Gündem

Yılmaz: “Enflasyonda 43 Puana Yakın Gerileme Var”

TürkMedya Finans Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyonun Mayıs 2024’teki 75,5 seviyesinden Ekim ayında yüzde 32,9’a gerilediğini belirterek dezenflasyon sürecinin devam ettiğini söyledi.

Abone Ol

TürkMedya Finans Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Orta vadeli programımızda enflasyonla mücadeleyi temel öncelik haline getirmiş durumdayız. Son döneme baktığımızda 2024 yılının Mayıs ayında en yüksek seviyesine ulaştı enflasyon. 75,5'lara kadar çıkmıştı. Son açıklanan Ekim rakamımız ise yüzde 32,9. Dezenflasyon dediğimiz sürecin, geçen yıl Mayıs'ta başlayan bugüne kadar devam eden sürecin tamamında 43 puan civarında enflasyonda bir gerileme var. Bu fiyatlar artmıyor demek değil. Fiyat artış oranları düşüyor. Dolayısıyla enflasyon düşüyor ve inşallah daha da aşağıları göreceğiz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 'Dönüşen Ekonomide Finansal İstikrar, Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik temasıyla düzenlenen TürkMedya Finans Zirvesi'nin kapanış programına katıldı. Türkiye'de finans sektörünün gelecek vizyonu ve trendlerinin kapsamlı bir şekilde ele alındığı etkinlikte; kamu, finans ve iş dünyasından üst düzey yöneticiler ile sektörün tüm paydaşları bir araya geldi.

'AVRUPA'NIN 4'ÜNCÜ BÜYÜK EKONOMİSİ KONUMUNA YÜKSELECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Uluslararası kuruluşların projeksiyonlarına göre küresel büyüme 2025 yılında yüzde 3,2, 2026 yılında yüzde 3,1 seviyesinde gerçekleşecek. Nispeten zayıf dolar, gelişmiş ekonomilerde düşük faiz görünümü ve finansal oynaklığın sınırlı seyri, gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırım iştahını destekliyor. Dünyada ortalama 2.9 büyüme sağlanırken son 5 yılda, Türkiye'de ortalama yıllık büyüme 5.4. Yani iki katı kadar hızla büyümüş ekonomimiz. Kararlılıkla ve güçlü bir koordinasyonla uygulamaya devam ettiğimiz ekonomik programımızın yanı sıra artan üreten kapasitemiz ve özel sektörümüzün dinamizmiyle beraber 2025 yılı sonunda 1,5 trilyon doları aşan bir ekonomik hacme ulaşacağız. Geçen yıl itibariyle Türkiye ekonomisi nominal dolar bazında 17'nci büyük ekonomi konumunda. Satın alma gücüne göre ise 12'nci büyük ekonomiyiz dünyada. IMF'nin dünya ekonomisi ve ülkeleriyle ilgili son tahminlerinin gerçekleşmesi halinde dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olacağız bu sene. Satın alma gücü paritesine göre ise 11'inci büyük ekonomi olacağız. Ve ilk defa İtalya'yı geride bırakıp Avrupa'nın 4'üncü büyük ekonomisi konumuna yükseleceğiz satın alma gücü paritesi açısından. 2025 yılı Ocak-Ekim döneminde ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,9 artmış durumda. Böylece ilk defa Ekim ayında yıllıklandırılmış ihracatımız 270 milyar doları aşmış durumda. Bu mal ihracatı bir de bizim hizmet ihracatımız var. Hizmet ihracatımız ise aynı dönemde 120 milyar doları aşmış durumda. 270 milyar dolar mal, 120 milyar dolar hizmet ihracatı. Toplamda mal ve hizmet ihracatı olarak 390 milyar dolar eşiğini aşmış durumdayız. Yakın bir gelecekte İnşallah 400 milyar dolardan fazla mal ve hizmet ihraç eden bir ülke konumuna yükseleceğiz. Hizmetlerde tabii ki en önemli kalemimiz turizm. Turizmde bu sene 64 milyar doları aşan bir gelir bekliyoruz. Bir taraftan da ithalatımız var. Cari açığımız 20 milyar düzeylerine gelmiş durumda Ekim ayı itibariyle. Bu da oldukça makul bir rakam. Toplam ekonomik büyüklüğümüzü değerlendirdiğimizde enerji ve altın hariç cari dengemiz yaklaşık 47 milyar dolar fazla veriyor. eksik değil fazla veriyor bu dolayısıyla cari açığımız bütün bu unsurlar dahil olmak üzere milli gelire oranla bu sene yüzde 1.4 civarında gerçekleşecek. Oldukça yönetilebilir, makul bir seviyede bir cariye açığa geldiğimizi ifade etmek isterim" dedi.

