Dövme varoluştan bu yana insanın kendini kimliklendirmesinde çok önemli bir sanat. Kimi zaman kültür ögesi olarak karşımıza çıkan dövmeler bugün aslında insanların önemli bir aksesuarı konumunda. Fakat hala kimlik olma özelliğini kaybetmemiş durumda.

Ankara Cinnah Caddesi'nde bulunan Moon Tattoo'nun sahibi ve dövme sanatçısı Serhat Baday'la beraber dövme sanatının geldiği noktayı ve problemlerini konuştuk.

Mehmet Turan Sapaz

Öncelikle yaptığınız işe bir dövme hayranı olarak saygı duyuyorum. Son dönemde insanların dövme alışkanlıkları bir hayli değişmiş durumda. Dövme yaptırmak eskiden bir tabu halindeydi ve bugün çok daha küçük yaşlarda yaptırılabiliyor. Hatta bazı zamanlarda pişmanlıkla da sonuçlanabiliyor. Bununla ilgili kişisel bir önleminiz var mı?

Yani kişisel olarak tabii ki bir önlemim var. En başta her misafir için bireysel olarak ilerliyoruz. Bu şekilde doğru yönlendirmeye çalışıyoruz. Yaş konusunda da yani zaten 18 yaş üstü olarak çalışıyor dövmeciler fakat ben onu kişisel olarak 20'ye çıkarttım. +20 olarak çalışıyorum. Elimizden geldiğince özellikle ilk dövmesi ise veya bir kaçıncı dövmesi ise elimizden geldiğince biz yönlendirmeye çalışıyoruz.

Kişinin istediği ve vurgulamak istediği şeyleri öğrenip hayat tarzını anlayıp ona göre bir hamur haline getirip daha sonra bir işleme döküyoruz. Ama işte bu süreç bizim için birazcık daha zor oluyor. Dövmeyi yapmaktansa dövmeyi kişiye uygun şekilde çıkartmak bizim için biraz daha problemli olabiliyor.

Kendi tasarladığınız dövmeleri insanların vücuduna işliyor ve aslında bir ömür onlarla beraber sanatınız da yaşıyor. Bu nasıl bir duygu?

Ya bu aslında his olarak gerçekten çok farklı. Her insana yaptığımız tasarım farklı olduğu için aslında hepsi bambaşka duyguların temsilcileri. Hani bir klişesi vardır ya “hepsi benim çocuklarım gibi” aslında tam olarak öyle. Yani şöyle düşünebilirsin. Duygular ve düşünceler üzerinde çalışıyoruz. Her yeni süreçte yeni bir insan tanıyorsun. Birkaç saat sohbet ediyorsun ve onun hakkında bir şeyleri ortaya çıkartıyorsun. Ve bunu kaleme dökmek birkaç gün süren bir iş oluyor. Yeri geliyor birkaç aylık işler oluyor. Bazen de direkt kendi duygularını çizip büyüttüğün, beslediğin bir duygusal kaynağın oluyor. Bunlara göre bir tasarım çıkıyor. İki türlü de baktığın zaman o insanla senin aranda bir özel bir bağ gelişiyor. Yani işin ucunda sen bir şey üretmiş oluyorsun ve bir başka insanın da onu gururla taşımasını istiyorsun. Özellikle de bu tasarım sürecinde sadece tek bir duygu veya fikir üzerine değil de birden fazla duyguyu işlediğin bir sürecin içindeysen eğer bu gerçekten hem yapılan işi hem de sanatçıyı her seferinde bir üst katmana taşıyor diyebilirim.

Örnekse ben 12 yıldır dövme sanatçısıyım. Bunun son 7 yılını kendi tasarımlarımı geliştirerek yürütmeye çalışıyorum. Bakıyorsun hiç aşina olmadığın bir konu ile ilgili bir tasarım isteniyor senden. Onun araştırma sürecinden de bu tasarımı isteyen dövme meraklısından da onlarca yeni bilgiye kavuşuyorsun. Bu süreç öylesine besleyici öylesine kıymetli ki sonrasında yaptığın işlere bile sirayet edebiliyor.

D S C07112 1

Tasarladığınız dövmelerin teklifi oluyor mu? Dövme sanatçıları camiasında bunu düzenleyen en azından etik düzleminde kurallar var mı?

Benim için telif konusu kişisel açıdan hiç problem değil. İnsanlar benim yaptığım tasarladığım dövmeleri alıp kullanabilirler. Çünkü onu ben ve birkaç sanatçı bilecektir zaten. O da benim için yeterli. Bu şunun gibi; bir aşığın yazdığı bir türküyü, yazılmış bir şiiri sahibini bilmesen de bazen melodisinden bazen kelimelerinden direkt anlarsın. Bu bir Aşık Veysel türküsü, bu Pir Sultan’ın dizeleri dersin. Ben de öyle olmak öyle anılmak isterim. Bu benim için tüm teliflerden daha kıymetli.

Ve zaten bu sanat aşırı bireyselleştiği bir döneme de girdi. Örnek veriyorum teknik olarak veya iş olarak yanlış gözükse de yamuk çizgilerden bir tarz oluşuyor. Bir akım haline geliyor. Bunları da eleştirmiyorum elbette yapanın da yaptıranın da kendi kararı ve bu aslında kendi başına telif meselesini de çözüyor dediğim gibi. Yamuk bir çizgi görünce bu bir yanlış demiyorsun da şunun tarzı, şunun işi diyorsun.

