CHP'nin 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin üçüncüsü bugün Mersin'de yapıldı. Yenişehir Miting Alanı'ndaki toplanan binlerce Mersinli'ye seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Cumhurbaşkanı adayımıza, Ekrem İmamoğlu'na, belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize, belediye bürokratlarına yapılan darbe girişiminden sonra, milli iradeye yapılan saygısızlıktan sonra milyonlar olup sokaklara taşanlar, meydanlara sığmayanlar, bugün Mersin'den hep birlikte 'İmamoğlu'nun özgürlük, adayımı yanımda, sandığı önüme istiyorum' demeye geldiler. Saraçhane'den, Maltepe'den, Samsun'dan, Yozgat'tan, Ankara'dan Mersin'e selam getirdik. Bugün bu meydanda narenciyeyi dalda bırakanlara, adaleti limon gibi sıkanlara karşı mitinge değil, eyleme geldik. Bugün, Mersin Türkiye'nin en huzurlu, en barış içinde yaşayan kentlerinden biri nasıl olduysa, gelecek seçimlerde sonra AK Parti gidecek, Cumhuriyet Halk Partisi gelecek. Türkiye'ye huzur gelecek, barış gelecek. O huzuru getirecek olan isimse bugün bizi Silivri'deki zindanından, odasındaki küçücük telefonundan koca yüreğiyle izleyen Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'dur" şeklinde konuştu.
'BU MİLLETE İSTİKAMET DAYATMAK İSTEYENLAR VAR'
Bu ülkenin kolay kurulmadığını belirten Özel, "Bağımsızlık da cumhuriyet de kolay kazanılmadı. 100 yıl boyunca zor zamanlardan geçtik. Çok kara kışlar gördük ama nerede tökezledik, nerede düştük, hep birlikte daha güçlü ayağa kalktık. Şimdi de kendini milletin üstünde görenler, bu millete istikamet dayatmak isteyenler var. Bu milletin nasıl bir millet olduğunu bir kişiden, bir zümreden, bir partiden çok daha güçlü ve çok daha büyük olduğunu bütün Türkiye'ye ve dünyaya her gün gösteriyoruz. Çünkü bu millet her şeyi affeder. Yoksulluğa, sıkıntıya bile sabreder ama iradesini elinden almak isteyenlere sabretmez, onları affetmez. Bu millet sandığın değerini bilir ve sandığına her zaman sahip çıkar. Darbeler olur. Kimine hemen direnir, kimin de biraz gecikir ama eninde sonunda iradesinin arkasında, darbecilerin karşısında olur. Çünkü bilir ki sandık giderse, seçme hakkı giderse her şey tehlike altındadır. Bunu nereden bilir? Bunu şuradan bilir; Çanakkale Savaşı'nda bütün bir millet Çanakkale'yi bırakmamak için, oradan donanma geçmesin, işgal orduları geçmesin diye, Anadolu işgal edilmesin diye can vermiştir" dedi.
'DÜNYA, TÜRKİYE'DE OLAN GİBİSİNİ GÖRMEDİ'
Bu milletin sandığı namus olarak bildiğini ve koruduğunu vurgulayan Özgür Özel, "Çünkü sandık yoksa tek adam vardır. Tek adam varsa hata vardır. Hata varsa işgal vardır. İşgal varsa ne malın ne mülkün ne namusun garantisi vardır. Onun için sandığımıza, adayımıza, ülkemize, namusumuz gibi sahip çıkmaya devam edeceğiz hep birlikte. Dünyada iki çeşit darbe var. Bunlardan biri sivil, biri askeri darbe. Bu ülke, ikisini de gördü geçmişte ama bu dünya bugünlerde Türkiye'de olan gibisini görmedi. Geçmişte seçilmiş birisine değil elbette, geçen yerel seçimin İstanbul Belediye Başkanı'na ama esas olarak gelecek seçimin Cumhurbaşkanı adayına, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ülkenin kurucu partisinin Cumhurbaşkanı adayına, geleceğin cumhurbaşkanına darbe girişimi vardır. Bu darbe girişiminin karşısında on milyonlarca on milyonlarca cesur yürek, on milyonlarca cumhuriyetini, Atatürk'ün emaneti sandığını, demokrasiyi koruyanlar vardır. Malum her darbenin bir cuntası, bir başı, her darbenin bir hedefi var. Hedef şüphesiz şahıs olarak Ekrem İmamoğlu ama esas olarak sizin iradenizdir. Bu cuntanın karargahı Beştepe'dir, saraydır. Bu cuntanın silahı ele geçirdiği yargıdır ve bu silahın mühimmatı yalandır, iftiradır. Mübarek Ramazan'da bir iftar sofrasında haber aldık ki Ekrem Başkan'ın 31 yıl önce aldığı diplomasını iptal ettiler" diye belirtti.