'ENFLASYON DÜŞÜYOR VE İNŞALLAH DAHA DA AŞAĞILARI GÖRECEĞİZ'

Yılmaz, "İş gücü piyasalarımızda da güçlü görünümümüzü sürdürüyoruz. İstihdamımız 32 milyonun üzerinde. İşsizliğimiz uzun süredir tek haneli rakamlarda devam ediyor. Özellikle genç istihdamını, kadın istihdamını destekleyici politikalarımızla yolumuza devam ediyoruz. Sadece işsizliği düşürmekle kalmayıp atıl iş gücünü azaltmaya yönelik politikalarda izliyoruz. İlk defa bu yıl orta vadeli programımıza atıl iş gücünü azaltıcı tedbirler koyduk. 2024 yılında bütçe açığımızın milli geliri oranı yüzde 4.7 oldu. Bu sene beklediğimiz yüzde 3.6 olması. Giderek deprem harcamaları azaldıkça bütçe açığımızın milli geliri oranında tarihi ortalamalarımız olan AK Parti döneminin tarihi ortalamaları olan 3'ün altına 2.6-2.7'lere doğru gerilemesini bekliyoruz. Borç seviyesi de düşük Türkiye'nin. Kamu borcunun milli gelire oranı en düşük ülkelerden biriyiz. Bizim kamu borcumuzun milli gelire oranı yüzde 24. Toplam AB tanımlı kamu borç stokumuzun milli geliri oranı yüzde 24. Bu 2025 ikinci çeyrek itibariyle. Merkez Bankamızın rezervleri Mayıs sonu itibariyle 2023'te 98,5 milyar dolara kadar düşmüştü. Bugün geldiğimiz noktada 185 milyar doların üzerinde bir rezervimiz var. TL'ye olan güven artıyor. Bundan iki yıl öncesiyle mukayese edersek, TL'nin toplam mevduatlarımız içindeki payı iki kat artmış durumda. Yüzde 30'lar civarına inmişti TL'nin toplam mevduatlarımızdaki payı. Şu anda yüzde 60'ı aşmış durumda. Dolayısıyla TL'ye olan güven artmış durumda. Finansal sistemimiz içinde TL'nin payı 3'te 2 civarına gelmiş durumda. Orta vadeli programımızda enflasyonla mücadeleyi temel öncelik haline getirmiş durumdayız. Son döneme baktığımızda 2024 yılının Mayıs ayında en yüksek seviyesine ulaştı enflasyon. 75,5'lara kadar çıkmıştı. Son açıklanan Ekim rakamımız ise yüzde 32,9. Dezenflasyon dediğimiz sürecin, geçen yıl Mayıs'ta başlayan bugüne kadar devam eden sürecin tamamında 43 puan civarında enflasyonda bir gerileme var. Bu fiyatlar artmıyor demek değil. Fiyat artış oranları düşüyor. Dolayısıyla enflasyon düşüyor ve inşallah daha da aşağıları göreceğiz" ifadelerini kullandı

'2027'DE TEK HANELİ RAKAMLARA ÜLKEMİZİ YENİDEN KAVUŞTURMA PLANIMIZ VAR'

