Türk sinemasının altın harflerle yazılmış ismi, halkın içinden çıkan, sade ve samimi duruşuyla milyonların gönlünde taht kuran Kemal Sunal'ı anıyoruz.

Aramızdan ayrılışının üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi sevgi ve saygıyla anılan Yeşilçam'ın efsanevi güldürü ustası, canlandırdığı saf, iyi niyetli, zaman zaman da kurnaz karakterlerle sadece güldürmekle kalmadı, aynı zamanda toplumsal eleştiriyi de mizahın keskin kılıcıyla yaptı.

Onun hikayesi, bir yeteneğin zirveye çıkışının, popülariteyle başa çıkma mücadelesinin ve kahkahaların ardındaki derin düşüncelerin öyküsüdür.

KÇÜK HAYAT, BÜYÜK BAŞLANGIÇ

Kemal Sunal, 11 Kasım 1944'te İstanbul'un Küçükpazar semtinde dünyaya geldi. Babası Mustafa Sunal elektrikçi, annesi Saime Sunal ise ev hanımıydı. Üç çocuklu bir ailenin en büyük oğlu olan Kemal Sunal, ilkokulu Göztepe Taşmektep'te, liseyi ise Vefa Lisesi'nde tamamladı. Lise yıllarında tiyatroya ilgi duymaya başladı.

Kemal Sunal

Amerikan Bağımsızlık Günü
Amerikan Bağımsızlık Günü
İçeriği Görüntüle
  • İlk Adımlar Tiyatro Sahnesinde: Sunal'ın sanat hayatına ilk adımı, Vefa Lisesi'ndeki felsefe öğretmeni Belkıs Bakır'ın teşvikiyle tiyatro sahnesinde oldu. İlk sahne deneyimini de Vefa Lisesi'nde "Zoraki Tabip" oyunuyla yaşadı.
  • Müjdat Gezen ile Tanışma: Liseden sonra Müjdat Gezen ile tanıştı ve ona destek olmasıyla profesyonel tiyatroya adım attı. Kenter Tiyatrosu'nda küçük rollerde oynadıktan sonra, 1972 yılında Ertem Eğilmez'in dikkatini çekti ve sinema kariyeri başladı.
  • Üniversite Hayatı ve Geciken Mezuniyet: Marmara Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu'na giren Sunal, sinema kariyerinin yoğunluğu nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Ancak eğitimine verdiği önemi göstererek, 1995 yılında, yani 51 yaşındayken yarım bıraktığı üniversiteyi tamamladı ve Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nden mezun oldu. Mezuniyet töreninde, diğer öğrencilerin aksine kepini büyük bir ciddiyetle havaya fırlatması ve "Bu diplomayı babama ithaf ediyorum" demesi, onun eğitime ve aileye verdiği değeri gösteriyordu.

İlginç Bir Bilgi: Kemal Sunal'ın Vefa Lisesi'nden mezuniyeti 11 yıl sürmüştü. Okul hayatı boyunca oldukça sessiz ve utangaç bir öğrenci olduğu biliniyordu. Ancak sahneye çıktığında bambaşka bir kişiliğe büründüğü söylenirdi.

TÜRKİYE'NİN NEŞE KAYNAĞI

Kemal Sunal'ın sinema kariyeri, yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı 1972 yapımı "Tatlı Dillim" filmiyle başladı. Kısa sürede Ertem Eğilmez'in "çekirdek kadro"suna dahil oldu ve Hababam Sınıfı serisiyle geniş kitlelerce tanındı.

  • Hababam Sınıfı Efsanesi: 1975 yapımı "Hababam Sınıfı" filmi, Kemal Sunal'ı Türk sinemasının yıldızları arasına soktu. "İnek Şaban" karakteriyle özdeşleşen Sunal, saflığı, sakarlığı ve zekasıyla izleyicilerin kalbini fethetti. Hababam Sınıfı serisi, Türk sinemasının kült yapımlarından biri haline geldi.
  • "Şaban" Karakterinin Evrimi: Kemal Sunal, "Şaban" karakterini o kadar benimsemişti ki, birçok filminde bu isimle anılmaya devam etti. Ancak her "Şaban" farklıydı; bazen saf bir köylü, bazen kurnaz bir uyanık, bazen de masum bir aşık... Sunal, bu karakterlere kendi yorumunu katarak onları unutulmaz kıldı.
  • Toplumsal Eleştiri ve Mizah: Kemal Sunal filmleri, sadece güldürmekle kalmadı, aynı zamanda toplumsal sorunlara da ayna tuttu. Bürokrasinin işleyişi, zengin-fakir çatışması, eğitimsizlik, köyden kente göç gibi konular, onun filmlerinde mizahi bir dille eleştirildi. "Kapıcılar Kralı", "Zübük", "Kibar Feyzo", "Davaro" gibi filmler, bu eleştirel bakış açısının en iyi örnekleridir.
  • Üretken Bir Sanatçı: Kemal Sunal, kariyeri boyunca 82 filmde rol aldı. Bu inanılmaz üretkenlik, onun sinemaya olan tutkusunun ve çalışkanlığının bir göstergesiydi. Her filminde farklı bir karakter yaratma becerisi, onu diğer komedyenlerden ayırıyordu.

