Ekonomi

Türkiye protein krizine mi sürükleniyor?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Kırmızı et fiyatlarının artık sadece enflasyonla açıklanamaz hale geldiğinin altını çizerek, “Etiketteki rakamlar, halkın alım gücünün çok önünde seyrediyor. Bu gidişle yıl sonunda market raflarında, kasap camlarında 'bin 900 TL ile 2 bin TL/kg' yazılı etiketler görmek kimseyi şaşırtmayacak.” ifadelerine yer verdi.

Dana kıyma ve kırmızı etin kilosunun bin liraya dayandığını ve Türkiye'nin protein krizine doğru gittiğini söyleyen Erhan Adem, “Şu anda dana kıymanın kilosu birçok ilde 700-900 lira, bazı bölgelerde yağsız biftek 1000 lirayı aşmış durumda. Yılın daha dördüncü ayında bu seviyeye geldiysek, aynı artış hızında gidersek Aralık ayında fiyatların 2.000 TL bandına dayanması olası. Bu yalnızca bir fiyat sorunu değil. Türkiye, bir protein krizine doğru sürükleniyor. Eskiden sofraya haftada bir et koyabilen aileler, şimdi ayda bir koyabiliyor. Çocuklar et görmeden büyüyor. Bazı evlerde köfte artık hatıra, kıyma gramla alınıyor. Kasaplar bile söylüyor: “Vatandaş geliyor, 250 liralık et alıyor, tartıya bile gerek kalmıyor.” dedi.

"Etin azaldığı yerde sahtekarlık çoğalıyor"

Piyasada kıyma olarak satılan ürünlerin ne olduğunun belli olmadığını söyleyen Adem, denetimlerin yetersiz olduğunu aktardı. "Durum sadece bu kadar da değil. Etin azaldığı yerde sahtekârlık çoğalıyor. Piyasada kıyma diye satılan ürünlerin içinde ne olduğu belli değil: Tavuk sakatatı, at eti, katkı maddesi… Etin yüzü değişti, tadı değişti, güveni gitti. Denetimler yetersiz, cezalar caydırıcı değil. Ucuza satılan ürünün içine ne karıştığı belli değil. İnsanlar artık “et yiyorum” sanıyor ama aslında başka bir şey tüketiyor. Sağlık uzmanları alarm veriyor: protein yoksunluğu, dengesiz beslenme ve halk sağlığı sorunları kapıda." ifadelerine yer verdi.

"Hayvancılık sahipsiz kaldı"

Üreticilerin ve tarımın desteklenmediğini, ithalatın çözüm olmadığını ve artık ete değil etikete bakıldığını aktaran Erhan Adem, "Etin bu kadar pahalı olmasının ardında yıllardır yapılan yanlışlar yatıyor. Üretici desteklenmedi, hayvancılık sahipsiz kaldı. Mazot, yem, ilaç, elektrik derken üretim maliyetleri patladı. Besici artık dayanamaz hale geldi, ahırlar boşaldı. Arz düşünce, fiyat uçtu. İktidar ise hâlâ ithalatla çözüm arıyor. Brezilya’dan, Uruguay’dan hayvan getirmekle bu sorun çözülmedi, çözülmeyecek. Getirilen hayvan da pahalıya geliyor, vatandaşa ucuz et olarak dönmüyor. Türkiye’de artık ete değil, etiketine bakılıyor. “Alabilir miyim?” sorusu, “Yiyebilir miyim?”in önüne geçti. Ve biz bu sorunu konuşmazsak, yıl sonunda “eti sadece zenginler yer” dediğimiz günlere döneriz. Bu bir uyarıdır. Et fiyatı artık sadece mutfak bütçesini değil, ülkenin geleceğini tehdit ediyor.” dedi.