Tarih

1983'teki Nükleer Kabusu Engelleyen Adam: Stanislav Petrov

Tarihte bugün, Sovyet subayı Stanislav Petrov SSCB ve ABD arasındaki nükleer bir savaşı önledi. Gelin birlikte bu sürece bakalım.

Abone Ol

Stanislav Yevgrafoviç Petrov (1939–2017), dünya tarihinin en kritik kararlarından birini veren ve adı uzun süre gizli kalan Sovyet Yarbayı'dır.

26 Eylül 1983 gecesi, Soğuk Savaş'ın en gergin döneminde, Sovyet erken uyarı sisteminin ABD'den gelen birden fazla nükleer füzeyi tespit ettiğini bildirmesine rağmen, Petrov, bu uyarının bir sistem hatası olduğuna inanarak durumu üstlerine bildirmedi ve karşı saldırı emri verilmesini engelledi.

Onun bu "akılcı itaatsizlik" eylemi, milyonlarca insanın hayatını kurtarmış ve muhtemel bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın nükleer bir felakete dönüşmesini önlemiştir.

SOĞUK SAVAŞ'IN EN GERGİN GECESİ

Petrov'un kararı, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerin dip noktaya vurduğu, paranoyanın zirvede olduğu bir dönemde alındı.

  • "Kötülük İmparatorluğu" (Evil Empire): ABD Başkanı Ronald Reagan'ın Sovyetler Birliği'ni "Kötülük İmparatorluğu" olarak nitelendirmesi ve ABD'nin Avrupa'ya orta menzilli nükleer füzeler yerleştirme kararı (Pershing II) ilişkileri germişti.
  • KAL 007 Vakası: Olaydan sadece üç hafta önce, Sovyet hava savunma kuvvetleri, Güney Kore Hava Yolları'na ait KAL 007 sefer sayılı bir yolcu uçağını vurarak 269 kişinin ölümüne neden olmuştu. Bu olay, Sovyetler Birliği'nin gerginliğini ve Batı'ya olan güvensizliğini artırmıştı.
  • NATO'nun "Able Archer 83" Tatbikatı: Petrov’un olayından kısa bir süre sonra NATO, nükleer savaş senaryolarının prova edildiği "Able Archer 83" adlı tatbikatı yapacaktı. Sovyet istihbaratı, bu tatbikatın, gerçek bir nükleer saldırının maskelenmesi için kullanılabileceği konusunda aşırı derecede paranoyaktı.

KIRMIZI IŞIKLAR

Petrov'un görevli olduğu Serpuhov-15'teki gizli erken uyarı komuta merkezi, kritik kararların alınacağı yerdi.

  • Görev: Yarbay Petrov, Sovyetler Birliği’nin yeni uydu tabanlı nükleer erken uyarı sistemi olan Oko'nun (Göz) komuta merkezinde nöbetçi subaydı. Sistemi, ABD'den gelecek herhangi bir füze saldırısını tespit etmek ve durumu anında üst makamlara bildirmekle yükümlüydü.
  • Sistem Alarmı: 26 Eylül 1983'ü 27 Eylül'e bağlayan gece yarısından kısa bir süre sonra, sistem birdenbire alarm verdi. Komuta merkezindeki ekranlar, ABD topraklarından fırlatılan bir kıtalararası balistik füzenin (ICBM) Sovyetler Birliği'ne doğru yol aldığını gösteriyordu. Ardından alarm, hızla beş füze olarak güncellendi.
  • Protokol: Resmî protokol, böyle bir durumda üst makamlara "yüksek olasılıkla saldırı" olduğunu bildirmek ve misilleme saldırısının başlatılması için hazırlık yapmaktı. Petrov'un vereceği karar, birkaç dakika içinde tüm insanlığın kaderini belirleyecekti.

AKILCI ŞÜPHECİLİK

Petrov, elindeki tüm veriler resmî protokolü izlemesi gerektiğini söylerken, içgüdülerine ve mantığına güvendi.

