Tarih

Amerika'nın Avrupa'ya Kapanması: Monroe Doktrini

Tarihte bugün, ABD Başkanı James Monroe, Monroe Doktrini'ni ilan ederek Amerika kıtasını Avrupalı güçlere kapattı. Gelin bu sürece yakından bakalım.

Abone Ol

Monroe Doktrini, 2 Aralık 1823 tarihinde ABD Başkanı James Monroe tarafından ABD Kongresi'ne sunulan Yıllık Mesaj'da ilan edilen, Amerikan dış politikasının en uzun ömürlü ve en etkili temel taşlarından biridir.

Doktrin, özetle Avrupa devletlerinin Amerika kıtalarındaki mevcut kolonizasyon ve müdahale çabalarına son vermesini talep ediyordu.

Doktrin, ABD'nin Batı Yarımküre'deki tartışmasız liderliğini ilan ederken, karşılığında ABD'nin de Avrupa'daki siyasi çekişmelere karışmayacağını taahhüt ediyordu. Bu prensip, ABD'nin izolasyonist dış politikasının en önemli temeli haline gelmiştir.

KITANIN BAĞIMSIZLIĞI

Doktrinin ilan edilmesi, Avrupalı güçlerin Amerika kıtalarındaki siyasî ve toprak iddialarını yeniden canlandırma potansiyeline karşı bir güvenlik önlemi olarak ortaya çıktı.

  • Latin Amerika Bağımsızlık Hareketleri: 1810'lu ve 1820'li yıllarda, İspanyol ve Portekiz kolonileri (Meksika, Kolombiya, Brezilya vb.) bağımsızlıklarını kazanarak yeni cumhuriyetler kuruyordu. ABD, bu yeni devletleri destekliyordu.
  • Avrupa'dan Gelen Tehdit: Yeni kurulan bu bağımsız devletler, başta İspanya olmak üzere, Avrupalı krallıkların yeniden müdahale etme ve kolonileri geri alma tehdidi altındaydı. Özellikle Avusturya, Prusya ve Rusya'nın oluşturduğu Kutsal İttifak, Avrupa'daki devrimci hareketleri bastırma misyonuyla hareket ediyordu ve gözünü Latin Amerika'ya çevirebilirdi.
  • Rusya'nın Yayılması: Alaska'da üsleri bulunan Rusya İmparatorluğu, Kuzey Amerika'nın Pasifik kıyıları boyunca (Oregon ve Kaliforniya'ya kadar) güneye doğru toprak iddialarını genişletiyordu. Bu, ABD'nin Batı kıyı güvenliği için ciddi bir endişe kaynağıydı.
  • İngiliz Çıkarları: İngiltere, İspanyol kolonilerinin bağımsızlığını destekliyordu çünkü bu, kendi ticaret çıkarları için yeni ve açık pazarlar yaratıyordu. İngiliz Dışişleri Bakanı George Canning, başlangıçta ABD'ye ortak bir açıklama yapmayı teklif etti, ancak ABD bu bildiriyi tek başına yapmayı tercih etti.

TEMEL PRENSİPLERİ

Monroe Doktrini, ABD Kongresi’ne hitaben yapılan yıllık bir konuşma içinde, dört temel ilke üzerine oturtulmuştur.

  1. Avrupa’nın Kolonizasyon Yasağı: Amerika kıtaları artık Avrupalı güçlerin yeni koloniler kurmasına açık değildir. (Bu, özellikle Rusya’nın Pasifik kıyısındaki ilerlemesine bir yanıttı.)
  2. Müdahale Yasağı: Avrupa siyasi sistemleri, Batı Yarımküre'deki herhangi bir bağımsız ulusun kaderine müdahale edemez. ABD, bu tür bir müdahaleyi kendi barış ve güvenliğine yönelik bir tehdit olarak görecektir.
  3. ABD'nin Tarafsızlığı: ABD, mevcut Avrupa kolonilerine (Küba gibi) müdahale etmeyecek ve Avrupa'daki savaşlara veya siyasi çatışmalara karışmayacaktır.
  4. Ayrı Sistemler: Amerika kıtaları ve Avrupa siyasi sistemleri doğaları gereği ayrı ve farklıdır.