Ama yine telifle alakalı aklıma yine gelen bir konu; bir kişi geliyor bir dövme gösteriyor. Gösterdiği dövme spor yapan ve gerçekten gelişmiş vücudu olan bir erkeğin kas bölgesine işlenmiş bir tasarım. Bunun aynısını bana yapar mısın sorusuna bazen verilecek bir yanıt kalmıyor. Çünkü sen o adam değilsin, anatomin ona uygun değil ve ben başka bir sanatçıyım. İllaki benim o dövmede dahi küçücük bir detay dahi olsa farklı dokunuşlarım olacaktır.

Çok küçük yaşta dövme sahibi olmak için size gelenler oluyordur. Bu durumu nasıl yönetiyorsun?

Yani nadiren de olsa en azından ailesiyle gelenlere biraz daha yardımcı olmaya çalışıyorum. Çünkü orada da maddiyattan önce en azından yapılandan pişman olmaması için bir çaba devreye giriyor. O zaman 18-20 arasına böyle bir imkan sunduğum oluyor. Ama yine de elimden geldiğince kaçmaya çalışıyorum.

Ama sen mesela çocuğunu getireceksin ve orada diyorum ki arkadaşımı kırmayayım bari yanlış bir stüdyoya gidip pişman olacağına ben yapayım diyorum ve daha kapatabileceği yerlere bacağına sırtına küçük şeyler yapmaya, onları bu şekilde yönlendirmeye gayret gösteriyorum.

Artık eskisinden tırnak içinde söylemek gerekirse daha saygıdeğer bir mesleğiniz var. Geçmişe baktığımızda daha underground bir kültürdü dövme. Şimdilerde insanların dövme seçimini sizce ne belirliyor?

Aslında o zamanlar daha güzeldi. Underground kalması, bu kadar popüler kültürün bir ögesi haline gelmesinden daha kıymetliydi bence. Çünkü ciddi anlamda dövme dediğimiz şey kimlik, psikoloji meselesi. Yani insanlar seçtikleri dövmelerin bile farkında değiller. Bir dövme yaptırıyor kendisi bu dövmenin anlamından haberdar değil ve dışarıdaki adam aslında bunun bir hapishane dövmesi olduğunu bildiği için seni bir konuma oturtuyor. Haberin olmayan dövme bir ülkede bir çetenin aidiyet nişanı olabiliyor. Bunlar bilinmediğinde çok riskli olaylar. Popüler kültür ögesi olmasının sonuçları işte bunlar.

D S C07081 1

O zaman seçimlerin tümüne popüler kültür, sosyal medya dememiz mümkün!

İşte tam olarak bahsettiğim de bu. Evet kesinlikle ulaşılabilir olmamız lazım ama bir o kadar da ulaşılamaz olmamız gerekiyor. Yani bir şey diyemiyorum. Bazı insanlar bunu bir meslek olarak hayatta kalmak için, para kazanmak için, ailesine bakmak için yapıyor. Kimileri ise benim gibi bu işi sevdiği ve bu sanatı bir yere taşımak için yapıyor. Yani bir demek istediğim şu aslında daha bilinçli olunursa popüler kültür de bu kadar zarar veremez.

Ama bu da şöyle düzelecektir diye düşünüyorum. Dövme mevzusu bu kadar ilgiyi gördü ve bence geri çekilme dönemine girdi diye düşünüyorum. Sen de bana katılır mısın?

Kesinlikle çok uzun bir sürede olur bu ama sana katılıyorum dediğin gibi olur. Hatta zaten insanlar ufaktan dövmeden sıkılmaya da başladı. Çünkü bu pandemi döneminde aslında dövme popüler olan bir şey olmaya başladı. Çünkü insanlar kendileriyle fazla yalnız kaldılar.

Ama dediğin gibi bu ivmesini kaybedecektir. Ama işte oradaki büyük sıkıntı da dövme silinebilen bir şey değil. Yani bunu belki bir iki kişi başarıyla yapıyordur ama %50 sonuç alırlar. En fazla bu oran %70’lere çıkabilir. Tekrar cildi eski haline getiremezsin. Çünkü sonuç olarak hem dövme esnasında hem de silinme esnasında birer operasyon geçirmiş bir bölgeden bahsediyoruz. Yani kimse kusura bakmasın birazcık zorlu bir süreç olur. O yüzden daha mantıklı kararlar verip sıkılmayacağı dövmeler seçmeli insanlar. Ve hepsinden önce bu işe tutkuyla bağlı olmak gerek. Çünkü bu sizinle mezara gelecek nadir şeylerden!

D S C07075 1

Anadolu aslında dövme sanatının cenneti. Geçmişten bugüne hepimizin bildiği özellikle doğu kültüründe çok hakim olan dek var. Ve bunlar çok daha simgesel kültür ürünleri aslında. Bugün de böyle simgesel, anlamlı etnik istekler söz konusu mu?

Evet aslında böyle istekler son dönemde artmaya başladı. Özellikle kadınlar arasında ve yaşam tarzı olarak daha doğaya, tarihe, sanata hakim kadınlarda bu tip isteklerle karşılaşıyoruz. Anadolu bu konuda gerçek bir cennet çünkü “Dek” dediğimiz olay aslında bir tür simge iletişimi. Anlamları aslında bizlere yaptıran kadınlarla alakalı çokça şey anlatıyor. Bugün de böyle işleri böyle istekleri gördüğümde mutlu oluyor, anlamını bilen insanları da takdir ediyorum. Yapmaktan da şahsen çok keyif alıyorum…