  • İçgüdüsel Şüphe: Petrov, ABD'nin nükleer saldırı başlatması durumunda, bunun sadece beş füzeyle değil, binlerce füzeyle yapılmasının daha mantıklı olduğunu düşündü. Ona göre, böylesine sınırlı bir saldırı, bir nükleer savaşı başlatmak için yeterince ikna edici değildi.
  • Sistem Güvenilirliği: Petrov, yeni kurulan ve hâlâ "beta" aşamasında olan Oko sisteminde bazı hatalar olabileceğinden şüpheleniyordu. Yerdeki radar sistemleri füze izi görmüyordu. Petrov, sadece uydu verilerine güvenmek yerine, bu çelişkiyi dikkate aldı.
  • Karar: Petrov, durumu üstlerine "sistem hatası" olarak bildirmeye karar verdi ve bunun muhtemelen güneş ışınlarının uydu sensörlerine yansımasından kaynaklandığını rapor etti. Bu "yalan", dünyanın sonunu önleyen bir yalan oldu.

SONUÇLARI

Petrov, hayat kurtaran eylemine rağmen uzun yıllar boyunca sessiz kaldı.

  • Sistem Hatasının Doğrulanması: Kısa süre sonra, uyarının gerçekten de nadiren rastlanan bir güneş ışığı hizalaması nedeniyle uydu sensörlerinin bulutların üzerindeki yansımaları füze sanmasıyla ortaya çıkan bir yazılım hatası olduğu anlaşıldı.
  • Petrov'a Uygulanan Yaptırım: Sovyet yetkilileri, nükleer bir savaşı önlediği için Petrov'u ödüllendirmek yerine, sistemdeki bu büyük hatayı ortaya çıkardığı ve "uygun prosedürlere uymadığı" gerekçesiyle onu cezalandırdı. Ona "hafif" bir kınama verildi ve kariyerinde daha yüksek rütbelere terfi etmesi engellendi. Kısa süre sonra emekli oldu.
  • Olayın Gizlenmesi: Sovyetler Birliği, bu olayı on yıl boyunca gizli tuttu. Rusya'nın dağılmasının ardından olay, 1990'ların ortalarında kamuoyuna sızdırıldı.
  • Uluslararası Tanınma: Olayın ortaya çıkmasının ardından Petrov, uluslararası alanda büyük takdir topladı. BM'de ödüllendirildi ve kendisine "Nükleer Savaş'ı Önleyen Adam" lakabı takıldı.

AZ BİLİNEN İLGİNÇ BİLGİLR

  • Sarhoş Olduğu İddiası: Soğuk Savaş dönemi Rusya'sında, birçok kişi Petrov’un kararını verirken sarhoş olduğu için bu kadar riskli bir kararı rahatça alabildiğini iddia etmiştir. Ancak Petrov, bu iddiayı hayatı boyunca reddetmiş ve sistemdeki kusurlara olan mantıklı şüphesinin onu kurtardığını söylemiştir.
  • Sistem Arızası Olması Gerekiyordu: Petrov, bu kritik nöbetten sadece bir gün önce, sistemdeki olası arızalar hakkında bir rapor yazmış ve üstlerini uyarmıştı. Bu, onun olay anında şüpheci davranmasını sağlayan en önemli teknik bilgi birikimiydi.

  • Nöbetçi Olmaması Gerekiyordu: Petrov, normalde nöbetçi komutan değildi. Orijinal nöbetçi komutan rahatsızlandığı için o gece mecburen göreve çağrılmıştı. Kaderin ironisi, dünyanın kaderinin o gece tesadüfen onun elinde olmasıydı.
  • Eşi Bilmiyordu: Petrov, nükleer bir savaşı önlediği olay hakkında, olayın kamuoyuna duyurulmasından çok sonra, 2017'deki ölümüne kadar, karısı da dahil olmak üzere ailesine hiçbir şey anlatmadı. Eşi, kocasının neden emekli olduktan sonra aniden uluslararası tanınırlık kazandığını uzun yıllar anlayamamıştır.

Stanislav Petrov, mantığını protokolün ve korkunun üzerine koyarak, tüm insanlık için sessiz bir kahramanlık örneği sergilemiştir. Onun hikayesi, insan kararının teknoloji ve otomasyon karşısındaki son ve hayati önemini göstermektedir.