Taylan İnan Gülkanat/ Zafer Haber Merkezi
“AFRİKA, SAĞLIK TURİZMİ AÇISINDAN TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT”
Türkiye’nin jeopolitik konumu bakımından güneyinde Müslüman ve Orta Doğu ülkelerinin olduğunu hatırlatan Karakuş “Bu ülkelerin sağlık sistemleri yetersiz dolayısıyla bu yetersizlik içerisinde gidecek yer arıyorlar. Bu ülkelerde sağlık turizmi için Avrupa’yı tercih edenler olsa da Türkiye’nin gelişmişlik, modernizasyon durumunu göz önüne aldığımızda Avrupa’daki birçok tedavinin aynı teknolojilerle Türkiye’de yapıldığının onlar da farkında. Dini bakımdan benzerliklerimiz ve İstanbul gibi marka bir şehrimizin olması sebebiyle bu ülkelerden ülkemize çok rahat bir şekilde sağlık turisti çekebiliriz. Orta Doğu bizim için sağlık turizmi açısından en büyük pazar diyebiliriz. Öte yandan Kuzey’e baktığımızda Türki Cumhuriyetler var. Burada da aynı ırktan olmamız sebebiyle bu pazarda da büyük pay alma şansımız çok yüksek. Afrika’ya baktığımız zaman da hem sağlık sistemlerinin yetersiz olmaları, hem Müslüman olmaları, hem de Türkiye’ye bir sempatilerinin olmaları sebebiyle buradaki sağlık turisti hastalarına ulaşmamız da çok kolay ve buradan da pay alma şansımız yüksek ancak Afrika maddi olarak geride olduğu için fiyatlar konusundan dolayı Hindistan daha cazip geliyor. Fiyatları çok abartmadığımız takdirde pazarlama stratejileri elde ederek buradaki pazarımızı da büyütebiliriz. Örnek vermek gerekirse; Uganda’nın 45 milyon nüfusu var. Bunun yüzde 10’u 4.5 milyon nüfus yapar. Bu nüfusun tedavisini Türkiye’de yapabiliriz. Ülkelerarası ikili diyaloglarla Afrika ülkeleriyle bir takım fırsatlar yaratmamız gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
“SAĞLIK TESİSLERİMİZ VE DOKTORLARIMIZLA, ÇEVRE ÜLKELERDEN ÖNDEYİZ”
Türkiye’nin Avrupa’daki teknolojik gelişmelerden geri kalan bir yanının olmadığını belirten Karakuş “Biz dünyanın merkezindeyiz. Türkiye bir sağlık merkez üssü olabilir. Pandemide Avrupa hem sağlık tesisleri anlamında hem sağlık personeli anlamında biraz geride kaldı. Türkiye’de pandemi de böyle bir şey söz konusu olmadı. Avrupa bizden maddi anlamda biraz daha gelişmişlik göstermiş olsa da Avrupa’da ortaya çıkan bir tedavi aynı gün, aynı saatte Türkiye’de yer bulabiliyor. Avrupa özellikle saç ekimi konusunda Türkiye’yi tercih ediyor. Hem daha iyi teknolojimiz var hem doktorlarımız daha deneyimli ve daha güzel işler çıkarıyor. Avrupa’da yaşayan 10 milyon vatandaşımız var. Onlar da bir pazar olabilir. Gerek tesislerimiz gerek deneyimli doktorlarımızla biz aslında çevremizdeki ülkelerden öndeyiz ama pazarlama konusundaki eksikliklerimiz bizi buradan uzaklaştırıyor.” diye konuştu.
“KAYIT DIŞI SAĞLIK TURİSTİ”, SAĞLIK GELİRLERİNİN DÜŞMESİNİN EN BÜYÜK SEBEBİ”
Ülkemizdeki mülteci sayısının artması, denetim eksikliği ve merdiven altı işlemlerden dolayı ortaya çıkan kötü sonuçların sağlık turizmi alanında Türkiye için dezavantaj oluşturduğuna dikkat çeken Karakuş “Kayıt dışı sağlık turisti dediğimiz kesim, sağlık gelirlerinin düşmesinin en büyük sebebi. Ülkemizde sağlık sistemi iyi olmayan ülkelerden çok fazla mülteci barındırıyoruz ve bu mülteciler kendi ülkelerindeki sağlık turisti hastalarını kayıt dışı olarak Türkiye’ye getiriyorlar bunlar kayıtlara sağlık turisti olarak geçmiyor. Gelir var ama kayıt altına alınmıyor. Denetimler arttırılmalı, cezalar caydırıcı olmalı. Özellikle büyükşehirlerde merdiven altı işlemleri yapanlar çok fazla. Vize serbestliği olan ülkelerden gelen ve ülkemizde yaşayan yerleşik yabancı da çok fazla olunca bu hastalara sağlık turizm hastası olarak yer verilmiyor.” dedi
“SAĞLIK TURİZMİ TANITIMINI YETERİNCE VE DOĞRU YAPMIYORUZ”
Sağlık turizmcileri olarak eğitim konusuna ağırlık verdiklerinin altını çizen Karakuş “Bu işi yapmak isteyenleri eğitmeye çalışıyoruz. Sağlık kuruluşlarımızı, doktorlarımızı eğitmeye çalışıyoruz. Tanıtımı yeterince ve doğru şekilde yapmıyoruz. Fuarlardan ziyade doktor ve hastaların birebir temas kurabildiği organizasyonlar yapılmalı. Yurt dışında yaşayan Türk doktorlarımıza imkânlar sunarak oradaki hastalara tanıtımımızı yaptırabiliriz.” şeklinde konuştu.