İnsan Hakları Günü dolayısıyla Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi, Ankara Kızılay Yüksel Caddesi'nde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı, Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Av. Kemal Cihat Binici okudu.
Binici, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1948’de kabul edilmesinin insanlık tarihinin en önemli ortak kazanımlarından biri olduğunu belirterek insan hakları mücadelesinin hiçbir dönemde tamamlanmış sayılmadığını ifade etti.
“En ağır ihlaller bugün Filistin’de yaşanıyor”
Konuşmada, dünyada hak ihlallerinin en vahşi örneklerinin Filistin’de görüldüğüne dikkat çekildi. Gazze’de sivillere yönelik saldırıların, çağımızın en büyük insanlık suçlarından biri olarak tarihe geçtiği vurgulandı.

Türkiye’de hak ihlallerine dikkat çekildi
Açıklamada, Türkiye’de tutuklamanın istisnai bir tedbir olmaktan çıkarak cezalandırma aracına dönüştüğü eleştirisi yapıldı. İBB soruşturmasında yaşanan tutuklama süreçleri ile mart ayında gençlere yönelik toplu gözaltılar bu duruma örnek olarak gösterildi.
MESEM kapsamında çalışırken hayatını kaybeden çocukların ardından, ihmalleri protesto eden 14 gencin tutuklanması da “hukukun uygulanmasındaki çarpıklığın göstergesi” olarak nitelendirildi.
Cezaevlerindeki koşullar gündemde
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin derin bir vicdan yarası bıraktığını söyleyen Baro yönetimi, ağır hastaların durumunun ise toplumsal sorumluluk gerektirdiğini belirtti.
Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandığı belirtilen Avukat Mehmet Pehlivan ile babasının cenazesine kelepçeli şekilde katılan Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın durumları, hukuki süreçlerdeki keyfiyetin örnekleri olarak aktarıldı.
“Seçilmişlere yönelik yargı süreçleri halk iradesini etkiliyor”
Binici, seçme ve seçilme hakkının yalnızca bireysel bir siyasi tercih alanı olmadığını, halk egemenliğinin doğrudan yansıması olduğunu belirtti. Seçilmişlerin yargı süreçleri üzerinden görevden uzaklaştırılmasının milyonlarca yurttaşın iradesine müdahale anlamı taşıdığı ifade edildi.
“Barolar hak mücadelesinin taşıyıcısıdır”
Açıklamada, baroların tarih boyunca hukukun üstünlüğünü savunan kurumsal yapılar olduğu hatırlatılarak, Ankara Barosu’nun tüm hak ihlallerinin takipçisi olmaya devam edeceği vurgulandı.
Basın açıklaması, “İnsan hakları bir ayrıcalık değil, insan olmanın doğal sonucudur. Bu haklar ancak savunuldukça yaşar.” mesajıyla sona erdi.





