TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, '2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a, elindeki oyuncak bebeği gösterdi, "Bu bebek 151 bin lira borçla doğdu. Bu çocuklara, fakire fukaraya acımanız lazım" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Reel bazda mı nominal bazda mı?" diye sordu, Ağbaba, "Reel bazda" dedi.

Komisyon Başkanı Muş, muhalefet milletvekillerinin isteği üzerine usul tartışması açtı. Usul ile ilgili değerlendirmelerin sonrasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sunum yaptı. Yılmaz, 2026 Yılı Bütçesi'nin istikrar ve refah bütçesi olduğunu belirtti, "Bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyerek; kalıcı istikrarı, kapsayıcı kalkınmayı ve refahı toplumun tüm kesimlerine yaymayı hedeflemektedir. Hazırlanan bütçe teklifinde, toplumun hiçbir kesimi dışlanmadan, her bir vatandaşımızın büyümenin sağlayacağı imkanlardan adil biçimde yararlanması esas alınmıştır. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Programımız ışığında fiziki altyapının güçlendirilmesi, beşeri sermayenin geliştirilmesi ve üretken kapasitenin artırılması, bu yılki bütçe teklifimizin ana eksenini oluşturmaktadır. Bu anlayışla, kadını, erkeği, çocuğu, genci ve yaşlısı, işçisi, memuru, çiftçisi, esnafı ve sanayicisiyle, çalışanı ve emeklisiyle milletimizin tüm fertlerinin ihtiyaçlarının hakkaniyetli bir şekilde gözetilmesi, bu bütçede de en temel düsturumuzdur" dedi..

Türkiye ekonomisi büyüyor

Dünya ekonomisinde köklü bir değişim yaşandığın ve risk ile belirsizliklerin yükseldiğini dile getiren Yılmaz, jeopolitik gerilimlerle ticaret kısıtlamalarının ise küresel düzenin yeni normali haline geldiğini söyledi. Türkiye ekonomisinin küresel düzeydeki dezenflasyon odaklı sıkılaşmaya rağmen ılımlı büyüme görünümünü sürdürdüğünü aktaran Yılmaz, "Küresel koşulların baskısına rağmen sanayide pozitif görünüm korunmuş, tarımda ise uzun dönem eğilimlerinin üzerinde bir performans kaydedilmiştir. Böylece büyüme kompozisyonu daha dengeli bir yapıda ve fiyat istikrarını önceleyen politika çerçevesiyle uyumlu bir patikada seyretmiş, 2024 yılı genelinde yüzde 3,3 oranında gerçekleşmiştir. Küresel ölçekte Covid-19 salgınıyla başlayan, ardından jeopolitik gerilimler, enerji ve gıda krizleri ile tedarik zinciri sorunlarıyla derinleşen çok yönlü sınamalara rağmen, Türkiye ekonomisi istikrarlı büyümesini koruyarak, küresel ekonomide olumlu şekilde ayrışmıştır. Dünya ekonomisi 2020-2024 döneminde birikimli olarak yüzde 15,1 oranında büyüme kaydederken Türkiye ekonomisi aynı dönemde birikimli olarak yüzde 30,3 oranında büyümüştür" dedi.

Yılmaz, Türkiye'nin ekonomi büyüklüğünün 1,3 trilyonun üzerine çıktığını ve 2025 yılında dünya ekonomileri sıralamasında 16'ncı sıraya yükselmesini beklediklerini dedi. Yılmaz, 2026 yılında 3,8 oranında büyümeyi hedeflediklerini vurgulayarak, "Türkiye ekonomisinde son dönemde gözlenen büyüme performansı, kişi başına düşen milli gelire de yansımıştır. 2024 yılı itibarıyla 15 bin 325 dolar olarak gerçekleşen kişi başına düşen milli gelirin, 2025 yılında 17 bin 748 dolara, 2026 yılında ise 18 bin 621 dolar seviyesine çıkması beklenmektedir. Orta Vadeli Program dönemi sonunda ise 21 bin dolara yaklaşması hedeflenmektedir. Bu hesaplamalarda geçici koruma altındaki Suriyeli nüfusun da dikkate alındığını belirtmek isterim. Böylelikle, 2025 yılını tamamlarken Türkiye Yüzyılı’na yaraşır şekilde üç tarihi eşiği aynı anda aşmayı öngörüyoruz; milli gelirimiz ilk kez 1,5 trilyon doların üzerine çıkarken kişi başına gelirin ilk defa 17 bin dolar eşiğini aşması ve ülkemizin, tarihinde ilk kez, yüksek gelirli ülkeler grubuna girmesi beklenmektedir" dedi.

