Tarih

Soğuk Savaş'ın Sıcak Teması: Kore Savaşı

Tarihte bugün konumuz Soğuk Savaş döneminde yaşanan ilk sıcak çatışma olan Kore Savaşı. Gelin birlikte hem savaşı hem bilinmeyenleri hem de Türk Tugayı'nın etkisini birlikte okuyalım.

Abone Ol

25 Haziran 1950'de başlayan ve "Unutulmuş Savaş" olarak da anılan Kore Savaşı'nın 75. yıldönümü. Soğuk Savaş'ın ilk sıcak çatışması olan bu savaş, sadece Kore Yarımadası'nı değil, uluslararası ilişkileri de derinden etkiledi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin NATO üyeliğine giden yolda attığı ilk önemli uluslararası adım olan bu savaşta, Türk Tugayı (Şimal Yıldızı) destansı bir cesaret ve fedakarlık örneği sergiledi. Bu haberde, Kore Savaşı'nın az bilinen detaylarını, Türk askerinin kahramanlığını ve savaşın dünya üzerindeki etkilerini derinlemesine inceleyeceğiz.

SOĞUK SAVAŞ'IN İLK ÇATIŞMASI

Kore Yarımadası, İkinci Dünya Savaşı sonrası büyük güçlerin (ABD ve Sovyetler Birliği) etki alanı mücadelesinin kurbanı oldu. 1945'te Japonya'nın teslim olmasıyla, yarımada 38. paralelden kuzey ve güney olarak ikiye ayrıldı.

Kuzeyde Sovyet destekli komünist rejim (Kuzey Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti), güneyde ise ABD destekli anti-komünist rejim (Kore Cumhuriyeti) kuruldu. Her iki taraf da yarımadayı kendi ideolojileri altında birleştirme arzusundaydı.

25 Haziran 1950 sabahı, Kuzey Kore ordusu, beklenmedik bir saldırıyla 38. paraleli aşarak Güney Kore'yi işgal etti. Bu ani saldırı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı.

Sovyetler Birliği'nin Güvenlik Konseyi'ni boykot etmesi nedeniyle, ABD'nin de desteğiyle Kuzey Kore'nin saldırısı kınandı ve BM üyesi ülkelere Güney Kore'ye askeri destek sağlama çağrısı yapıldı. Böylece, Soğuk Savaş'ın ilk büyük ve kanlı çatışması başlamış oldu.

MEHMETÇİK KORE'DE

Birleşmiş Milletler'in çağrısına ilk yanıt veren ülkelerden biri Türkiye oldu. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes hükümeti, meclis kararı olmaksızın, Bakanlar Kurulu kararıyla Kore'ye asker gönderme kararı aldı.

Bu karar, Türkiye'nin NATO'ya üyelik sürecini hızlandıracak stratejik bir hamleydi. Ancak halk arasında, bu uzak coğrafyaya asker gönderilmesine dair farklı görüşler vardı.

Türkiye, 259 subay, 18 astsubay, 4 sivil memur ve 4.416 erden oluşan ilk kafileyi, Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki Türk Tugayı (Şimal Yıldızı)'nı Kore'ye gönderdi.

Bu Tugay, 17 Eylül 1950'de Kore'nin Pusan Limanı'na ayak bastı. Askerler, yeni bir kıtaya, bilmedikleri bir kültüre ve zorlu bir savaşa adım atıyorlardı.

Az Bilinen Bir Detay: Türk askerleri Kore'ye gönderilirken, o dönemde savaşın ne kadar süreceği, ne tür koşullarla karşılaşılacağı hakkında yeterli bilgi yoktu. Birçok asker, sadece "Kore'ye gidiyoruz" emriyle yola çıkmış, hatta bazıları Kore'yi "bir köy veya kasaba" zannetmişti.

Askerlerin aileleriyle vedalaşma anları ve yaşadıkları belirsizlik, savaşın insani boyutunu gözler önüne seriyordu.

KUNURİ MUHAREBESİ VE MEHMETÇİĞİN DİRENİŞİ

Türk Tugayı, Kore'ye varışının ardından hızla eğitimlerini tamamladı ve cepheye sürüldü. Kunuri Muharebeleri, Türk Tugayı'nın Kore Savaşı'ndaki en önemli ve en trajik sınavlarından biri oldu.

26-29 Kasım 1950 tarihleri arasında gerçekleşen bu muharebelerde, Çin Halk Gönüllü Ordusu'nun beklenmedik bir şekilde savaşa dahil olmasıyla BM kuvvetleri büyük bir geri çekilme yaşadı.

