Birbirlerine verilen tatlış tatlış sözlerde “Asla kavga etmeyeceğiz” cümleleri de yerini alır ve nedense bu sözler hep yutulur.
“Hocam istemeden sözümü yuttum, mutluluğum bozulur mu?”
Yuttum diye panik yapmayın! Bozulmaz evlat!
Şayet bugünün sorununu bugün çözmez ve yarına kocaman bir problem olarak taşımazsanız.
Dün filizlenmiş sorunların yarınlarda kocaman kocaman dert ormanı olup olmamasıyla ilgili.
Hayatın içinde yanlış anlaşmalar ve huzursuzluk var. Bir takım soruların çözümlerinde zaman zaman anne kız geçinemeye, iki dost tartışabilir. Ama evliliklerde işin rengi azıcık değişir. Çünkü dostla ve anneyle farklı evlerde, ayrı odalarda geçirilen kimi huzursuz geceler çiftlerde aynı yastıkta geçiyor.
Evli çiftler birlikte hayat yolculuğuna çıktıkları için, aynı sofrada yiyip içtikleri, rüyalarını aynı yastıkta gördükleri için boyut farklılaşabiliyor.
Konuya biraz daha inecek olursam; çiftler fikir ayrılıklarından dolayı kimi zaman tartışabiliyor.
Eğer farklı düşündüğümüz konu bireysel bir konuysa bu bireysel zevktir. Demek oluyor ki burada tartışılacak bir şey yok. Zevkler ve renkler tartışılmaz öyle değil mi? Kimi izlemeyi, kimi okumayı, kimi gezip tozmaya ya da spor yapmayı sever. Kimi ise eşiyle dostuyla zaman geçirmeyi. Bunlar tartılacak şeyler değil, akisine yaşamlarına renk, çeşitlilik ve yaratıcılık getirecek şeylerdir.
Şayet iki kişiyi de ilgilendiren konularda tartışma çıkıyorsa meseleye farklı yaklaşmakta yarar var.
Peki iki tarafı da ilgilendiren konularda fikir ayrılığına düşersek ne yapacağız?
Aynı konuyla ilgili farklı fikir varsa, taraflar birbirini incitmeden anlama yoluna gitmeli, ilgili argümanını ortaya koymalı ve neden öyle düşündüğünü eşine sakinlikle anlatmalı. Karşı taraf da eşini sabırla dinlemeli ve ardından kendi fikrini, düşüncesini ortaya koymalı.
Kimi zaman sabırla, kimi zaman empatiyle en önemlisi de saygıyla iletişime geçilmeli.
Ortaya çıkacak en sağlıklı kararın ortaklaşa verilecek karar olduğunu unutmamalı. Eşler birbirlerinin fikrine yeni fikirler ekleyip onu hayata geçirmeyi becerirse değmesinler keyfine.
Taraflar düşünce ve kararların nedenlerini anladıktan sonra, hangi fikrin mantıklı olduğuna birlikte karar verilmesiyle mesele çözüme gitmiş olacaktır ve hatta ikisinin de en akıllıca yönlerini alıp bir üst fikir optimize edilerek yeni bir fikir ortaya çıkacaktır.
Kimi vakitlerde üçüncü fikir ortaya çıkar. Burada empati oldukça önemli; çünkü bazı konularda iki fikirde doğru olabilir. Konuya nereden baktığımızla alakalı olabilir. Klasik “6 ve 9” örneği gibi. Üsten bakana göre 6, alttan bakana göre 9 olan aynı şekil gibi… Ama taraflarda sevgi, saygı ve akıl yoksa oradan bile çok büyük tartışma, yaygara, patırtı kütürtü çıkabilir.
Fakat, aklı ve sevgisi olan insanlar aynı konuda üsten ve alttan farklı görüp, düşünseler bile empati yapabildikleri için karşısındakinin neden o tarafta durduğunu ve öyle düşündüğünü anlayabilecektir.
Fikir ayrılığına düşülse ile panik yapmayalım. Akıl, empati ve saygı üzerine inşa edilmiş sevginin ve aşkın sonsuza kadar kendini devam ettirme olasılığı yüksektir.
Arada sevgi yoksa empati de sempati de olmaz zaten. Olur olmaz konularda sorun çıkar. Taraf ya da taraflar birbirinin her şeyinden gıcık kapar. Devamında da hayatı hem kendine hem de partnerine zehir eder.
Öte yandan empati ve sempati harmanlı iki akılcı bakış açısıyla da öğrenirken öğretirsiniz. Bakış açılarına ortak fikirler katılırsa o ilişki çok daha sağlıklı olacaktır. Zorluklara karşı birlikte omuz omuza verip göğüs gererseniz ve adeta birbirinizin öğretmeni olarak sürekli birbirinize öğretmeye devam ederseniz çoğu zorlukların üstesinden gelebilirsiniz.
Yeni fikirlere açık olmak ve yeniliklerin anahtarını kaybetmemek lazım. Benzer konularda farklı fikirler üretmek tazelik getirir insana. Bilindik pencere manzarasında tazecik, misler gibi rengarenk çiçekler açabilir.
Benzer konularda farklı fikirler üretimde hayata farklı açıdan bakabiliyorsun. Hayatınızdaki kişi doğru ise sevdiğinize benzer konularda farklı şeyler öğretmenin ve öğrenmenin keyfini çıkarın.