'ONLAR ARTIK İKTİDAR DEĞİLDİR'
Özgür Özel, "Takip eden sahura binlerce polis kardeşimizi haksızca evine gönderdiler, gözaltına aldılar. 4 gün tuttular ve ardından Silivri zindanına koydular. Saraçhane'de 7 gün 7 gece direnenlere, Mersin'de, 81 ilde sokaklara taşanlara, Maltepe'de 2,2 milyon olup meydanlara sığmayanlara, 15,5 milyon kişi sandık başına koşup adayına sahip çıkanlara selam olsun, helal olsun ki darbecilere tarihi bir ders vermişlerdir. Ancak halen karşımızda bir vesayet rejimi kurmak isteyenler vardır. Onlar artık iktidar değildir. Onlar artık gayrimeşru bir cunta yönetimidir. Çünkü milletten korkana, sandıktan kaçana iktidar demek mümkün değildir. Olsa olsa geleceğin muhalefet partisidir ve iktidar değişimi için milletimiz gün saymaktadır, ya sabır çekmektedir. Devlet dediğiniz milletin evidir ama bu evin kapısına bugün bir avuç vesayetçi kilit vurmuştur. İçeri giren onlardır, dışarıda kalan millettir. Devletin kapıları millete kapanmıştır. Bu millet önce işgalden kurtuldu. Sonra yokluktan kurtuldu. Şimdi iradesini esir almak isteyen bu bir zümre insandan kurtulacak" dedi.
'HALEN ORTADA İDDİANAME YOK'
Türkiye'nin dört bir yanına gittiklerini, milletin Ekrem İmamoğlu'na selam gönderdiğini söyleyen Özel, "Neredeyse 40 gün oldu. Ekrem Başkan, arkadaşlarımız hakkında bir tek iddialarını ispat edemediler. 40 gün 40 gece yandaş medya ekranlarında yalan attı, iftira attı, atmaya da devam ediyor. Ancak yapılan bütün anketlerde en yükseği yüzde 30, geneli yüzde 25-30 arasında sonuçlarla bu yalanlara, bu iftiralara inanan yüzde 25, en çok yüzde 30. Dört kişiden birini bile bu kadar iftirayla ikna edememiş bir müfteri iktidarla karşı karşıyayız. Halen ortada iddianame yok. Baskıyla, tehditle yalancı tanıklar aranıyor. Gizli tanıkların meşe, çınar, ladin diye üç tane odunun attığı iftiraları ne MASAK raporuna doğrulayabildiler ne bir tek kanıt bulabildiler. Şimdi hep birlikte savcılarıyla ifade vermiş olan tanıklara, ifade vermiş olan sanıklara baskı yaparak, mobbing yaparak 'Benim istediğim gibi ifade ver, evine git, çocuklarına kavuş ama böyle ifade verirsen seni 10 yıl içeride tutarım' diye tehditle, şantajla yalancı tanık yaratmaya çalışıyorlar. Başaramıyorlar, başaramayacaklar" şeklinde açıklama yaptı.
'SİYASİ DÜELLO TEKLİF EDİYORUM'
Özgür Özel, "Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum; Sayın Erdoğan, eğer savcına güveniyorsan arkasına geç. Cumhurbaşkanı adayıma, Ekrem Başkan'a güveniyorum, tam arkasındayım. Eğer iddialarına güveniyorsan TRT'yi açalım. İsteyen bütün televizyonları açalım. Senin savcın soruları sorsun, benim başkanım canlı yayında yargılansın. Görelim, bakalım kim dürüst, kim iftiracı. Var mısın? Buradan Sayın Erdoğan'a bütün milletin önünde bir büyük teklifte bulunuyorum ve siyaset tarihinin, siyasetimizin en büyük karşı karşıya gelmesini, düellosunu teklif ediyorum. Şunu yapacağız. Canlı yayında yargılama olacak. Sonra Türkiye'nin bütün anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. Eğer Ekrem İmamoğlu'nun suçluluğuna millet ikna olursa siyaseti ben bırakıyorum. Olmazsa sen bırakmaya var mısın? Sana siyasi düello teklif ediyorum. Canlı yayında hatta sana yüzde 25 de avans veriyorum. Eğer senin savcın haklı çıkarsa, ben istifa edeceğim. Ekrem İmamoğlu'nun haklılığı ortaya çıkınca sen istifa edecek misin? Var mı cesaretin? Hodri meydan sana. Ama böyle bir yürekleri yok, böyle bir cesaretleri yok" şeklinde konuştu.
'HAFTA İÇİNDE YAPMAYA CESARET EDEMEDİLER'
Özel, şu şekilde devam etti: "Daha bu sabah millet bu operasyonlardan illallah demişken, 'Ekonomiye zarar veriyor' demişken, millet 'Deprem gündemim var. Benim seçtiğimi getir yerine otursun' demişken bugün yeni bir operasyona giriştiler ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden üst düzey bürokratların da içinde olduğu 53 kişiyi daha gözaltına aldılar. Maksat bulamadıkları kanıtı, ikna edemedikleri yalancı şahidi şimdi 53 yeni masum üzerinden yapmaya çalışacaklar. Piyasalar, borsa hukuk ister, güven ister. Bunun için bu operasyonu hafta içinde yapmaya cesaret edemediler. Piyasalar kapandıktan sonra, bir cumartesi sabahı bu operasyonu yapıyorlar ki borsa düşmesin, dolar yükselmesin. Bu operasyonun içinde ahlak olsa, hukuk olsa; neden düşsün borsa, neden bozulsun piyasalar? Hepimiz atılanın yalan olduğunu, bunun bir iftira olduğunu, Tayyip Erdoğan'ın rakibinden kurtulmak için yaptığı bir kumpas olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün yapılan iş, tamamen iki hedefi vardır. Bunlardan birincisi milletin iradesine çökmek, ikincisi İstanbul'un rantına çökmek. Öyle ki Ekrem Başkan hapse atıldıktan hemen sonra Kanal İstanbul ihanetini hemen raftan indirdiler."