Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “2024 yılında bin 257 civarında afet yaşadık. 2025 yılına girdiğimizde bu afetler hızlı bir şekilde devam ediyor. Ziyaret ettiğimiz 22 vilayette don afeti tarımsal üretime çok ciddi manada zarar verdi. Türkiye’de 65 vilayetimiz don felaketinden maalesef zarar gördü; çiftçilerimiz banka borçlarının yapılandırılmasını istiyor" dedi.
Bayraktar, beraberindeki heyetle birlikte Mardin’in Artuklu ilçesine bağlı Boztepe Mahallesi’nde kuraklıktan etkilenen kuru tarım alanlarında incelemelerde bulundu, çiftçilerin sorunlarını dinledi. Ziyaret ettikleri 22 ilde don afetinin tarımsal üretime ciddi zarar verdiğini belirten Bayraktar, “Sadece afetlerin sayısı değil, şiddeti de artıyor. Üreticilerimizin sesini Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlara iletiyoruz, yardım taleplerimizi iletiyoruz” ifadelerini kullandı.
"KURAKLIK VE MEVSİMSEL KAYMALAR VERİMLİLİĞİ DÜŞÜRÜYOR"
Bayraktar, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 7,5 aydır ciddi bir kuraklık yaşandığını belirterek, “2024 Ekim’inden 2025 Nisan sonuna kadar yağış düşmedi. Mevsimsel kaymalar bitkisel üretimde kalite, verim ve ürün kaybına neden oluyor” dedi.
Güneydoğu’da mevsimsel kaymalar nedeniyle bitkisel üretimde üretim ve verimlilikte kalitenin düştüğünü ifade eden Bayraktar, “2024 Ekim ayından 2025 Nisan sonuna kadar 7,5 aydır çok ciddi manada kuraklık yaşıyoruz. Bu bölge de tabii yağış almadı. Çok ciddi mevsimsel kaymalar var. Bu mevsimsel kaymalar bitkisel üretimde hem üretimi hem verimliliği hem de kaliteyi kaybetmemize neden oluyor. Güneydoğu Anadolu bölgesi, özellikle buğday üretiminde arpa ve mercimek üretiminde çok önemli bir bölgemiz olup mercimek üretiminin yüzde 90’ını bu bölge karşılıyor. Buğday üretiminin yüzde 20’sini ve arpa üretiminin de yüzde 15’ini yine bu bölge karşılıyor. Özellikle kurak alanda bu bölgede yüzde 100’lere varan oranda hem mercimekte hem buğdayda hem arpada zarar görüyor. Şanlıurfa ilimizde de bu ürünlerde yüzde yüzler mertebesinde zarar var. Mardin’de de bu ürünlerde ciddi oranda zarar var. Hem oda başkanlarından aldığımız bilgilere göre hem tarım müdürlüklerimizden aldığımız bilgilere göre bunu tespit etmiş bulunuyoruz. Zaten alanda da kendimiz geldiğimizde bunu kendi gözlerimizle de görüyoruz” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİLER BANKA BORÇLARININ YAPILANDIRILMASINI İSTİYOR’
Tarım sektörünün çok hızlı göç verdiğini ve çiftçilere sahip çıkılması gerektiğini belirten Bayraktar, şöyle konuştu:
“Tarımda yaş 59’a geldi, önümüzdeki yıl bu 60’a gelecek. Artık gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. 18-32 yaş arasındaki gençlerimizin oranı yüzde 5’lere kadar düştü. Bu tarımsal üretimin önünde bu ülkenin gıda güvenliğini sağlama noktasında çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Onun için bu afetlerin de göç vermesini istemiyoruz. Bu afetler göç vermesin istiyorsak, bu gibi durumlarda böyle zamanlarda çiftçimizin arkasında durmamız lazım. Çiftçilerimizin birtakım beklentileri var. Bu beklentiler özellikle don afetinde de ifade ettiğimiz gibi çiftçilerimiz nakit yardımı istiyorlar. Bu nakit yardımlarını çiftçimize ulaşması önemlidir. Bunun dışında çiftçilerimizin banka borçları var. Hem devlet bankalarına hem tarım kredi kooperatiflerine hem de özel bankalara borçları var. Çiftçilerimiz banka borçlarının yapılandırılmasını istiyorlar. Bakın bunu iki nedenle istiyorlar. Bir tanesi ailelerinin çoluk çocuklarının ihtiyacını karşılamaları, ikincisi de ‘Biz tarımdan kopmak istemiyoruz’ diye çağrıda bulunuyorlar. ‘Tarımda kalmamız isteniyorsa bize yardım yapılmalı’ diyorlar. Sosyal Güvenlik primlerinin devlet tarafından ödenmesi, genç çiftçilerimizin bir kısmının tarımda, tarlada kalmasını, sağlayabilir. Bunu da hükümetimizden talep ettik. Tarımdan kopan gençler, gittikleri yerde asgari ücretle çalışıyorlar. Nüfusun bugün 59 yaşına gelmesi de tamamen bununla alakalı. Öyle bir süreç yaşıyoruz ki bu süreçte ülkenin gıda güvenliğini sağlamak istiyorsak yelkenleri tarıma çevireceğiz. Çiftçimize daha fazla destek vereceğiz. Doğal afetler karşısında çiftçimizi koruyacağız, yardımcı olacağız. Tarlada üretimde kalmasını sağlayacağız.” (DHA)