İşsizlik oranlarının 28 aydır tek haneli rakamlarda olduğunu söyleyen Yılmaz, "2025 yılında Orta Vadeli Program’da öngörüldüğü üzere, işsizlik oranının 2024 yılına kıyasla 0,2 puan azalarak yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Program döneminde uygulanacak politikalar ve öngörülen büyüme performansı doğrultusunda, işgücü piyasasına daha fazla bireyin katılımını sağlamayı ve toplumsal refahı artırmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede, 2026 yılında işsizlik oranının yüzde 8,4’e gerilmesini hedefliyor ve önümüzdeki 3 yılda toplam 2,5 milyon ilave istihdamla işsizlik oranının 2028 yılına kadar kademeli olarak yüzde 7,8’e düşerek ilk kez yüzde 8’in altına inmesi öngörülmektedir" dedi.

Yılmaz, küresel enflasyonda yaşanan dalgalanmalara dikkat çekti, Türkiye'nin dezenflasyon politikasına değindi. Yılmaz, "Dezenflasyon sürecinin kararlı biçimde sürdürülmesiyle enflasyondaki ataletin kalıcı olarak kırılması ve Orta Vadeli Program dönemi sonunda, enflasyon oranının tek haneli seviyelere indirilerek fiyat istikrarının tesis edilmesi, en önemli önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği katkının sürdürülmesi sağlanacak ve bu süreç, sosyal konut başta olmak üzere konut arzı ile gıda arzının artırılması gibi arz yönlü politikalarla güçlendirilecektir. Enflasyonla mücadelemiz, aynı zamanda kalıcı refahın artırılması ve gelir dağılımında adaletin güçlendirilmesi yönünde kararlı irademizin de ifadesidir. Bu süreçte hayat pahalılığının olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik sosyal politikalarımızı sürdürürken, üretim ve istihdam odaklı yapısal dönüşüm adımlarımıza hız vereceğiz. Türkiye ekonomisini daha dirençli, daha verimli ve daha kapsayıcı bir yapıya dönüştürme kararlılığımızı her koşulda sürdüreceğiz" diye konuştu.

2024 ve 2025 bütçesine ilişkin rakamları aktaran Yılmaz, "2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 18 trilyon 929 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,5 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan arızi artış sonrasında, bütçe açığını yeniden hükümetlerimiz dönemindeki ortalama seviyeye yaklaştırıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde mali disiplin her zaman temel önceliğimiz oldu. Bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkararak hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında milli gelire oranla yüzde 14,3 olan faiz giderlerini oldukça düşük seviyelere indirdik. Nitekim, 2026 yılı bütçesinde, faiz giderlerinin yüzde 3,5 seviyesinde olmasını öngörmekteyiz. Bununla birlikte 2026 yılı bütçemizin 29 milyar lira faiz dışı fazla vermesini öngörüyoruz" dedi.

Gazi Ercüment Tekin Veda mı Ediyor?
Gazi Ercüment Tekin Veda mı Ediyor?
İçeriği Görüntüle

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın yaptığı sunumun ardından milletvekilleri bütçe üzerine değerlendirmede bulundu.

Aliekber METE/ANKARA, (DHA)-

Kaynak: DHA