Yaşamı anlama yetisinin ve yeni olgular karşısında uyum gücünün olması karı-koca, kadın-erkek ilişkinin olgunlaşmasıyla alakası fazlaca. ...
Yaşamı anlama yetisinin ve yeni olgular karşısında uyum gücünün olması karı-koca, kadın-erkek ilişkinin olgunlaşmasıyla alakası fazlaca. Bilinç artışına bağlıdır insanın kamil olma yolunda ilerlemesi. Kamil insan ne kendini ne de başkasını eleştirmez. Kendini ve başkasını anlar, ahrazları görür ve bilinçle dönüştürmeye gayret eder. Bu yönde ki çalışmaları en yakınından yani kendinden başlar. Bunu birçok veçhesini ele almak isterim. Bu tür bilinçli dönüşüm, evlilik süreci için daha da önemlidir. Burada ki değişim ve dönüşümün etkisi çifte taraflıdır. Aile bireylerinden birinin gerginliği, sıkıntılı hali herkese yansıyınca söz konusu kişisel mesele, aile efradının gerginliği olabiliyor. Tersi hallerdeyse aile bireylerinden birinin neşesi, gücü, pozitif enerjisi, merhameti, saygısı ve sevgisi aile bireylerini aynı oranda etkiliyor. Kapsama alanı geniş olan bu kişi çoğunlukla da anne oluyor.
Bir film repliğinde duymuş olmalıyım, söyle bir cümleyi; “Dünyada 3 tip insan vardır. Erkekler, Kadınlar ve Anneler” ne kadar doğru değil mi? Bir anne kendini değerli hissettiği oranda, aile fertlerine değer verebilir, ailesindeki konumu, duygusunu, davranışlarını, tutkusunu ve tutumunu tetikliyor. Annelik, kadın kimliğiyle epeyce alakalı. Yaşamının üzerinde ruhsal, fiziksel ve sosyal etkisi olan dünyanın en güzel, en çılgın ve en zor meziyetidir annelik. Bir arkadaşım “annelik delilik ve delirmek çok güzel bir duygu” demişti.
Anne besleyen, bakan, temizleyen ve sarıp sarmalayan rolünü hiçbir karşılık beklemeden üstlenir. Tüm bu meşakkatli süreç de hakkıyla yapmaya çalışır-dı… Fakaaaat, yeni toplum düzeninde anneliğe bakış açımız akılalmaz derecede değişti. Anne, doğum yaptıktan kısa süre sonra profesyonel hayata dönmek zorunda kalabiliyor. Haliyle çocuk değişen toplum düzeninde anneye ayak bağı halinde görülebiliyor. Bu tatsız değişim sonucunda da çeşitli kurumlar açılmaya başladı ve bu tip bakım evlerinin sayısı da çığ gibi arttı. Bireyin topyekün ilişki ağını etkileyen ve belirleyen durum, kadının ve hatta babanın ruhsal sürecini olumsuz etkiledi. Kadın kimliğinin yok edilmesiyle de annelik kapitalist sistemin etkisiyle değersizliğe mahkum bırakıldı.
Tüm bu uzun cümlelerimin ardından şöyle bir soru sorayım istedim; “Mutlu anne mutlu çocuk demek midir?” Değildir. Çünkü değişen bu düzenle beraber bir kadın kendi hazzı, hedefi, statüsü için yüksek ökçeleriyle koşarken, annelik tarafını ihmal edebiliyor. Böylece çocuklarını annelerinden kendini de annelik duygusundan ve doyumundan mahrum bırakabiliyor. O sebeple cevabımız “Mutlu annelik mutlu çocuklar” Her kadın anne olabiliyor; ama esaslı anneliğe haiz olamıyor. Annelik, anne olduğu için kendini değerli hissettiren, bu hissiyatı lezzetli kılan ilişki şartların oluşmasıyla sağlanabilir. Evvela aile bireylerinin kadın kimliğine bakış açısı pozitif olmalıdır. Bir kadın çocuk sahibi olduğu için yüceltilmeli, çeşitli kutlamalar yapılmalı. Eşi kadınını her şartta ve dönemde meşakkatli ve yorucu süreçte desteklemeli. Bebeğin bakımında ve gelişmesinde en az anne kadar sorumluluk almalı. Kadının duygusal yönünün bir erkeğe göre daha gelişmiş olduğunu unutmamalı, bu yönün anne olmasıyla beraber en az bin kat daha artttığını ise asla.
Eşi ve çevresi tarafından çaresiz, yetersiz, yalnız hissettirilmemeli bir anne ve anne adayı. Malum hamilelik dönemi bebeğin ve kadının psikolojisini oldukça etkilemektedir. Hangi cinsiyette olursak olalım hepimizin bir annesi var. Fakat annelik vasfını herkes taşıyamıyor. Halbuki insan psikolojisinin gelişmesinde, çevreyle kuracağı ilişkilerin şekillenmesinde, duygusal bağın kurulmasında, insanın aidiyet ihtiyacının karşılanmasında hep “annelik sürecinin” etkisi vardır. Anneliğin koruyucu ve kapsayıcı işlevlerinin sağlıklı olması bireyin ruh sağlığını büyük oranda etkiliyor. Her ne kadar baba ve büyük anneler destek sağlasa da bir çocuğun yetişmesinde, annenin rolü akıl almaz ölçüde, elbette ki babanı da.
Bir bireyin kendi annesi ve babası ile kurduğu ilişki şekli, gelecek dönemde karşı cinsle kuracağı ilişkiyi de etkiliyor. Bu durum hem erkek hem de kadın için geçerli. Kadın ve erkeğin çocukluk döneminde kendi annesi ve babası ile kurduğu ilişkinin kurbanı ya da sultanı olduğunu sıklıkla görmekteyiz.