Kunuri'de, BM hatları çökerken, Türk Tugayı, kendi mevzisini terk etmeyerek Amerikan 8. Ordu'sunun geri çekilmesini sağlayan kritik bir direniş gösterdi. Çember içine alınan Türk askerleri, sayıca üstün düşman karşısında destansı bir cesaretle savaştı.

Cephane ve ikmal yolları kesilmiş olmasına rağmen, Mehmetçik son mermisine kadar savaştı.

Savaşın En Büyük Fedakarlıklarından Biri: Kunuri'de Türk Tugayı, büyük kayıplar verdi. Yaklaşık 900 şehit ve yaralıya ek olarak çok sayıda asker esir düştü. Ancak bu fedakarlık, Amerikan ordusunun büyük bir bozguna uğramasını engelledi ve BM kuvvetlerine yeniden toparlanma fırsatı verdi.

General Walton Walker, Kunuri'deki Türk direnişini "Türkler olmasaydı, Amerikan ordusunun bu savaştan sağ çıkması mümkün değildi" sözleriyle övmüştü.

İlginç Detay: Kunuri'deki geri çekilme sırasında, bazı Türk askerlerinin süngü hücumları yaparak düşmanı şaşkına çevirdiği ve esir düşen askerleri kurtarmak için bile büyük fedakarlıklar gösterdiği anlatılır.

Bu durum, Türk askerinin cesaretini ve vatan sevgisini tüm dünyaya göstermiştir.

SAVAŞIN KAZANIMI: NATO ÜYELİĞİ VE KÜLTÜRE ETKİSİ

Kore Savaşı, Türkiye için stratejik ve diplomatik açıdan büyük önem taşıdı. Türk Tugayı'nın Kunuri'deki başarısı ve genel olarak savaşta gösterdiği kahramanlık, Batı dünyasında büyük takdir topladı.

Bu durum, Türkiye'nin 1952 yılında NATO'ya tam üye olmasının önünü açtı. NATO üyeliği, Türkiye'nin Batı blokuna entegrasyonunu sağlamış ve Soğuk Savaş döneminde güvenlik şemsiyesi altına girmesine yardımcı olmuştur.

Savaş, sadece askeri ve siyasi sonuçlar doğurmakla kalmadı, aynı zamanda kültürel etkileşimleri de beraberinde getirdi:

  • Yetimhaneler ve Kardeşlik Köprüsü: Kore Savaşı sırasında, Türk askerleri, savaşın ortasında kalan Koreli yetim çocuklara büyük ilgi gösterdi. Türk Tugayı, savaş bölgelerinde kurduğu yetimhanelerde yüzlerce Koreli çocuğa baktı, onlara "Mehmetçik" sevgisiyle yaklaştı. Bu durum, iki ülke arasında derin bir kardeşlik bağı oluşmasını sağladı. Bugüne kadar Kore'de "Türk askeri, Koreli çocukların babasıydı" algısı devam etmektedir.
  • "Ayla" Filmi: Bu insani yardım hikayesi, daha sonra "Ayla" filmiyle beyazperdeye taşındı ve milyonları duygulandırdı. Bu film, Kore Savaşı'nın insani boyutunu ve Türk askerinin merhametini tüm dünyaya bir kez daha anlattı.
  • Kore Gazileri: Kore Savaşı'na katılan Türk askerleri, ülkelerine "gazi" unvanıyla döndü. Onlar, Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir yere sahiptir ve fedakarlıkları her zaman saygıyla anılmaktadır.

SAVAŞIN SONU VE ÇİFT KORE

Kore Savaşı, 27 Temmuz 1953'te imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sona erdi. Ancak bir barış anlaşması imzalanmadı. Bu nedenle, teknik olarak Kuzey Kore ile Güney Kore arasında hâlâ bir savaş durumu devam etmektedir. 38. paralel, dünyanın en militarize edilmiş sınır bölgelerinden biri olmaya devam etmektedir.

Kore Savaşı, yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal oldu. Yarımada harabeye döndü, şehirler yıkıldı, altyapı çöktü.

Ancak bu savaş, aynı zamanda Soğuk Savaş'ın küresel çatışmalara nasıl yol açabileceğini, ideolojik ayrımların ne denli yıkıcı olabileceğini ve küçük bir coğrafyada yaşanan bir çatışmanın uluslararası arenada ne denli büyük yankılar uyandırabileceğini gösterdi.

Türk Tugayı'nın Kore'deki kahramanlığı, Türkiye'nin uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmiş, Batı ile ilişkilerini pekiştirmiş ve "mehmetçik"in cesaretini tüm dünyaya bir kez daha kanıtlamıştır.

Kore Savaşı, Türk ve Kore halkları arasında ölümsüz bir dostluğun temelini atmıştır. Bu dostluk, hala devam etmekte ve iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir yer tutmaktadır.