Bir hafta kadar Ankara’da değildim, ülkemizdeki ve dünyamızdaki gelişmeleri yeterince izleyemedim. Ankara’ya dönüp ayağımın tozu ile haberlere daldığımda, şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşadım.
Tarih, 16.11.2023 Perşembe...
Hrant Dink cinayetinin katili Ogün Samast serbest bırakıldı. Kara para aklamak ve gayrımeşru yollarla büyük servetler edinmekle suçlanan Candan Kardeşler adliyeye sevk ediliyor. Emekliye verilen beş bin lira ikramiye’nin çalışan emeklilere, hatta çiftçilik yapanlara bile ödenmediği, ekonomik krizin frenlenemediği yoğun şekilde tartışılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel için, “Yeni genel başkan kimin emanetçisi?” diye sormuş, Özgür Özel de, “Biz Atatürk’ün emanetçisiyiz” diye yanıt vermiş...
İYİ Parti içindeki kaynaşmalar ve istifalar devam ediyor, nedenleri tartışılıyor. İsrail kuvvetlerinin, Gazze’de Hamas lideri Haniye’nin evini bombalama haberleri baş sıralarda. Ve daha nice haberler...
Ancak bir katilin serbest bırakılması haberi var ki, insanın tüylerini ürpertiyor. Hrant Dink Suikastı’nın katili Ogün Samast serbest bırakılmış. Agos gazetesinin Türkiye Ermenisi genel yayın yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007 günü 17 yaşındaki silahlı saldırgan Ogün Samast tarafından Agos gazetesinin Halaskârgazi Caddesindeki binasının önünde başının arkasına ateş edilerek öldürüldü. Katil zanlısı 19 yaşındaki Ogün Samast güvenlik kameralarından elde edilen görüntülerin yayınlanmasından sonra babası tarafından polise ihbar edilerek Samsun otogarında sivil polis ve jandarma ekipleri tarafından yakalanmıştı.
İlk günlerde yükselen milliyetçilik akımının ve gerici zihniyetin işidir denildi, sonra bazı siyasal yapılanmaların kontrolden çıkmış gençlik örgütlerinin işidir dendi, daha sonra istihbaratın, polisin ve askerin de yer aldığı bir aymazlığın, gizli bir düşmanlığın neticesidir dendi, en sonunda da Danıştay saldırısı, rahip Santoro’nun katli ve Malatya’daki misnoyer cinayetleri ile birlikte, bir Ergekon projesidir dendi...
Hepsi de sonunda geldi, yeni yaratılan Fetö örgütüne bağlandı. Hrant Dink cinayetinin katili Ogün Samast’ın serbest bırakılması, aklı başında kesimleri derinden endişeye sürükledi. Aynı tarihlerde yaşanan Papaz Santoro cinayetinin katili Oğuzhan Akdin, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin’in katili Alparslan Arslan, Malatya Zirve Kitabevi baskınında insanların boğazlarını keserek öldüren katiller de serbest bırakılacak mı acaba diye sorgulanmaya başlandı. Tarihler, 5 Şubat 2006’yı gösterdiğinde, Türkiye’nin uluslararası imajına büyük ölçüde zarar veren bir suikast yaşandı. Daha 16’sında olan Oğuzhan Akdin, Trabzon Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Santoro’yu kilisede dua ettiği sırada öldürdü.
Türkiye, 17 Mayıs 2006 tarihinde, Alparslan Arslan tarafından Danıştay 2. Dairesi’ne gerçekleştirilen silahlı saldırıyla sarsıldı. Daire Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin şehit olmuş, 4 üye ise yaralanmıştı. Malatya’da 18 Nisan 2007’de Hristiyan içerikli kitap dağıtımı yapan Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilmann Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazları kesilerek öldürüldü. Zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalandı. Üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre Günaydın, tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Siyasetçilerin oy devşirme uğruna toplumda yarattığı ayrışmalar, zıtlaşmalar, birilerinin gözüne girmek, bir yerlerden nemalanmak isteyen serserilerin, meczupların arka arkaya cinayetler işlemesine yol açmıştı. Geçmişte de aynı şekilde gazeteciler Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Musa Anter, akademisyen yazar siyasetçi Ahmet Taner Kışlalı, Siyaset Bilimci Bahriye Üçok, yazar Turan Dursun, Necip Haplemitoğlu...
Bir anda anımsayıverdiklerimiz. Tabi ki, daha geçtiğimiz yıl katledilen Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş cinayeti de hiç bir zaman unutulmayacaktır. Ne şekilde olursa olsun insan öldüren, cinayet işleyen katillere gösterilecek en küçük hoş görü, toplumumuzda tedavisi çok güç yaraların açılmasına neden olacağından, bunlara fırsat tanınmaması gerektiğini düşünüyorum.