Cevdet Yılmaz, "Bu sene tarımda maalesef tarihsiz bir seyir yaşadık. Hem kuraklık hem don yaşadık. Büyümemize de enflasyona da olumsuz yansıdı. Buna rağmen dezenflasyon sürecimiz sürüyor. Hizmet sektörlerinde biraz daha katılık var. Onlar da kırılmaya başladı. Özellikle kira gibi kalemler, ev fiyatları, kiralar, eğitim giderleri buralarda ortalamanın üstündeki artışlar bizi zorluyor ama oralarda da bir kırılma başladı. Önümüzdeki süreçte öncelikle gelecek sene yüzde 20'nin altını hedefliyoruz. Bir sonraki yıl ise 2027'de ise tek haneli rakamlara ülkemizi yeniden kavuşturma planımız var. Ve bunu da kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin en sağlam kurumsal yapılarından biri bankacılık sektörümüz. Güçlü bir sermaye yapısı var, etkin bir risk yönetimi kapasitesi var. Sektörün toplam aktifleri Eylül ayı itibariyle yıllık yüzde 40'ın üzerinde büyüyerek 43,6 trilyon TL seviyesine ulaşmış durumda. Döviz kredilerindeki büyüme hızı belirgin bir biçimde yavaşlarken TL kredilerinin payının artması kredi kompozisyonunun daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu gösteriyor. Eylül ayı itibariyle bankacılık sistemimizin sermaye yeterlilik oranı yüzde 18,5 seviyesinde. Yasal oran yüzde 8 biliyorsunuz. Yasal oran olan yüzde 8'in oldukça üstünde bir sermaye yeterliliğine sahibiz. Takipteki alacak oranları tüketici kredilerinde yüzde 3,7, kredi kartlarındaysa yüzde 4 seviyelerinde ve oldukça yönetilebilir bir durumda. Kredi kartlarında bir inisiyatifimiz de oldu son dönemlerde. Yeniden yapılandırma imkanı sağladık. 60 aya kadar ihtiyacı olan vatandaşlarımızın borç yapılandırmasına da imkan sağladık. Son 10 yıldan bir diğer memnuniyet verici gelişme katılım bankacılığı sektörünün gelişimidir. Sektörün payı 2013'te yüzde 5 civarındayken bugün yüzde 9'a yaklaşmış durumda. Bölgesel ve küresel bir finans merkezine dönüşme hedefi olan ülkemiz için katılım finans ekosisteminin ve katılım bankacılığının daha da gelişmesi büyük bir önem arz etmektedir. Bu çerçevede 2012 yılından bu yana yatırımcı tabanının genişletilmesi ve borçlanma araçlarının çeşitlendirilmesini amaçlayan TL, döviz ve altın cinsi, kira sertifikası, sukuk ihraçlarına hazinemizin finansman programında önemli bir yer verilmiştir. Bunu da sürdürüyoruz. Bu yılın Eylül ayında ilk defa Türk lirası gecelik katılım referans getiri oranı endeksli kira sertifikası ihracı yapıldı ve 80.1 milyar liralık bir borçlanmayı hazine bu yöntemle gerçekleştirmiş oldu" dedi.

'2020'DE 59 MİLYON OLAN DİJİTAL BANKACILIK MÜŞTERİ SAYISI 2025 YILINDA 133 MİLYON'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Ödeme sistemlerimiz nereye gelmiş diye bakarsak EFT sistemleri üzerinden günlük ortalama 3 trilyon liralık işlem gerçekleşmesi ekonomi ölçeğimizin ulaştığı düzeyi açıkça göstermektedir. Anlık transfer kapasitesi FAST ile birlikte yeni bir boyut kazandı. 7 gün 24 saat çalışan FAST sistemiyle 2024 yılında günlük ortalama 12.6 milyon işlem gerçekleştirilmiş. Böylece saniyeler içinde tamamlanan ödeme kabiliyetiyle kullanıcı deneyimi ileri seviyeye ulaşmıştır. Dijital bankacılığın etkisi ise çok daha geniş bir alana yayılmış durumda. 2020 yılında 59 milyon olan dijital bankacılık aktif müşteri sayısı 2025 yılı itibariyle 133 milyon kişiye ulaşmış durumda. Aynı dönemde dijital bankacılık işlem hacmi 3,7 trilyon liradan 57,9 trilyon liraya yükseldi. İşlem adedi ise 818 milyondan 3 milyara ulaşarak dijital finansın günlük hayattaki yerini güçlendirdi. BKM verilerine göre yerli kartların yurt içi ve yurt dışı kullanımına bakıldığında 2020 yılında yaklaşık 956 milyon işlem gerçekleşmişken, 2025 yılının ilk 10 ayında yaklaşık 3,2 milyar işlem gerçekleşmiştir. İşlem tutarı ise 559 milyardan 5,7 trilyonu yükselmiştir. Ödeme ekosisteminde ortak standart oluşturan TR kare kodla dönüşümün güçlü bir bileşeni haline gelmiş durumda. TR kare kodun post cihazlarındaki yaygınlığı yüzde 90'ın üzerine çıkmış durumda. Yakın dönemde devreye alınan sınır ötesi kare kod akışlarıyla Türkiye'yi ziyaret eden milyonlarca turist, kendi ödeme sağlayıcıları üzerinden ülkemizde işlem yapabilir duruma geldiler. Bu gelişme Türkiye'nin ödeme standartlarını tanımlayan ve bölgesel olarak ihraç eden bir kapasiteye ulaştığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz'ın konuşmalarının ardından hediye taktimi yapıldı ardından hatıra fotoğrafı çekildi.