TAYLAN İNAN GÜLKANAT
RUH SAĞLIĞI, YAŞANILAN KOŞULLARA GÖRE DEĞİŞKENLİK GÖSTEREBİLİR
Ruh sağlığı nedir?
Gözde Nur Şahin: Kültürel farklılıklar, öznel değerlendirmeler ve profesyonel kuramlar ruh sağlığının nasıl tanımlandığını etkilese de genellikle ortak paydada buluşulan birkaç faktör ruh sağlığını tanımlamamızda yardımcı olabilir. Bu faktörler; öznel iyi oluş, algılanan öz yeterlik, özerklik, rekabet edebilirlik ve kişinin entelektüel/duygusal potansiyelini gerçekleştirebilmesini içerir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ruh sağlığını şöyle tanımlamaktadır: "Bireyin kendi yeteneklerinin farkına vardığı, yaşamın normal gerginlikleriyle başa çıkabildiği, üretken ve verimli bir şekilde çalışabildiği ve içinde yaşadığı topluma katkıda bulunabildiği bir iyilik halidir." Bu tanıma göre ruh sağlığı, bütünümüzün ayrılmaz bir parçasıdır ve bireyin kendisi ve diğer insanlarla bir denge içerisinde olmasını gerektirir. Bu denge katı kurallara bağlı olmayıp belli ölçülerde değişkenlik ve esneklik taşıyabilir. Dolayısıyla ruh sağlığı için yaşanılan koşullara göre değişkenlik gösterebildiğini, bozulabildiğini veya koşullar düzelince düzene girebileceğini söyleyebiliriz.
BİREYLERİN RUH SAĞLIĞI, ÇEVRESİNDEN BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEMEZ
İnsanların ruh sağlığını etkileyen faktörler nelerdir?
Gözde Nur Şahin: Ruh sağlığı, her insanın stres seviyesi, yaşadığı toplum, kültürel çevresi, alışkanlıkları, sosyal ilişkileri fark etmeksizin; dikkat etmesi, koruması ve farkında olması gereken bir olgudur. Fakat bireylerin ruh sağlığını yaşadığı toplumdan, çevresel faktörlerden ve parçası olduğu sistemlerden bağımsız görmek mümkün değildir. Ruh sağlığımızı etkileyen faktörler olarak ailemiz, genetik yapımız, çevremiz, cinsiyetimiz, strese maruz kalma düzeyimiz, beslenme sağlığımız, sosyoekonomik düzeyimiz, yaşam tarzımız gibi pek çok maddeyi sayabiliriz. Bu maddeleri kategorize ettiğimizde bireylerin ruh sağlığını en çok etkileyen faktörler olarak bireysel- ailevi etkenler ve sosyal çevre ön plana çıkıyor. İnsanın en büyük destek kaynağı da, en büyük stres kaynağı da ailedir desek belki çok yanlış bir şey söylemiş olmayız. Bireylerden birisini etkileyen bir olay tüm aile üyelerini etkiler. Bu nedenle bireyin ruh sağlığının ailenin ruh sağlığından ayrı düşünmemek gerekir. Sağlıklı nesiller için ailelerin çocuklarına nasıl davranacaklarını, hangi yaşta hangi özelliklerin normal ve sağlıklı olduğunu, hangilerinin sorun olduğunu profesyonellerden öğrenme bilinci geliştirmesi gerekmektedir. Aileden sonra hayatımıza en çok temas eden sistem iş ve sosyal yaşamdır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki iş yerindeki çalışma arkadaşları, eleştiriler, aşağılanma, fazla iş yükü gibi durumlar ruh sağlımızı fazlasıyla etkileyebiliyor. İş stresi, bir yandan ekonomik şartlarımızı iyileştirme çabası, diğer yandan sosyal refah sağlamak ve daha kaliteli bir yaşama ulaşmayı hedeflememiz sebebiyle giderek başa çıkılması zor bir noktaya gelebiliyor. İş stresinden bahsederken işsizlik sorununu da göz ardı edemeyiz. İşsizliğin artmasının ruh sağlığı üzerinde, özelliklede depresif bozukluklar şeklinde, önemli bir etkisinin olduğu görülmüştür. İnsan sosyal bir varlıktır ve davranışlarını içinde yaşadığı topluma, kültüler normlara ve sosyal çevresine uyum sağlayacak şekilde düzenler. Özellikle yaşadığımız toplum içinde yaşanan dönemsel sorunlar, çatışmalar, doğal afetler, terör gibi travmatik olaylar gittikçe büyüyen hassasiyetimizle birlikte kuşaktan kuşağa aktarılacak toplumsal travmalara dönüşüyor. Tam bu nedenlerden dolayı içinde yaşadığımız irili ufaklı tüm sistemlerin bireyde yarattığı etkiyi dikkate almak, beden ve ruh sağlığımızı korumak ertelenemez bir öncelik haline geliyor. Bu noktada ruh sağlığını etkileyen faktörler kadar koruyucu faktörleri de ele alıp bu sorunlarla nasıl başa çıkabileceğimizi öğrenmemiz kendimize yapacağımız en kıymetli yatırımdır.
