Duchenne Musküler Distrofi (DMD), çocukluk çağında başlayan ve kasları giderek zayıflatan genetik bir kas hastalığı. Genellikle 2 ila 5 yaş arasında fark edilen hastalıkta çocuklar sık sık düşüyor, merdiven çıkmakta zorlanıyor ve zamanla yürüyemez hale geliyor. DMD’nin nedeni, kas hücrelerinin dayanıklılığını sağlayan dystrophin adlı proteinin genetik bozukluk nedeniyle vücutta üretilememesi.

Hastalığın Temel Nedeni: Dystrophin Eksikliği

DMD’nin kaynağı, X kromozomu üzerinde bulunan DMD genindeki mutasyonlar. Bu gen, kas hücrelerinin yapısını koruyan dystrophin proteininin üretiminden sorumlu. Gen bozuk olduğunda, kas hücreleri her kasılmada hasar görüyor ve zamanla yerini yağ ve bağ dokusuna bırakıyor.

Hastalığın X’e bağlı olarak kalıtılması nedeniyle çoğunlukla erkek çocukları etkileniyor. Kadınlar genellikle taşıyıcı durumda olurken, nadiren hafif belirtiler gösterebiliyor.

Belirtiler Küçük Yaşta Başlıyor

Uzmanlara göre DMD’nin ilk işaretleri genellikle yürümeye başlayan dönemde görülüyor.

  • Çocuklar geç yürümeye başlıyor.
  • Merdiven çıkmakta, koşmakta zorlanıyorlar.
  • Sık düşme ve kaslarda sertlik en belirgin belirtiler arasında yer alıyor.
    İlerleyen yıllarda çocuklar 10-12 yaş civarında tekerlekli sandalyeye bağımlı hale geliyor. Ergenlik döneminde kalp ve solunum kaslarının etkilenmesi, hastalığın en ciddi evresine işaret ediyor.

Tanı Nasıl Konuyor?

DMD tanısı, genellikle yüksek kreatin kinaz (CK) seviyeleriyle fark ediliyor.

Kesin tanı için genetik test uygulanıyor ve hastalığa neden olan mutasyon tespit ediliyor.

Kas biyopsisi günümüzde nadiren başvurulan bir yöntem olsa da bazı durumlarda tanıyı desteklemek için kullanılabiliyor.

Tedavide Umut: Steroidler ve Gen Terapisi

Hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi henüz bulunmasa da, bazı ilaçlar ilerlemeyi yavaşlatabiliyor.

  • Kortikosteroidler (Prednizon, Deflazacort): Kas gücünü belirli bir süre koruyabiliyor.
  • Fizik tedavi ve ortopedik destek: Kas sertliğini azaltıp hareket kabiliyetini uzatıyor.
  • Kalp ve solunum desteği: Hayati organların etkilenmesini yavaşlatıyor.

Erken Tanı Hayat Kurtarıyor

DMD’de erken tanı, tedavi sürecinde büyük fark yaratıyor. Uzmanlar, yürümede gecikme veya kas güçsüzlüğü fark eden ailelerin vakit kaybetmeden çocuklarını nöroloji uzmanına götürmesini öneriyor.

Ailelere ayrıca genetik danışmanlık verilerek, taşıyıcılık durumları tespit ediliyor ve olası yeni doğumlar için önlem alınabiliyor.

Bakan Işıkhan: "16 bin 400 kişi immünoterapi ilacına erişim sağladı"
Bakan Işıkhan: "16 bin 400 kişi immünoterapi ilacına erişim sağladı"
İçeriği Görüntüle

Yaşam Kalitesi İçin Çok Disiplinli Yaklaşım

Hastalığın yönetiminde fizik tedavi uzmanı, nörolog, kardiyolog, diyetisyen ve psikologlardan oluşan bir ekibin birlikte çalışması gerekiyor.

Doğru bakım, solunum desteği ve psikososyal yardım ile DMD’li bireylerin yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde artırılabiliyor.

Son yıllarda üzerinde yoğun çalışılan gen terapileri, DMD’nin geleceğine umut oluyor. “Mikro-dystrophin” adı verilen kısaltılmış genin vücuda aktarılmasıyla, kaslarda kısmen protein üretimi sağlanabiliyor. Ancak bazı deneysel tedavilerde görülen ciddi yan etkiler nedeniyle uzmanlar, bu uygulamaların dikkatle ve kontrollü şekilde yürütülmesi gerektiğini vurguluyor.

Duchenne Musküler Distrofi hala tedavisi tam olarak bulunamayan ancak ilerlemesi kontrol altına alınabilen bir hastalık. Gen terapilerindeki gelişmeler umut verse de, mevcut tedavilerin düzenli uygulanması ve erken tanı hayati önem taşıyor. Uzmanlar, “Her kas zayıflığı büyüme geriliği değildir ama her gecikmiş yürüyüş araştırılmalıdır.” uyarısında bulunuyor.

Muhabir: Haber Merkezi