TAM DA BUGÜN LOZAN'I ANLAMAK

Abone Ol

Lozanı anlamamak da ısrar edenler lafım sizlere.

Bazı günler vardır ki sadece tarih kitaplarında değil, bir milletin kalbinde de yer eder. 24 Temmuz 1923, işte tam da böyle bir gündür. O gün, Lozan'da imzalanan bir belge, aslında yepyeni bir ülkenin doğum belgesi olmuştur. Adı: Türkiye Cumhuriyeti.

Peki nedir bu Lozan Antlaşması’nı bu kadar özel kılan? Gelin birlikte hatırlayalım.

Sevr’in Hayaleti ve Lozan’ın Umudu

Osmanlı’nın son döneminde dayatılan Sevr Antlaşması, adeta bir ölüm fermanı gibiydi. Topraklar parçalanmış, ekonomik bağımsızlık kalmamış, Anadolu’nun bağrına hançer saplanmıştı. Ama o halk yılmadı. Mustafa Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşı’yla “Biz buradayız!” dedi. İşte Lozan, bu büyük mücadelenin dünyaya kabul ettirilmesiydi.

Eşit Koşullarda Masaya Oturmak

Lozan’da Türkiye, ilk kez büyük devletlerle eşit şartlarda masaya oturdu. “Artık bizi kimse yarı sömürge muamelesi yapamaz” demenin adıydı bu. Kapitülasyonlar tarihe karıştı. Artık Türkiye kendi mahkemesinde kendi vatandaşını yargılayabilecek, kendi gümrüğünü koyabilecekti.

Sınırlar, Halklar ve Umutlar

Lozan, sadece bir sınır çizgisi antlaşması değildi. Aynı zamanda Anadolu'nun yeni nüfus yapısını da şekillendirdi. Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi ile milyonlarca insan, yeni bir hayata başlamak zorunda kaldı. Acılar yaşandı, evler geride kaldı ama bir yandan da daha huzurlu bir gelecek kurma çabası vardı.

Bir Devletin Kuruluş Belgesi

Lozan, sadece Osmanlı’nın sonunu değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıcını da tescilledi. "Artık biz yeni bir devletiz, bağımsızız ve kendi kararlarımızı kendimiz alacağız" mesajı verildi dünyaya.

Son Söz

Demem o ki;

Lozan’ı anlamak, sadece bir barış antlaşmasını okumak değildir. O belgeyi imzalayan insanların yorgun ama gururlu ellerini, Anadolu köylerinden gelen sabırlı duaları, cephede can verenlerin sessiz kahramanlıklarını da görmektir.

Lozan, bir milletin ayağa kalktığı, “Ben varım” dediği gündür. O yüzden sadece bir diplomatik zafer değil; bir halkın dirilişinin simgesidir.

AKLINIZDAN ÇIKARMAYIN!