak görmeliler. Etik bilinç, eleştirel düşünce ve kavramsal yaratıcılık, genç tasarımcıların gelecekte öne çıkmasını sağlayacak temel unsurlardır” sözlerine yer verdi.
