Haziran Ayı enflasyon rakamı eli kulağında her an belirlenmek üzere, rakam netleşince maaşlar da belli olacak. Bu yazı baskıya girdiği sırada rakam belli olabilir. Türkiye’nin turizm bakımından en önemli ilçelerinden birisi aynı zamanda iyi üzüm yetişen yerin köylü pazarında hafta sonu çekirdeksiz üzüm ve kırmızı üzüm aynı fiyattan 100 TL’den satışa satılıyordu. Etiket bu kadar yüksek olunca enflasyon hesabı yapacak olanların bu fiyatlardan haberi olmaması nedeniyle gerçek enflasyon rakamı belirlenemiyor. Maaşlar da haliyle çok düşük kalıyor.
Çarşı pazar almış başını gidiyor. Dur durak bilmeyen bir fiyat artışı var. Bu iş kontrolden çıkmış vaziyette. Bu gidişe bir dur demenin zamanı çoktan gelmiş geçiyor. Piyasalar elbette başı boş olmamalı. Devletin varlığı hissedilmeli.
Maaşlara yapılacak zamlar kayıpları önlemeli. Ekonomik kararlar işin uzmanlarınca alınmalı.
Deneme yanılma yoluyla kör ebe oynar gibi ekonomi yönetilmemeli. Sınırlı kıt kaynaklar en etkin bir biçimde kullanılmalı. Asla taviz verilmemeli. Seçim ekonomileri uygulandığında bunun faturası vatandaşa çok ağır çıkıyor. Kaşıkla ver, kepçeyle al.
Tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçmedikçe iki yakamız bir araya gelmiyor.
Sınırsızca ve düşüncesizce yapılan harcamalar, yeterli üretim olmayınca enflasyonu büyütüyor. Enflasyon bir canavara dönüşüyor. Yetersiz maaş artışları olunca durum vatandaş için daha da kötüleşiyor.
Çekirdeksiz üzüm, en ucuz satılması gereken yerde aracısız doğrudan üreticinin kendisi tarafından satışa sunulan köy pazarında 100 TL’ye satılıyorsa bu yeterli ürün olmadığının göstergesidir. Fiyatlara bakıldığında doğal olaylar nedeniyle ürün zarar da görmüş olabileceği anlaşılıyor. Talep edilen miktara yeterli arz sağlanamayınca sonuç kaçınılmaz oluyor. Fiyatlar yükseliyor.
Her vatandaş, yemek içmek yanında tatile gitmeye, ev, araba sahibi olmaya, çocuklarının isteklerini yerine getirmeye çabalar ve çalışır. Ve bütün bunları yapabilmek hakkıdır da. Ekonominin düzgün yönetildiği ülkelerde o ülke vatandaşı her ihtiyacını karşıladığı gibi bırakın yurt içini yurt dışında da rahatlıkla tatilini geçiriyor. Turizm için önemli bir konuma sahip ülkemiz bacasız sanayi denilen büyük şansa sahip. Yeterli tanıtım olmayınca döviz girişi yeterli rakama ulaşmıyor. Turist gelmesi için yeterli ve kaliteli yatak sayısına ulaşmak da gerekiyor. Döviz girdisinin artması bunun için çaba harcanması ülkemizde ekonomik rahatlamayı da beraberinde getirecektir. Döviz bizim için kıymetlidir. Gelmesi için elden ne geliyorsa yapılmalıdır. Sanayi ürünleri üretilirken dışa bağımlı olarak hammadde alımları dövizin bir kısmının yurt dışına çıkmasına neden oluyor. Bacasız sanayide bu durum yok denecek kadar az.
Çok kaliteli araba markasına ve dünyaca ünlü müzik guruplarına sahip ülkeler yıllık bütçelerinin neredeyse tamamını bu iki kalemden karşılıyordu.
Telefon üretimimiz olmaması da büyük oranda dövizin yurt dışına kaçmasına sebep oluyor.
Kısacası yeterli sanayi olmayınca ve ekonomi güzel yönetilemeyince maaşlar da düşük kalmaya devam edecektir. Kendimizi kandırmayalım.