TAŞ KESİLİP HEYKEL OLMAK ÇOK ACI!

Abone Ol

Eski Kazan Belediye Başkanımız, şimdi Ankaralılar Vakfı Genel Başkanı, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı yaptığı uzun yıllar, Seyfettin Aslan açıkçası gönüllü olarak bu işe öncülük etti. Çok uzunca bir süredir.

 Ben de açıkçası 2025'in ilk programı olarak da Beş Beyaz'ı bir kez daha, daha derli toplu anlatılmasını çok istedim. Bugün bu bir vesileyle, bir sergi vesilesiyle Seyfettin Bey'le yeniden bir arada olacağız.

 Bir yılı bitirdik, bir başka yılın ilk günlerini kat ediyoruz. Bu Ankara'nın Beş Beyaz'ı konusundaki duyarlılığınızı biliyorum. Sizle de epey birlikte program çektik. Ancak bu etkinlik sanki bunu taçlandırdı açıkçası. Elinize, emeğinize sağlık. Bu sefer bunu Ankaralılar Vakfı ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı Başkanı kimliğinizle yaptınız.

 Daha önce pek üzerinde konuşmadığımız, keşke şunu da söyleseydim dediğiniz Beş Beyaz'a dair yeni şeylerle bir anlatır mısınız? Neydi bizim Beş Beyaz'ımız? Sonra da unutmayalım. İçinde bulunduğumuz 2025'e dair de yeni iddialarınız var. Aslında hoş bir vizyon bu. Onu da konuşuruz. Ankara'nın on meyvesini anlatacaksınız. Hatta 2026'yı da planlıyorsunuz. Neyiniz var?

 Ankara'nın değerleri diye tabir ettiğimiz bu değerler taş kesilip heykel olması. Çok güzel. Ankara'nın marka değerleri yok olmak üzere. Niçin? Ankara'nın 1956'da 1 milyon 200 bin çiftlik keçisi varlığı varken şu anda 88 bine inmiş. Yani yok oluyor. En önemli varlığımız. Yani bu kenti zenginleştirmiş bir üründen bahsediyorsunuz. 300 yıl boyunca Ankara'nın en önemli gelir kaynaklarından birisi. 40 bin top Ankara çiftliği sok kumaşının ihraç edildiğine dair belgeler var. Sancaklar, gemilerde kullanılan sancaklar sof ve şali kumaştan yapılıyor. 1936'da çıkan bayrak kanununun birinci maddesinde Türk bayrağının şali kumaştan yapılacağı yazılıyor. Bütün bunlara rağmen yani bütün dünya marka peşinde koşarken biz marka olmuş değerlerimizin yok olmasına seyirci kalıyoruz. Ankara'da bunlardan biri. Yani işte biz bütün bunlara dikkat çekmek ya değerlerimizi, marka değerlerimizi kaybetmeyelim çabası içerisindeyiz. Ankaralıların dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Siyasilerin dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Devletimizin dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Ve Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı olarak bu konuda ne yapabiliriz diye. Yok olmasın, taş kesilip yok olmasınlar teması içerisinde.

 *Hocam Ankara'da bir şeyler deyince aklıma geldi. Yani Frigler'in başkenti Gordion. Gordion bu keçileriyle ünlü. Midas döneminin ürünleri bunlar aslında.

 Evet kesinlikle. Yani dediğim gibi marka, elimizdeki markayı kaybediyoruz, kaybetmek üzereyiz. Bir de keçiler orman dostu. Keçi orman düşmanı değil asla. Bir veteriner hekim olarak konuyu ya vakıf bir insan olarak söylüyorum. Ankara keçisi orman dostudur. Ağaçların altındaki, ormandaki bitkileri selülozu ete, süte yapağıya çeviriyor. Yani diğer hayvanlar gibi protein kaynaklı yem maddesi kullanmıyor. Yani aynı ürünü paylaşmıyoruz onlara. Bizim hiç itibar etmeyeceğimiz bir şey yiyorlar.  Ete, süte çeviriyorlar. Bizim için mükemmel. Bir de bizim ırkımız, bizim hayvanımız.

 Yani tavukta olduğu gibi grand parentlar, büyük dede, ebeveyn ırklar başka uluslara ait değil. O halde biz kendi değerlerimize mutlaka sahip çıkmalıyız. Aslında bu marka değerleri Ankaralılar türkülerine yansıtmışlar.

Yazının devamı gelecek...