"Noélle Roger"in "En Asi minevre" adlı kitabından:
"Vekil inşaat dairesindeyiz" diyordu. Hangi vekil? Maarif vekili mi? Dahiliye mi, Sıhhiye mi, Hariciye vekili mi?... Hangisi olursa olsun aynı sözcüğü hepsi de tekrar ediyorlardı. Hepsi genç, aynı ateşli ifadelerle aynı heyecanlarla aynı projelerle dolu... Bunlar aynı emmele aynı fikre sahip oldukları halde Mustafa Kemal'in etrafında toplanmışlardır.
- Henüz inşaat dairesindeyiz!
- Ne inşaatı hâlâ bu ne inşaattır? Her şey, vekaletler mektepler, enstitüler, Hastaneler, kışlalar, memur evleri su yolları, yollar, kilometrelerce çimendiferler, bir örnek şehri, ne bileyim, herşey işte ..
Bir başka cümle, diğerinin karşısına dizilir:
-biz hiç de büyük olmayan kendi menabiimizi hesaba katmak zorundayız.
Herşeyi yapmak... Fakat bu kadar az sermaye ile !.. Kendi yağı ile kavrulmak, kendini kendinden yaratmak!.. Ve günden güne, boş zannedilen bu projelerin fiil sahasını çıktıkları ve günün planı içine girdikleri görülmektedir. İşte Türk mucizesi Budur.
22 Kânunusani 929 tarihli Hakimiyeti Milliye'den; Kahine'de çıkan Elhamra Gazetesi'nden "Bundan bir sene evvel Ankara ya ziyaret etmiştim. Bu defa yine ziya- retine geldiğim zaman hemen onu tanıyamayacaktım. Çunkü şu bir sene zarfında onda pek çok ıslahat yapıl MIş ve yüksek binalar inşa edilmiştir. Bu ise Türkiye'yi idare eden hükümetin, millet ve memleketi inkırazdan kurtaran büyük bir liderin himmeti ile olmuştur. Ankara merkezi hükümet olmaz diyenlerin bu vehimleti şimdi zail olmuştur. ( Devam edecek)
* Ankara Vilayeti Seyyah Kandemir 1932