Seval Susar, İstanbul'da uzun seneler çalıştıktan sonra şehir hayatını geride bırakarak 2 yıl önce annesinin doğduğu yer olan Şarköy ilçesine bağlı Uçmakdere Mahallesi'ne yerleşmeye karar verdi.

Mahallede bir süre tarla işleriyle uğraşan Susar, daha sonra mahallenin kahvehanesini işletmeye kararı aldı.

En başta kahvehanenin dışını boyayan Susar, içine çeşitli nostaljik eşyalar yerleştirdi, yaptığı düzenlemelerle işletmesini sosyal buluşma alanına dönüştürdü.

Önceden yalnızca erkeklerin kullandığı kahvehane, kadınların ve mahalleye gelen tatilcilerin de kullandığı bir işletme haline geldi.

Sabah kahvehaneyi açarak ocağın başına geçen Susar, gün boyu müşterilerinin siparişlerini servis ederek çalışma azmiyle çevresindekilere örnek oluyor.

Seval Susar, AA muhabirine, doğayla iç içe bir yerde yaşama hayalini seneler sonra gerçekleştirdiğini söyledi.

İstanbul'da uzun seneler etkinliklerde organizatörlük yaptığını belirten Susar, "Uzun yıllar süren bu iş hayatımın ardından her zaman hayalini kurduğum bir yaşamı gerçekleştirmek için radikal karar aldım. Uçmakdere'de yaşamaya başladım. Burada bir köy kahvesi işletiyorum. Küçük keçi sürüm var, onlarla ilgileniyorum. Aynı zamanda zeytin işlerimizle de uğraşıyorum." şeklinde konuştu.

"İşletmemin etkisiyle köy kahvesi zamanla sadece erkeklerin gittiği bir yer olmaktan çıktı"

Susar, ilk aldığında işletmenin klasik köy kahvehanesi görünümünde olduğunu, yaptığı değişikliklerle burayı farklı atmosfere kavuşturduğunu dile getirdi.

Köklerden Göklere: Hıdırellez
Köklerden Göklere: Hıdırellez
İçeriği Görüntüle

Kahvehanenin herkesin gelebildiği bir alana dönüştüğünü belirten Susar, "Öncelikle kahveyi renklendirdik, farklı konseptler geliştirdik. Gördüğünüz gibi bir '80'ler Odası' oluşturduk. Dış cephede de çeşitli resim çalışmaları yaptık. Amacımız, köy havasını korurken aynı zamanda kahvemize otantik görünüm ve sıcak atmosfer kazandırmaktı. İşletmemin etkisiyle köy kahvesi zamanla sadece erkeklerin gittiği bir yer olmaktan çıktı. Artık kadınlarımız da rahatlıkla gelip oturabiliyor, çayını içip sohbet edebiliyor." dedi.

Susar, kadınların hayatın her alanında olması gerektiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Köy dışından gelen misafirlerimizi de kahvemizde ağırlıyoruz, hatta bazen ben içerideyken gelip 'Kahveci nerede?' diye soruyorlar. 'Buyurun, benim.' dediğimde şaşırıyorlar. Benim bu işe başlamamdaki en büyük motivasyon, kadın ve erkek işi ayrımı yapmadan, bir erkek bu işi yapabiliyorsa, bir kadın da gayet güzel yapabilir diye düşünerek bu işe başladım."

Mahallede yaşayan Şükran Meral de Susar'ın kahvehaneyi işletmeye başlamasıyla burasının havasının değiştiğini belirtti.

Gelen herkesin kahvehaneye kadın eli değdiğini fark ettiğini söyleyen Meral, "Renkli camlar, iç mekanda kullanılan resimler ve daha temiz, düzenli bir ortam oluşturulmasıyla kahvenin çehresi değişti. Eskiden kadınlar kahveye neredeyse hiç uğramazdı, şimdi herkes rahatlıkla gelip çayını içebiliyor, sohbetini edebiliyor" şeklinde konuştu.

"Eskiden daha çok erkekler geliyordu"

Ali Ozan Meral ise Uçmakdere'nin özellikle yaz aylarında çok sayıda ziyaretçi ağırlayan bir mahalle olduğundan bahsetti.

Kahvehanenin işletmecisinin değişmesiyle insanların uğrak yeri haline geldiğini söyleyen Meral, "Seval Hanım girişimci birisi ve 2 yıldır kahvehaneyi işletiyor. Eskiden daha çok erkekler geliyordu. Kahvehaneyi baştan sona değiştirdi. Antika eşyalar yerleştirdi. Nişan, doğum günü gibi etkinlikler de yapılıyor. Kahvehane köye renk kattı. Burası herkesin kullandığı yaşam alanı haline dönüştü" diye vurguladı.

Kaynak: AA