CHP İstanbul Kongresi'nde gerginlik yaşandı
CHP İstanbul Kongresi'nde gerginlik yaşandı
İçeriği Görüntüle

Mart ayında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, The Guardian'a bir mektup yazdı.

İmamoğlu, ''Geçen yıl, yüzde 51 oyla yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildim. Bu, hükümet destekli adayı ikinci kez yenmem anlamına geliyordu. İlki 2019’da olmuştu; seçim iptal edilmiş, ama halk daha büyük bir farkla tekrar bize zafer kazandırmıştı'' dedi.

Ekrem İmamoğlu daha sonra diplomasının iptali ve cezaevine gönderilmesi hakkında, ''Altı aydır, kimliği açıklanmayan tanıkların ifadelerine dayalı siyasi davalarla cezaevindeyim'' dedi.

TUTUKLU BELEDİYE BAŞKANLARINA DEĞİNDİ

Ekrem İmamoğlu ayrıca, “Türkiye’nin dört bir yanında muhalefet belediye başkanları hapse atılıyor. İstanbul’da ilçelerin dörtte birinde seçilmiş başkanlar görevden alınarak susturuldu. Adana’dan Antalya’ya, İstanbul’daki belediye personeline kadar baskı her kademeye uzanıyor. Gazeteciler, akademisyenler, iş insanları, öğrenciler hapiste. Avrupa Konseyi gençlik delegesi Enes Hocaoğulları, sadece konuştuğu için tutuklandı. Onun serbest bırakılması, içerideki binlerce kişi için küçük ama anlamlı bir zafer.” dedi.

CHP'YE KAYYUM

İmamoğlu iktidarın CHP'yi hedef aldığını söyleyerek, ''CHP’yi kapatamayan hükümet, bu kez parti kongresini hedef aldı. İstanbul il kongresi iptal edildi, il başkanı görevden alınarak yerine kayyum atandı. Bu, siyasi çoğulculuğun fiilen sona erdirilmesi demektir.” dedi.

HALKTA UYANIŞ

Bu süreçle birlikte halkın artık iktidara kanmadığını söyleyen İmamoğlu yazısının devamında, ''Halk artık aldanmıyor. Sokaklar protestolarla dolu. Benim tutuklandığım 19 Mart’tan bu yana, Erdoğan’ın kaleleri sayılan şehirlerde bile milyonlarca insan barışçıl gösteriler düzenliyor. Bu, Türkiye’nin 150 yıllık demokrasi geleneğinin yansımasıdır.'' diye konuştu.

DEMOKRASİ TÜRKİYE'YE DEĞİL DÜNYAYA LAZIM

Ekrem İmamoğlu yazısının sonunda, ''Türkiye’nin demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelesi sadece Türkiye’nin değil, dünyanın mücadelesidir. Halkın iradesi galip gelecek. Öfkemizi stratejiye dönüştürmek zorundayız. Bunu başarabilirsek, sadece kendi demokrasimizi değil, dünyadaki demokratik değerleri de yeniden ayağa kaldıracağız.'' dedi.

Muhabir: Barış Berkant Oğuz