Tarih

Edirne'nin Geri Alınması

Tarihte bugün, Birinci Balkan Harbi'nde kaybedilen Edirne'nin Bulgar işgalinden kurtulduğu gün. Gelin birlikte bu işgale göz atalım.

Abone Ol

Türk tarihinde bir şehrin azmi ve vatanseverliğinin en sembolik örneklerinden biri olan Edirne'nin Kurtuluşu'nun yıl dönümü.

21 Temmuz 1913'te gerçekleşen bu olay, Balkan Savaşları'nda (1912-1913) ağır bir kuşatmanın ardından Bulgarların eline geçen Edirne'nin, Enver Bey (daha sonra Enver Paşa) komutasındaki Osmanlı kuvvetlerinin "Başkent Baskını" olarak da bilinen ani ve cesur bir harekâtıyla geri alınmasını simgeler.

Bu olay, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki en büyük moral zaferlerinden biriydi ve Türk milliyetçiliğinin yükselişinde önemli bir rol oynadı.

Ancak Edirne'nin kurtuluşu, sadece askeri bir başarı değil, aynı zamanda siyasi entrikalar, fedakarlıklar ve az bilinen pek çok dramatik detayı da barındırır.

BALKAN SAVAŞLARI VE EDİRNE'NİN KAYBI

1912 yılında başlayan Birinci Balkan Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir felakete dönüştü. Balkan devletleri (Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ) ittifak kurarak Osmanlı'ya saldırdı ve kısa sürede büyük ilerlemeler kaydetti.

  • Balkan İttifakı ve Osmanlı'nın Zayıflığı: Rusya'nın kışkırtması ve Panslavizm akımının etkisiyle Balkan devletleri bir araya gelmişti. Osmanlı İmparatorluğu ise iç karışıklıklar, modernleşme sancıları ve ordu içindeki siyasi çekişmeler nedeniyle bu savaşa hazırlıksız yakalandı. Ordunun seferberlik süreci yavaştı ve yeterli lojistik destek sağlanamıyordu.
  • Edirne Kuşatması (Ekim 1912 - Mart 1913): Balkan Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Bulgar ordusu hızla Edirne'ye dayandı ve şehri kuşattı. Edirne, Osmanlı İmparatorluğu için stratejik ve tarihi öneme sahip bir şehirdi; eski başkentlerden biriydi ve Trakya'nın anahtarı konumundaydı. Şehrin savunması, kahraman komutan Şükrü Paşa tarafından yürütüldü.

Az Bilinen Bir Bilgi: Edirne kuşatması, tarihin en uzun ve çetin kuşatmalarından biriydi. Şehir, dış dünyayla bağlantısı kesik bir şekilde yaklaşık 5 ay boyunca direndi. Şükrü Paşa, kıt imkanlara rağmen şehir halkının da desteğiyle savunmayı sürdürdü. Kuşatma sırasında açlık, soğuk ve hastalıklar baş gösterdi. Halk, kedi, köpek eti yemek zorunda kalmış, hatta ağaç kabuklarını bile tüketmişti. Bu durum, savunmanın ne denli zorlu koşullarda yapıldığını göstermektedir.

  • Teslimiyet ve Bulgarların İşgali (26 Mart 1913): Osmanlı ordusunun dışarıdan yardım gönderme girişimleri başarısız olunca ve şehirdeki erzak tamamen tükenince, Şükrü Paşa, 26 Mart 1913'te şehri Bulgarlara teslim etmek zorunda kaldı. Edirne'nin düşüşü, Osmanlı kamuoyunda büyük bir şok ve hüzün yarattı.

İlginç Bir Bilgi: Şükrü Paşa'nın teslimiyetinden sonra Bulgar komutanlar, onun kahramanlığını takdir ederek kılıcını iade etmişlerdir. Bu, savaşın insani boyutunu gösteren nadir anlardandır. Şükrü Paşa, Bulgarlar tarafından esir alınmış ve Sofya'ya götürülmüştür.

BAB-I ALİ BASKINI VE GELEN DEĞİŞİM

Edirne'nin düşüşü, İstanbul'daki siyasi ortamı daha da gerdi ve iktidar değişimini hızlandırdı.

  • Londra Konferansı ve Kayıp Topraklar: Edirne'nin düşmesinin ardından Londra'da bir barış konferansı toplandı. Bu konferansta Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar'daki topraklarının büyük bir kısmını kaybetmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Edirne'nin de Bulgaristan'a bırakılması öngörülüyordu.
  • Bab-ı Ali Baskını (23 Ocak 1913): Balkan Savaşları'ndaki başarısızlıklar ve özellikle Edirne'nin düşmesi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni harekete geçirdi. Enver Bey'in önderliğindeki İttihatçılar, Kamil Paşa Hükümeti'ni darbe yaparak devirdi. Bu olay, "Bab-ı Ali Baskını" olarak bilinir ve Osmanlı tarihinde bir dönüm noktasıdır. İttihat ve Terakki, iktidarı tamamen ele geçirdi.