“RUH SAĞLIĞIMIZI KORUMAK İÇİN BİLMEMİZ GEREKEN ŞEY: “SINIRLARIMIZI FARK ETMEK”
İnsanlar ruh sağlığını korumak için neler yapmalı? Ruh sağlığı nasıl korunur?
Gözde Nur Şahin: Günlük yaşantımızda aşırı strese ve benzeri durumlara maruz kalabiliyoruz ve bunlarla mücadele ederken ruh sağlığımız olumsuz yönde etkilenebiliyor. Bu nedenle psikolojimizi ve ruh sağlığımızı korumak için sizlere birkaç önerim olacak. Ruh sağlığımızı korumanın bence ilk ve en önemli adımlarından biri kendimizi tanımak, kendimize şefkatli yaklaşmak ve saygı duymakla başlar. Haftada bir gün birkaç saatliğine de olsa sadece kendimize ayıracağımız kısa zamanın bile ruh sağlığımız için koruyucu bir etkisi vardır. Bu noktada kendimize ayırdığımız kısa zamanların verimli geçmesi için kendinize soracağınız birkaç soru önerim olacak. Mesela ‘Benim güçlü/ güçsüz yönlerim neler?’,’ Şu anda nasıl bir ortama, çevreye, ilişkilere ihtiyacım var ve bu ihtiyaçlarımı nasıl karşılayabilirim?’, ‘Yeteneklerim nelerdir ve bunları nasıl geliştirebilirim?’ gibi açık uçlu sorularla kendimizi tanıma fırsatı elde ederken aslında geliştirmemiz ve güçlendirmemiz gereken yönlerimizin de farkına varabiliriz. Ruh sağlığımızı korumak için bilmemiz gereken bir diğer şey sınırlarımızı fark etmektir. “Hayır” diyerek kişisel sınırlarımızı korumamızın stresle başa çıkmada etkisinin büyük olduğu saptanmıştır. Ayrıca kişinin beden sağlığına özen göstermesi, üretken olması, sanata/spora yönelmesi, sağlıklı sosyal ilişkiler kurması, zorlandığı noktalarda ruh sağlığı uzmanlarından profesyonel destek alması da ruh sağlığını koruma noktasında uygulanabilecek adımlardandır.
“TOPLUMDA KORUYUCU, ÖNLEYİCİ RUH SAĞLIĞI MÜDAHALELERİNE ÖNCELİK VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR”
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü'ne özel söylemek istediğiniz şeyler nelerdir?
Gözde Nur Şahin: Pandemi, ekonomik krizler, göçler ve terörün etkileri ile sarsıldığımız birkaç yılın ardından bütün bu olayların ruh sağlığı ve ruhsal iyilik hali üzerinde önemli olumsuz sonuçları olduğuna hep birlikte tanık olduk. Bu gelişmeler ışığında toplumda koruyucu, önleyici ruh sağlığı müdahalelerine öncelik verilmesi gerekmektedir. Bu konudaki farkındalığı arttırmak için hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız. Ayrıca danışanlara nitelikli ve ulaşılabilir bir hizmet sunmaya engel olacak konuların ele alınması noktasında çalışmalar yapılmalıdır. Bu noktada bir psikolog olarak alanımızın bilimsel yetkinliği olmayan kişiler tarafından işgal edildiği, sahte psikologların gün geçtikçe çoğaldığı, etik kurallarımızın hiçe sayıldığı uygulamaların arttığını ve toplumumuz için giderek nasıl büyük bir tehdit olduğunu üzülerek takip ediyorum. Bu konuyla alakalı görev tanımlarında net sınırların çizildiği, denetleyici, koruyucu bir meslek yasasının olacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.
Yorum yazarak Zafer Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Zafer Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Zafer Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Zafer Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Zafer Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Zafer Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Zafer Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Zafer Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.