TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Terörsüz Türkiye' süreciyle ilgili, 'En son 'Çözüm süreci' adı verilen süreçte her şey fevkalade olgun bir noktaya geldiği düşünülürken yine iç ve dış provokatör çevrelerin devreye girmesiyle süreç akamete uğratılmıştır. Onun için diyoruz ki bu sefer mutlaka başaracağız. Artık bu iş, geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir' dedi.
TBMM Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre; Numan Kurtulmuş, Meclis Başkanlık Divanı Toplantı Salonu'nda Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin eski milletvekillerini kabul etti. Kurtulmuş, bu ziyaretin 'Terörsüz Türkiye' hedefi kapsamında yürütülen sürece katkı sunacağını belirterek moral ve güç verdiğini ifade etti. Bölgede uzun yıllar siyaset yapan isimlerin coğrafyanın şartlarını çok iyi bildiğini kaydeden Kurtulmuş, 'Özellikle terörün fevkalade ciddi bir şekilde ülkeye, bölgeye zarar verdiği dönemlerde, zor şartlar içerisinde orada siyaset yapmayı sürdürdünüz. Bugün gelinen noktada sahip olduğumuz bu huzur ve kardeşlik ortamının ne kadar değerli olduğunu herhalde en iyi bilenlerdensiniz' ifadelerini kullandı.
'BÜYÜK KAYIPLAR YAŞADIĞIMIZ SÜRECİ GERİDE BIRAKMAK İSTİYORUZ'
100 yıllık Cumhuriyet tarihinin yarısının teröre karşı mücadeleyle geçtiğini aktaran Kurtulmuş, terör nedeniyle on binlerce genç insan başta olmak üzere güvenlik görevlileri ve sivillerin şehit olduğunu söyledi. 2013 yılında terörün ekonomik maliyetiyle ilgili yaptıkları çalışmayı hatırlatan Kurtulmuş, 'O zaman terörün Türkiye'ye maliyeti 1,2 trilyon dolardı. Eğer bugün hesaplanmış olsa en az 2,5-3 katı kadar bir rakamın ortaya çıkacağı aşikardır. Dolayısıyla maddi ve manevi anlamda fevkalade büyük kayıpları yaşadığımız bir süreci artık bütünüyle geride bırakmak istiyoruz' diye konuştu.
'DEVLET BÜTÜN KURUMLARIYLA ÜZERİNE DÜŞENİ YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYOR'
Kurtulmuş, milletin 'Terörsüz Türkiye' sürecine verdiği desteğinin çok kuvvetli olduğunu vurgulayarak, 'Geçmiş dönemdeki denemelerden farklı olarak, bu sefer öncelikle devlet; bütün kurumlarıyla bu konuda yekvücut olarak ve ortak bir siyasi iradenin tecelli ettiği istikamette üzerine düşeni yerine getirmeye çalışıyor. Geçmiş tecrübelerden farklı olan bir başka husus ise terörün çözülmesi ve Türkiye'de barış ve esenliğin sağlanmasıyla ilgili TBMM'de bir müzakere zemininin açılmış olmasıdır. Bu anlamda da kurduğumuz Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 19 toplantı yapmıştır. Farklı toplumsal kesimlerden insanları, A ve Z kadar taban tabana zıt kesimlerden insanları, sivil toplum kuruluşlarını, siyasileri, ilgili bakanlarımızı, kamu kuruluşlarının yöneticilerini, istihbarat birimlerimizi, eski meclis başkanlarımızı, şehit ailelerimizi, geniş bir yelpazede herkesi olabildiğince dinlenmiştir. Farklı tespitler ve teklifler olmakla birlikte herkesin ortak sözü, 'Biz artık bu memlekette silahların susmasını, evlatlarımızın değil, silahların gömülmesini istiyoruz' olmuştur. Bu ortak iradenin fevkalade değerli olduğunu biliyoruz, bu bize güç veriyor ve yolumuza devam ediyoruz' dedi.
