Zevat-ı Mutade'nin Buluşma Noktası

Son yazımda Zevat-ı Mutade'den söz etmiş bu buluşmaların mekanı olarak da Çankaya Köşkü'nü işaret etmiştim.


Türkiye devletinin cumhurbaşkanına en verimli yıllarında ev sahipliği yapan bu bağ evi Bulgurluzade'lerden 30 Mayıs 1921'de Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Bey'in de hazır bulunduğu bazı Ankaralılar tarafından satın alınarak ordu adına tapusu çıkarılıp tahsisi yapılmıştır.


Mustafa Kemal evin daha kullanışlı hale gelmesi için Mimar Vedat Bey'i görevlendirmiştir.


Mustafa Kemal, Latife Hanım ile evlendikten sonra bir süre daha İzmir'de kayınpederinin Göztepe'deki evinde kalırlar. Evlendiklerinin üçüncü haftasında Çankaya'daki tadilatı büyük ölçüde tamamlanmış eve dönerler. 


Vedat Bey'in köşk haline dönüştürdüğü ev iki katlıdır. Latife Hanım üst katı ve girişin sağındaki salonu yeniden yerleştirerek döşemiştir.


Daha sonra kalorifer tesisatı yapılan bu ilk köşk zamanla yetmemeye başlar. Bunun üzerine ikinci bir köşkün projeleri çizilir. Çizilen çeşitli, şatafatlı projelerin içinden daha önce Ankara'da yaptığı binalarıyla tanınan Mimar Clemens HaizMaister'in sade, düz çizgili projesi beğenilir.


Çankaya Tepesi'nin en uygun bulunan arazisinin şehre bakan yüzünde, sonradan adı Pembe Köşk olan ikinci bir köşk yapılır. Geniş bahçeleri, memur daireleri ve lojmanları ile site 450 bin m2'dir. Eski köşkün alt kısmındadır. Direklerle süslü havuzu, geniş bir dinlenme, okuma, bilardo salonu ve diğer ayrıntılarıyla köşk bodrumlu ve iki katlıdır. Birinci katı resmi daire ikinci katı da ikametgahtır.


Kalın sağlıcakla.