İlkokulda başlayan çizim merakının tutkuya dönüştüğü dile getiren Gündoğdu, kendi yarattığı karakterlerle çizgi romanlar hazırlıyor; işinde kullandığı süpürge sapına büyüteçle şekiller işliyor. En büyük hayalinin yazıp çizdiği hikayeleri dergilerde yayınlamak olduğunu ifade eden Gündoğdu, "Bu sanatım hobi, bu temizlik işleri de ekmek teknem. O yüzden ikisi de benim için çok değerli" dedi.
İzmit Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü bünyesinde yaklaşık 17 senedir temizlik görevlisi olarak çalışan evli ve 3 çocuk babası Selami Gündoğdu, çizim yeteneğiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Kandıra'da kırsal Güvenler Mahallesi’nde doğup büyüyen ve ilkokuldan sonra maddi imkansızlıklar dolayısıyla eğitimine devam edemediğini belirten Gündoğdu, çocukluğundaki çizgi romanların kendisinde tutku yarattığını, fark ettiği yeteneği ile hem kendi çizgi romanlarını üretip hem de taşlardan heykel yapmaya başladı. Gündoğdu, işini yaparken kullandığı süpürge sapı ve eldivenlerine de kendi yarattığı karakterleri işledi. Sanatını sapına işlediği süpürgeyle sokakları temizleyen Gündoğdu, en büyük hayalinin ise yazıp çizdiği hikayeleri dergilerde yayınlanması olduğunu bildirdi.
"Okullara arkadaşlar sayesinde çizgi romanlar da gelmeye başladı"
Sanata ilgisinin ilkokul yıllarında başladığını aktaran Gündoğdu, “Çizgi romanları okudukça onların hayal dünyasında yaşayarak ben de resim sanatını öğrenmiş oldum. Köyümüzde hayvan, tarla işleri olunca ben de kitaplarımla beraber yaylalarda hayvan peşindeyken kitaplarımla aramda bir arkadaşlık, bir hayat yolu başladı. Resim çizmek okulda en kolay derslerden biriydi ve yapamazsanız da ceza yoktu. O yüzden ben, serbest, huzurlu çalışıyordum. Tabi huzurlu çalışınca da güzel resimler oluyordu. Öğretmen sevgi gösterse de öğrenciler takdir ediyordu. İlkokul öğrencisiydik ama yine de resimlerim Cin Ali gibi tek çizgi değildi, daha güzeldi. Okullara arkadaşlar sayesinde çizgi romanlar da gelmeye başladı. Onlardan da bir ilham alarak benim resim yavaş yavaş gelişmeye başladı” dedi.
"Benim için Allah vergisi bir sürpriz oldu"
Okul bittikten sonra arkadaşlarının getirdiği taşları heykele çevirdiğini dile getiren Gündoğdu, “Sonra büyüteçle sopaları resimlerle süslemeye başladım. Bunu Allah vergisi olarak, bir ilham olarak düşünüyorum. Çünkü bu büyüteçle yakma işini daha önce hiçbir yerde görmemiştim. İşte bu geliştikçe sopalara, değneklere, bastonlara derken tahtalara da çizmeye başladım. Sonuçta kalemsiz, büyüteçle yakma sanatıyla resim çizme konusunda daha da yetenek sahibi olmaya başladım. Sopaları süslerdik ama köyde hayvan güderken büyüteçle ilk defa yapıyordum. Sopaları büyüteç olmadan önce de süslerdik; ateşin aleviyle onu yakarak şekillendirirdik ama büyüteçle olunca hem benim için yeni bir resim sanatının göstergesi oldu, hem de hiçbir yerde görmediğim için benim için Allah vergisi bir sürpriz oldu. Yazıyla başladım; ondan sonra yavaş yavaş sopa üzerinde resim çizmeye başladım” diye konuştu.
"Türküleri de çok severim"
Çocukluğunda çizim yaptığı yerleri de aktaran Gündoğdu, “Dağlarda, ormanlarda bizlere yerler ayrılmıştı, yerlerimiz ormanlarımız belli olsun diye, sınır boylarına resimler çizmiştim. Ondan sonra dağ başlarındaki güzel taşların üzerine küçük sivri taşlar ile resimler çizmeye başladım. Sonra dağ başındaki elektrik direklerine, su deposuna kömürle resimler çizdim. Onlar arkadaşlarım tarafından görüldü. Hayvan güderken yalnız başına oluyorum, çoğunlukla kitaplarım olur. Benim en yakın arkadaşım, kitaplar zaten. Türküleri de çok severim. Türküler, şiirler bunlar benim için bana bir yol arkadaşı, hayat arkadaşı oluyordu. Bu halk müziği kursa da gittim, orada da müzik çalışması yaptık" ifadelerine yer verdi.
Çevresindeki arkadaşları ve iş arkadaşlarına çizimlerini gösterince kendisini tebrik ettiklerini söyleyen Gündoğdu, “Bana, ‘Senin işin bu değil; senin işin aslında sanat’ diyorlar. En büyük hayalim gazetelere, dergilere çizgi roman, resimli roman yazıp çizmek. Tabi yazıp, çizdiklerim de kendi hayal dünyamda. Yani alıntı, çalıntı değil. Ben internetten ve kitaplardan doğaüstü güçleri de tanımaya başladım. Onların da özelliklerini bildiğim için onlarla alakalı çizgi romanlar yazmaya başladım” dedi.
"İkisi de benim için çok değerli"
Sanatıyla mesleğinin kardeş gibi olduğu da aktaran Gündoğdu, “Çünkü buradan ekmek yiyorum; sigortam var; sanatım da bir hobi gibi gelişiyor. Niye hobi gibi? Sanatımı mesleğe dönüştüremedim; ilkokul mezunu olduğum için belgem yok. O yüzden bu sanatım hobi, bu temizlik işleri de benim ekmek teknem; ekmek kapım. O yüzden ikisi de benim için çok değerli" diye konuştu.
Ailesinin kendisine destek verdiğini söyleyen Gündoğdu, İzmit dergilerinde yazıp çizmek istediğini de sözlerine ekledi.
Nazım Özgün ERBULAN-Ardacan UZUN/İZMİT (Kocaeli), (DHA)-