Sıklıkla veryansın edilen ama düzelmesi için de adımların atılmadığı serzenişlerin bi fikri ehemmiyeti kalmıyor insanda, en azından bende. Özellikle akranlarımdan işittiğim ve tezahürat hükmünde muamele gören “Nerede o eski bayramlar” cümlesini duyduğumda yine bayağılaşan eleştirileri duymaktan öte duygular hissetmiyorum. Hatamız da hep böyle olmuyor mu? Oysa geçmişe takılmayıp geleceği güzel görme ve güzelleştirme adına olumlu düşünmek insan oğlunun fıtratında var. Alışkanlık işte; geleneklerle yaşamak bazen güzel ama geleceği değiştirerek de kültürümüze bi şeyler katmış olacağız ve hayatı yaşama adına yeni heyecanlar keşfetmiş olacağız.
Biz çocukken bayramların ayrı bir heyecanı vardı. Fakat şimdiki çocukların bayramlardan farklı heyecanlar türetmelerini sağlayacak zemini oluşturmak biz büyüklerin elinde. Bayramlarımızı güzelleştiren büyüklerimizin heyecanımıza ortak olması değil miydi?
Markalaşmanın esiri olmadığımız dönemlerde yokluğun varlık haline bürünmesi pek kolaydı. Büyük kardeşin ardılı olmanın en büyük dezavantajı sıfır kıyafetlerle az tanışmaktı! İkinci el kıyafetler kaderi olur küçük kardeşlerin. Geçmişimizde; bayramın ve bayramlıkların ŞA-HA-NE duygularından birini yani bayram akşamı uyumadan yastığınızın altına koyduğunuz kıyafetin anılarımızda ki güçlü tesirini düşünmenin nostaljik tadını anlatmaya koca bir kitap yetmeyecektir.
Öyle ki arifeyi bayrama bağlayan gece çakılır ve bir türlü sabah olmazdı. Geceyi sabah etmeyen yastığımızın altına sakladığımız, tek elimizle de kaçmasın diye tuttuğumuz o bayramlıkların nabzımızı bin beş yüz attırdığı zamanlarımız elbette ki unutulmaz. O yastık altında ne çok sabahı bekleyen sürprizlerim olmuştu, şimdi de hepsi yüzümü güldüren anılara dönüştü. X-Y-Z kuşağı polemiğine girmeden insan evladında hep var olan iradeyi unutmamak ve bu duyguların farklı versiyonlarını çocuklarımıza yaşatmanın, biz yetişkinlerin elinde olduğunu unutmamamız gerektiğini bir kez daha vurgulamak isterim.
Velhasıl kelam bu dönemin tadını tuzunu bilen bizler, çocuklarımızdan bu duyguları neden mahrum bırakıyoruz? Bi de şimdiki evlatları eleştirip duruyoruz. Onlara geçmişe takılmadan ‘o eskidendi‘ demeden anılar biriktirmek biz yetişkinlerin elinde.
Ey akranım ve büyüklerim, şimdiki bayramların yoksa tadı tuzu, bizden sebeptir. Çocuklarımıza ne ektiysek onu biçtiğimizi unutmayalım ve “nerede o eski bayramlar” serzenişinden vazgeçelim.
Çocuklarımıza yastık altı heyecan ve mutluluklar verelim. Hediyeleşmenin, sürprizler yaratmanın neşesini, bereketini ve heyecanını aşılayalım. Bunları okurken de hepsi alım gücü demeyin sakın. Bunların hepsi savruk yaşam gücünün ezber bahaneleri. Beynimizin kasvetli obruklarına demir atıp takılmayalım. Zira duygunun bir sıralaması veya numarası yoktur, heyecan heyecandır! Liberal ekonomi de zenginlik de yoksulluk da kaçınılmaz olacaktır. Fakat bunlar bizleri, zihnimizde güzel bayram anıları biriktirmekten yoksun bırakmamalı. Çocuklarımıza yastıklarının altına anılar bırakacağımız nice bayramlara…