Türk edebiyatının en özgün ve etkili yazarlarından Oğuz Atay, 13 Aralık 1977’de henüz 43 yaşındayken hayata veda etti. Beyninde çıkan habis tümör nedeniyle hayatını kaybeden Atay, ardında yalnızca birkaç kitap değil, edebiyatımızın yönünü değiştiren güçlü bir miras bıraktı.
Oğuz Atay kimdir?
12 Ekim 1934’te Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde dünyaya gelen Oğuz Atay, Cumhuriyet’in aydın bir ailesinde yetişti. Babası Cemil Atay, ağır ceza yargıçlığı yaptı ve CHP’den milletvekili olarak Meclis’te görev aldı. Eğitim hayatını Ankara’da sürdüren Atay, Ankara Maarif Koleji’nden mezun olduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ni bitirdi. Mühendislik mesleğini akademisyenlikle birleştiren Atay, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde (bugünkü Yıldız Teknik Üniversitesi) öğretim üyesi oldu, 1975’te doçent unvanını aldı ve Topografya adlı mesleki bir kitap yazdı.

Başkaldırı: Tutunamayanlar
Ancak onu edebiyat tarihine kazıyan eser, 1971-72 yıllarında yayımlanan Tutunamayanlar oldu. Roman, yayımlandığı dönemde yoğun tartışmalara yol açtı; 1970 TRT Roman Ödülü’nü kazandı. Eleştirmen Berna Moran’ın ifadesiyle, “hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olan Tutunamayanlar, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirdi. Eser, Atay’ın 20. ölüm yıl dönümünde, 1997’de UNESCO tarafından 20. yüzyıl Türk edebiyatının en seçkin eserlerinden biri olarak seçildi.
Bir Bilim Adamının Romanı
Atay, bu büyük romanın ardından Tehlikeli Oyunlar (1973) ile bireyin iç dünyasını daha da derinleştirdi. Korkuyu Beklerken adlı kitabında öykülerini bir araya getirdi; hocası Prof. Mustafa İnan’ın yaşamını anlattığı Bir Bilim Adamının Romanı (1975) ile edebiyatta biyografiye özgün bir yaklaşım getirdi. Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu ise Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. Düşle gerçeğin iç içe geçtiği, üstkurmacanın temel bir anlatım ilkesi haline geldiği eserleriyle Oğuz Atay, Türk edebiyatında postmodern romanın öncüsü kabul edildi.
Zamana direnen eserler
Yaşarken kitapları yeterince ilgi görmeyen Atay’ın değeri, ölümünden sonra daha iyi anlaşıldı. Günlük (1987) ve Eylembilim (1998) yayımlandı; eserleri defalarca basıldı, tiyatroya uyarlandı. Bugün hala sahnelenen oyunlar ve yapılan yeni okumalar, Atay’ın metinlerinin zamana direndiğini gösteriyor.
Sert ama ironik
Modern şehir yaşamında bireyin yalnızlığı, toplumla kurulan sorunlu ilişkiler, kalıplaşmış düşüncelere yöneltilen sert ama ironik eleştiriler… Oğuz Atay, tüm bunları mizah ve derin bir entelektüel birikimle harmanlayarak anlattı. Kastamonu Valiliği’nin 2007’den bu yana verdiği Oğuz Atay Edebiyat Ödülleri de bu güçlü mirasın yaşatıldığının göstergesi.
Edirnekapı Mezarlığı’nda yatan Oğuz Atay, bugün ölüm yıl dönümünde bir kez daha hatırlatıyor: Tutunamayanlar yalnızca bir roman değil, hala cevap arayan bir çağın aynası.