TARİHSEL EVRİMİ

Monroe Doktrini, ilan edildiği andan itibaren ABD'nin dış politikasını şekillendirdi, ancak uygulama gücü zamanla değişti.

  • Erken Dönem Etkisi: 1823'te ABD'nin bu doktrini kendi başına uygulayacak askerî gücü yoktu. Doktrin, ilk yıllarda büyük ölçüde İngiliz Donanması'nın çıkarlarına hizmet etti ve İngiltere, serbest ticarete engel olacak Avrupa müdahalelerini engellediği için doktrini destekledi.
  • Roosevelt Eki (Roosevelt Corollary): 20. yüzyılın başlarında, Başkan Theodore Roosevelt, doktrine bir ek (corollary) getirerek onu radikal bir şekilde genişletti. Roosevelt, Avrupalı güçlerin Latin Amerika'daki borçları tahsil etmek bahanesiyle müdahale etmesini önlemek amacıyla, ABD'nin bizzat Latin Amerika ülkelerine müdahale etme hakkına sahip olduğunu ilan etti. Bu ek, ABD'nin "Büyük Sopa" politikasına yasal zemin oluşturdu ve 20. yüzyıl boyunca ABD’nin bölgeye birçok askerî müdahalesine yol açtı.
  • Soğuk Savaş Dönemi: Doktrin, Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği'nin Batı Yarımküre'ye (özellikle Küba Füze Krizi sırasında) müdahalesini engellemek için de kullanıldı.
  • "İyi Komşu" Politikası ve Günümüz: Başkan Franklin D. Roosevelt, 1930'larda "İyi Komşu Politikası" ile Theodore Roosevelt'in müdahaleci ekini kaldırdı ve doktrinin Latin Amerika'daki itibarını iyileştirmeye çalıştı. Günümüzde doktrin, resmî olarak yürürlükte olsa da, daha çok bir tarihî prensip olarak görülmektedir.

AZ BİLİNEN İLGİNÇ GERÇEKLER

  • Doktrinin Anında Etkisizliği: Doktrin, ilan edildiğinde Avrupalı güçler üzerinde hemen hemen hiçbir caydırıcı etkiye sahip değildi. İspanya ve Fransa, doktrini alenen görmezden geldi. Doktrinin gücü, ancak ABD'nin 19. yüzyılın sonlarında büyük bir deniz gücü haline gelmesiyle arttı.
  • Monroe Doktrini'nin Asıl Yazarı: Doktrinin temel fikirleri ve kaleme alınışı, büyük ölçüde o dönemdeki Dışişleri Bakanı ve geleceğin başkanı John Quincy Adams tarafından yapılmıştır. Başkan Monroe, bunu sadece yıllık kongre konuşmasında ilan eden kişiydi.
  • İngiliz Baskısı: Dışişleri Bakanı Canning, ABD'ye ortak bir bildiri yayınlamayı teklif ettiğinde, amacı İspanyol Amerika'daki İngiliz ticaretini güvence altına almaktı. Adams'ın, bildirinin tek başına yapılmasında ısrar etmesi, ABD'nin İngilizlere bağımlı olmayan bağımsız bir küresel güç olarak statüsünü pekiştirmeyi amaçlıyordu.
  • "Amerika Amerikalılarındır" Sloganı: Bu slogan genellikle doktrinle ilişkilendirilse de, bu ifade bizzat James Monroe'nun konuşmasında geçmemiştir. Ancak Adams, özel mektuplarında bu fikri sıklıkla dile getirmiştir ve slogan daha sonra doktrinin özeti haline gelmiştir.

Monroe Doktrini, ABD'nin küresel siyasetteki rolünü tanımlayan, Amerika kıtasını jeopolitik bir kalkanla çevreleyen ve nesiller boyu dış politika tartışmalarına konu olan bir manifestodur.