Az Bilinen Bir Bilgi: Kemal Sunal, o dönemde diğer oyunculara göre çok daha az film ücreti almasına rağmen, filmlerin başarısı ve yapımcıların talebi üzerine durmaksızın çalışmıştır. Sinemanın ticari boyutundan çok, yaptığı işe ve halkla olan bağa önem vermiştir.

Kemal Sunal 4

KAHKAHALARIN ARDINDA SESSİZ BİR YAŞAM

Sahnedeki ve perdedeki neşeli, coşkulu kişiliğinin aksine, Kemal Sunal günlük hayatında oldukça sakin, içine kapanık ve ciddi bir insandı.

  • Ev ve Aile Yaşamına Düşkünlük: 1974 yılında Gül Sunal ile evlenen Kemal Sunal'ın, Ali Sunal ve Ezo Sunal adında iki çocuğu oldu. Ailesine son derece düşkün olan Sunal, evde çok az gülen, genellikle gazete okuyan ve televizyon izleyen biri olarak tanımlanırdı. Çocukları, babalarını "evde hiç gülen bir adam" olarak hatırlamazlardı.
  • Uçak Korkusu ve Trajik Sonu: Kemal Sunal'ın en bilinen özelliklerinden biri de uçak korkusuydu. Bu korkusu nedeniyle uzun yıllar uçak yolculuğu yapmaktan kaçınmıştı. Ancak 3 Temmuz 2000 tarihinde, Malatya'ya "Balalayka" adlı filminin çekimleri için gitmek üzere bindiği uçağın kalkışından kısa bir süre sonra geçirdiği kalp krizi sonucu 55 yaşında hayatını kaybetti. Onun gibi uçağa binmekten çekinen birinin uçakta vefat etmesi, kaderin acı bir cilvesi olarak yorumlandı.
  • Finansal Konulara Yaklaşımı: Dönemine göre oldukça mütevazı bir yaşam süren Sunal, maddi konularda cimri olduğu yönünde eleştirilere maruz kalmıştı. Ancak ailesi ve yakın çevresi, onun tutumlu olduğunu ve para harcarken dikkatli davrandığını belirtmiştir. Sanatçının telif hakları konusunda verdiği mücadeleler de bilinmektedir.
  • Telif Hakları Mücadelesi: Kemal Sunal, filmlerinin televizyonlarda ve diğer platformlarda defalarca yayınlanmasına rağmen telif hakkı alamaması nedeniyle büyük bir mücadele vermişti. Ölümünden sonra ailesi, bu mücadeleyi sürdürmüş ve Kemal Sunal'ın sinema emekçilerinin hakları konusunda bir sembol haline gelmesini sağlamıştır.

İlginç Bir Bilgi: Kemal Sunal'ın "Uçak Korkusu" üzerine yüksek lisans tezi yazdığı yönünde şehir efsaneleri dolaşsa da, bu doğru değildir. Ancak uçak korkusunun hayatında önemli bir yer tuttuğu ve bu konuda psikolojik destek aldığı bilinmektedir.

BÜYÜK USTANIN MİRASI

Kemal Sunal, vefatından sonra da Türk sinemasının en sevilen ve izlenen figürlerinden biri olmaya devam etti. Filmleri, nesiller boyu aktarılan bir miras haline geldi.

Kemal Sunal 1

  • Popülerliğini Yitirmeyen Filmler: Kemal Sunal filmleri, televizyon kanallarında ve dijital platformlarda hala büyük ilgiyle izleniyor. Diyalogları, karakterleri ve esprileri, günlük hayatta bile sıklıkla kullanılan referanslar haline gelmiş durumda.
  • Akademik Çalışmalar: Kemal Sunal'ın sanatı ve toplumsal etkisi üzerine birçok akademik çalışma, tez ve kitap yazılmıştır. Canlandırdığı karakterler, sosyolojik ve psikolojik açılardan incelenmiştir.
  • Halkın Sevgisi: Onun ölüm yıldönümlerinde ve doğum günlerinde sosyal medyada ve medyada Kemal Sunal'la ilgili paylaşımlar ve anma etkinlikleri düzenlenir. Bu, halkın ona duyduğu derin sevginin ve minnetin bir göstergesidir.
  • Ödüller ve Anıtlar: Sanatçının anısını yaşatmak için çeşitli kurumlar tarafından ödüller verilmekte, heykelleri dikilmekte ve adına kültür merkezleri açılmaktadır.

Kemal Sunal, Türk sinemasının sadece bir oyuncusu değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın ve kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. O, sahnede ve perdede bizleri güldürürken, aslında hayatın gerçeklerini, çelişkilerini ve umutlarını da fısıldıyordu. "Gülen Gözlerin Ardındaki Adam" Kemal Sunal, her zaman kalplerimizde yaşamaya devam edecek.

Muhabir: Barış Berkant Oğuz