'ARTIK BU İŞ, GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR YOLA GİRMİŞTİR'
Geçmiş yıllarda da terörün bitirilmesi için girişimlerin olduğunu anlatan Kurtulmuş, girişimlerin sabotajlar nedeniyle akamete uğradığını dile getirerek, 'Son 23 yıllık AK Parti iktidarı sırasında da bu meselenin çözülebilmesi için birkaç sefer teşebbüs edilmiş, en son 'Çözüm süreci' adı verilen süreçte de her şey fevkalade olgun bir noktaya geldiği düşünülürken yine iç ve dış provokatör çevrelerin devreye girmesiyle süreç akamete uğratılmıştır. Onun için diyoruz ki bu sefer mutlaka başaracağız. Artık bu iş, geri dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Geçmiş tecrübelerden farklı olarak bir devlet projesi olarak gündeme gelmiştir. Bütün kamu kurum ve kuruluşları yeknesak bir şekilde herkes üzerine düşeni yapıyor. İlk sefer de siyaset, TBMM'deki bütün farklı partileriyle birlikte bir gözlemci unsur olarak bu sürecin özellikle Meclis kısmı ve bundan sonra oluşacak olan idari ve yasal düzenlemelerle ilgili teklifleri gündeme getirmek bakımından önemli bir çalışmayı gerçekleştiriyor' değerlendirmesinde bulundu.
'KOMİSYON, RAPORUNU BAŞARIYLA ORTAYA KOYACAK'
Kurtulmuş, komisyon çalışmalarının bu noktaya gelmesinin kolay olmadığını ve sürecin masada kalması için ciddi gayret sarf edildiğini anlatarak, şöyle dedi:
'Bir siyasi parti hariç, Meclis'te temsil edilen 11 siyasi parti komisyonda yer aldı ve son toplantıya kadar gayet güzel, nezih bir demokratik müzakere platformu olarak, Türkiye demokrasisinin de aslında geldiği seviyeyi göstermesi bakımından gerçekten örnek bir çalışma ortaya çıktı. Bu komisyon, raporunu başarıyla, kapsamlı bir şekilde ortaya koyacak. Birkaç siyasi parti ve birkaç komisyon üyesi milletvekili raporunu verdi. Bunları toparladıktan sonra ümit ediyorum ki en kısa süre içerisinde şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda olduğu gibi büyük bir çoğunlukla, isteriz ki ittifakla bir rapor ortaya çıksın ve sonrasında yapılacak düzenlemelerle ilgili TBMM'ye rapor sunarak adımların atılması mümkün olsun. Böylece komisyon üzerine düşeni yapmış olsun ve Meclis de bundan sonraki süreçlerde ümit ederim ki kısa bir süre içerisinde uzatmadan bu meselenin yasamayla ilgili kısmı tamamlanmış olsun.'
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE İLE EMPERYALİST PROJEYE SON VERİLECEK'
Sürecin tüm Türkiye'yi kapsaması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, konuşmasının devamında şunları söyledi:
'Bizim çatışmamız, ayrışmamız için hiçbir makul ve tarihi sebep yokken birleşmemiz ve bütünleşmemiz için çok sayıda güncel, makul sebep vardır ve tarihimiz zaten bizim birlik ve beraberlik destanı olan bir tarihtir. Bu coğrafyada Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Acemlerin, Sünnilerin, Şiilerin, bütün diğer unsurların bir arada kardeşçe, dostça yaşamaları mümkündür. Yeter ki emperyalistleri, onların gölgelerini ve onların aparatlarını aramızdan çıkarıp tasfiye etmeyi başarabilelim. Bu anlamda 'Terörsüz Türkiye' projesi, aynı zamanda bu emperyalist projeye de verilecek bir son demektir. Sadece Türkiye için değil, Suriye, Irak, Lübnan ve diğer bölge ülkeleri olmak üzere bütün bölgemizin de terörsüz bir bölge haline getirilebilmesi için çok ileri ve tarihi bir adımın atılması demektir.'
Kurtulmuş, daha sonra eski milletvekillerinin sürece ilişkin görüş ve değerlendirmelerini dinledi.