Az Bilinen Bir Gerçek: Bab-ı Ali Baskını sırasında, Harbiye Nazırı Nazım Paşa, İttihatçıların kurşunlarıyla öldürüldü. Bu olay, İttihatçıların iktidarı ele geçirme konusundaki kararlılıklarını ve şiddeti kullanmaktan çekinmediklerini gösterdi.

BİR CESARET HİKAYESİ

Edirne'nin kurtuluşu, İkinci Balkan Savaşı'nın ve İttihat ve Terakki'nin askeri dehasının bir sonucuydu.

  • Balkan Devletleri Arasında Anlaşmazlık: Birinci Balkan Savaşı'nda kazanılan toprakların paylaşımı konusunda Balkan devletleri arasında anlaşmazlık çıktı. Özellikle Bulgaristan'ın fazla toprak talep etmesi, diğer Balkan devletlerini (Sırbistan, Yunanistan, Romanya ve Karadağ) Bulgaristan'a karşı ittifak kurmaya itti. Bu durum, İkinci Balkan Savaşı'nı başlattı.
  • Osmanlı'nın Fırsatı: "Edirne Fatihleri": Balkan devletlerinin kendi aralarında savaşmaya başlaması, Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir fırsat doğurdu. İttihat ve Terakki hükümeti, bu durumu değerlendirerek Edirne'yi geri alma kararı aldı.
  • Enver Bey'in Hızlı Harekâtı: Enver Bey, komutasındaki orduyla çok hızlı bir şekilde Edirne üzerine yürüdü. Bulgarların ana kuvvetleri, diğer Balkan devletleriyle savaşmakla meşgul olduğu için Edirne'deki savunmaları zayıftı. Türk ordusu, adeta bir "blitzkrieg" (yıldırım savaşı) uygulayarak kısa sürede Edirne'ye ulaştı.

İlginç Bir Bilgi: Enver Bey'in Edirne'ye doğru ilerlerken, "İstanbul'a bile girmeden önce Edirne'yi geri almalıyız" dediği rivayet edilir. Onun bu cesur ve hızlı harekâtı, tarihe "Edirne Fatihi" olarak geçmesini sağlamıştır.

  • Edirne'nin Kurtuluşu (21 Temmuz 1913): Türk ordusu, 21 Temmuz 1913'te Edirne'ye girdi ve şehri Bulgarlardan geri aldı. Şükrü Paşa'nın kahramanca direnişiyle düşen şehir, büyük bir sevinç ve coşkuyla yeniden Osmanlı egemenliğine kavuştu.

Az Bilinen Bir Gerçek: Edirne'nin kurtuluşu, o dönemde Osmanlı kamuoyunda inanılmaz bir moral yükselişi yarattı. İttihat ve Terakki'nin popülaritesi arttı ve Enver Bey, ulusal kahraman ilan edildi. Bu olay, Türk milliyetçiliğinin daha da güçlenmesine katkıda bulundu.

BİR DÖNÜM NOKTASI

Edirne'nin kurtuluşu, Birinci Balkan Savaşı'nda kaybedilen prestijin bir nebze de olsa geri kazanılmasını sağladı ve sonraki dönemlerdeki Türk siyasetini etkiledi.

  • İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913): İkinci Balkan Savaşı'nı sona erdiren İstanbul Antlaşması ile Edirne ve Kırklareli şehirleri resmen Osmanlı Devleti'ne bırakıldı. Meriç Nehri, sınır hattı olarak belirlendi.
  • İttihat ve Terakki'nin Güçlenmesi: Edirne'nin kurtuluşu, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarını pekiştirdi. Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa üçlüsü, Osmanlı Devleti'nin kaderinde belirleyici rol oynayan figürler haline geldi.
  • Türk Milliyetçiliğinin Yükselişi: Balkan Savaşları'nda yaşanan kayıplar ve Edirne'nin geri alınması, Türk milliyetçiliği akımını daha da güçlendirdi. Ulus devletleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu.
  • Askeri Reformların Başlangıcı: Balkan Savaşları'nın acı tecrübeleri, Osmanlı ordusunda köklü reformların yapılması gerektiğini gösterdi. Bu dönemde başlayan reformlar, daha sonra Kurtuluş Savaşı'nda büyük fayda sağlayacaktı.

Edirne'nin kurtuluşu, sadece bir şehrin esaretten kurtuluşu değil, aynı zamanda zorlu koşullar altında gösterilen askeri deha, siyasi kararlılık ve halkın vatan sevgisinin bir sembolüdür.

Bu olay, Türk milletinin hafızasında, kayıplar içindeki bir dönemde kazanılan moral zafer olarak yerini korumaktadır.